Bana sık sık sorulan bir soru var; neden dünya türk edebiyatına önem vermiyor? Neden türk edebiyatı evrensel olarak itibarlı bir yerde değil? Benim bu soruya cevabım yine bir sorudur; niye dünya türk edebiyatına önem versin? Türk edebiyatının evrensel olarak itibarlı hale gelmesinin tek bir koşulu var; türk diline yüklenen tüm bu kirliliği, tüm bu kötü duyguları temizlemek. Türk diline yüklenen kötülüklerün sayısı ne yazık ki bir değil ve bu kötülükler, kirlenme bugün başlamadı. Resmi ideolojinin şekillenmeye başladığı 1920 li yıllardan günümüze kadar aralıksız süren bir süreç söz konusu. Kürtçe gibi resmi olarak yasaklanan diller, ırkçı türk dil teorileri, zorla uygulanan resmi tezler, yasalarla değiştirilen insan,yöre, şehir mekan isimleri, üç askeri cunta, idam edilen başbakanlar, bakanlar, genç muhalif aydınlar, hapishanelerde çürütülen Türkiyenin yüz akı şairler, yazarlar, aydınlar, işkence, baskı, zulüm, yasak, sansür engeller, yasalar, gizli kararnameler, yaşanan düşük yoğunluklu iç savaş, otuz binden fazla ölü, faili meçhul diye isimlendirilerek sistematik olarak öldürülen on binden fazla kürt aydını, tehcirler, korku, şiddet... Tüm bu olup bitenler o sonsuz laf kalabalığıyla türkçe izah edildi, daha da kötüsü türkçeyle gerekçelendirildi, haklı gösterildi. Türk dili yüm bunların kirinden, kötülüğünden arınmadan canlanabilir mi? Dünya için itibarlı bir dik ve edebiyat haline gelebilir mi?