Osmanlı Aşığı Taşer! 60 darbesinin bilinmeyen yönlerini ve o dönem ihtilalcilerinin fikir dünyası hakkında bilgi sahibi olmak için ideal bir kitap fakat İttihatçılar için yazılanlar pek hoşuma gitmedi. Dündar Taşer, saygıdeğer bir Türk büyüğü. Dündar Beğ'in söylediklerinin ve düşündüklerinin Türk gencine faydalı olacağına inanıyorum.
Rus şair ve yazar Boris Pasternak (1890-1960)’ın 1955 yılında tamamlamasına karşın kitap içeriğindeki Rus Devrimi’ne yönelik eleştirel bakıştan dolayı Rus Yazarlar Birliği bünyesindeki sansür kurulundan onay alamayan ve ilk olarak Sovyet Rusya dışında basılan ilk ve tek romanı.
Kitabın yayımı sonrası Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu dünyasında
236 syf.
10/10 puan verdi
Evliya Çelebi seyahatleriyle Türk tarihine kültürüne eşsiz bilgiler kazandırdığı bir eser ortaya çıkarmış ve bu müstesna eserin kıymeti pek bilinmemiştir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarla Çelebinin oluşturduğu o muhteşem dünyanın ayrıntıları yeni fark edilebiliyor. Çelebinin dünyasını sınırlandırarak küçümseyen realist bakan güruha verilmiş en iyi cevap ise bu tür eserlerdir. Esasında O'nu yanlış anlayanların yapmış oldukları yorumlarla zedelenen itibarının iadesi bu tip eserlerle mümkün...
Türk Dünyası'nın en önemli tarihçilerinden biri olan İlber Ortaylı'nın, Asya'dan Avrupa'ya, Uzak Doğu'dan Orta Doğu'ya,Rusya'dan Balkanlara gezip gördüklerini anlattığı bu kitap Tarih ve Coğrafya'nın birbirinden ayrılmaması gereken hatta birlikte okutulması gereken Bilimler olduğunu hatırlattı bana. Aralarında sizin de gördüğünüz ülkeler varsa ayrı bir merak ile okuyacağınızı düşünüyorum.
313 syf.
10/10 puan verdi
"Anlatacaklarım basit şeylerdir. Türk'un ateşle imtihanı esnasında, o mücadelede yer almış olan Türkler'in ve düşmanlarının gençliği, gelecekte bunu okudukları zaman, birbirlerinin kanına girdiren düşmanlık perdesini yırtacak, göz göze gelecek, o eski kin ve nefret harabesinin üstünde bir insanlık ve barış dünyası kuracaklardır.
Nasıl Sinekli Bakkal'ı ve hatıratımın birinci cildini önce İngilizce, sonra Türkçe yazdımsa, hatıratımın ikinci cildi olan ve 1918'den 1923 sonlarına kadar İstiklal Savaşı'nı içine alan Türk'ün Ateşle İmtihanı'nı da önce İngilizce, sonra Türkçe yazdım. Bunların hiç biri tercüme değildir, fakat bazı yerleri kısa, bazı yerleri biraz uzun olmakla beraber, öz itibarıyla aynıdır. Bu hatıralar İstiklal Savaşı'nı hazırlayan zihniyetin, başka başka yönlerden, lehte ve aleyhte olan bütün fertlerin, en fazla, bir ruh tahlilinden ibarettir. Gerçi, başlıca vakaları da içine alınmışsa da, bu hatıralar asıl, bütün bir memleketin,üç yıl sonunda İzmir'e nasıl önüne geçilmez bir sel gibi beraberce aktığını gösterir."
Bana kalırsa bu kitapta fareler, kendini beğenmiş, parasıyla herkese hükmedecegine inanan burjuva; insanlar ise elinin emeğini yiyen köle (!) takımı.
En çok üzüldüğüm nokta zencinin (Crooks) kendini insanlardan soyutlayışı. İnsanların onu dışlaması.. Evet, o agresif birisiydi. Ama şunu bilmeliyiz ki karşımızdakinin öfkesine maruz kalma sebebimiz çoğu zaman bizzat kendimiziz. Toplumumuzda bu durumu Türk - Kürt ayrımına benzetebiliriz. En iyi Kürt ölü kürttür deriz (ben demem) ama onların öfkesinin sebebi de içimizdeki anarşizm, ayrımcılık.
Lennie'nin dünyası, tertemiz, iyi niyetlerle dolu. Kafasından hainlik geçmez. Kalbinde kin bulunmaz birisi. Tıpkı küçük çocuklar gibi masum. Fakat güç onun elinde. Kontrol etmesini bilemiyor ve komuta ihtiyacı var. İyi niyetli ama birçok canlının ölümüne sebep oldu. Onu şeye benzetiyorum. Hani ameller niyetlere göredir hadisini delil gösterip her haltı yiyen sözde müslümanlar var ya, hah iste onlara.
Kitaba verdiği mesajlar olarak değil de, somut olarak bakarsak: Acaba bizler akli dengesi yerinde olmayan birisine ne kadar tahammül edebilirdik, merak içindeyim. O yaşlı köpeğe yaptıkları gibi kafasına bir tane sıkar ve ondan kurtulur muyduk? Yoksa akıl hastanesine mi yatırırdık?
Nobel alacak kadar mıdır bilemiyorum ama güzel bi kitaptı. Bana "Abimm" filmini hatırlattı. Ki biz genelde batının kopyası olmaya bayılan bir milletiz.
