Eleştirel Akılcılık
Mustafa Kemal'in kafasında yalnız askerlik bilimi değil, tüm yaşam problem teşhisi ve problem çözümü halkalarından oluşan sürekli bir zincirdi. Bu zinciri herhangi bir yerde kesmeyi öngören her türlü doktrin O'nun düşüncesine tamamen yabancıydı. Cumhuriyet Halk Partisini kastederek: "Paşam, bu partinin doktrini yok" diyen Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na "Elbette yok çocuğum, eğer doktrine gidersek hareketi dondururuz" diye karşılık vermemiş miydi. Mustafa Kemal, modern fen bilimlerinin genel bilim anlayışına ve felsefesine büyük ölçüde yirminci yüzyılda açık olarak soktuğu varsayım üretme—varsayımı gözlemle sınama—sınav ışığında eski varsayımı yanlışlayarak terketme ve yeni varsayım üretme—yeni varsayımı gözlemle sınama yöntemini hem kuramsal düşünceleriyle, hem de bizzat icraatıyla sosyal bilimlere taşımıştı. Bu yüzden, modern fen bilimi öncesi "son gerçeğin" bulunabileceğini ve bulunduğunun farkına varılabileceğini zanneden tüm dogmatik görüşlere -ki bunlara her türlü dinsel inançla beraber marksizm ve nasyonal sosyalizm gibi yirminci yüzyılda çok etkili olmuş, hatta denebilir ki bu yüzyıla damgasını vurmuş, doktrinler de dahildir- sırtını çevirmişti. O'nun görüşünün adını burada artık koymak istiyorum. Atatürk'ün bilim —hattâ yaşam— felsefesi, Albert Einstein'den (1879-1955) Jacques Monod'ya (1910- 1976) kadar uzanan yüzyılımızın bir sıra büyük fen bilimcisinin kendilerine yakıştırdıkları ve bütün zamanların en büyük bilim felsefecisi diye bilinen Sir Karl R. Popper'in (1902-1994) tanımladığı şekliyle eleştirel akılcılıktı.
Sayfa 13 - GirişKitabı okudu
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sindy'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz. Kendi varlığını, inancını, kültürünü, tarihini inkar eden, redd-i miras edenin sonu budur. Kendini hor görenin hali budur. Güven duygusu bir kez sarsılnayagörsün, bir daha zor yakalanır. Adam seni sollamış, arada yüz yıllık açık var. Bu açık cep telefonu ile kapanmaz. Bir orijinal adamımız, bir fikrimiz, dünyaya bir teklifimiz var mı?
Reklam
"Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sidney'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz."
Albert Einstein
Gerçeği aramak onu elde etmekten daha kıymetlidir.
Sayfa 170 - MD Yayıncılık
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz. Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ını, Sivaslı Sindi'yi çıkarıyoruz. Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilân ediyoruz.
İLBER ORTAYLI'NIN KİTAPLIĞINDAN SEYAHATNAMELER 1. Goethe-Italya Seyahati 2. Ahmet Haşim - Frankfurt Seyahatnamesi 3. Marco Polo - Dünyanın Hikâye Edilişi / Harikalar Kitabı 4. Evliya Çelebi Seyahatnamesi 5. Ibn Battuta Seyahatnamesi 6. Azra Erhat - Mavi Yolculuk 7. Direktör Ali Bey - Seyahat Jurnali 8. Albert Einstein - Einstein
Sayfa 81 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Kant gibi büyük bir filozof bile Newton'un mekaniğinin yanılmazlığını varsayarak bunu kendi epistemolojik teorilerine temel yapacak kadar gaflete düşebilmiştir. 18. yüzyılda ancak Adam Smith ve James Hutton gibi büyük bilimci ve felsefeciler İskoç Aydınlanması'nın çerçevesi içerisinde ve David Hume'un şüpheciliğinin etkisiyle Newton'un teorisinin yalnızca insan aklının uydurduğu bir masal olduğunun farkına varabilmişlerdir. Ancak bir asırdan fazla bir zaman sonra Einstein'ın teorisi, onların ne kadar haklı olduğunu göstermiştir.
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Sezgisel akıl kutsal bir hediye iken, rasyonel akıl sadık bir hizmetçidir. Öyle bir toplum yarattık ki o toplum hediyeyi unuttu ve sadece hizmetçiyi onurlandırıyor “ Albert Einstein
Sayfa 356Kitabı okudu
Atatürk "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz"
Bilim yapmanın üç gerekli şartı vardır: 1) Gözlem yapmak; 2) doğru düşünmek; 3) yaratıcı olmak. Bu üç şart üniversitede başarı düzeyleri çok değişik olabilen şekillerde öğretilir. En kolay öğretilen, doğru düşünmektir. Burada öğrenciye mantığın kuralları anlatılır; örneğin, kendi içinde çelişen bir düşüncenin, yani kendi içinde zıddını barındıran bir fıkir zincirinin yapılabilecek her öneriyle tutarlı olacağı, dolayısıyla bilgi içeriği sıfır olacağı öğretilir. Gözlem yapmayı öğretmek biraz daha zordur, çünkü burada aklın ötesinde bir de öğrencinin san' at yeteneği devreye girer. Ancak Türkiye'deki tıp tahsilinin öğrendiğini uygulayabilen hekim yetiştirmekteki başarısı burada da ülkemizde ciddi bir başarı düzeyinin yakalandığını göstermektedir. Bilimsel eğitimde öğretilmesi en zor olan ise yaratıcılıktır. Albert Einstein'in bir kez yazmış olduğu gibi, yaratıcılığın okulu yoktur.
Atatürk'ün bilim -hatta yaşam- felsefesi, Albert Einstein'dan (1879-1955) Jacques Monod'ya (1910-1976) kadar uzanan yüzyılımızın bir sıra büyük fen bilimcisinin kendilerine yakıştırdıkları ve bütün zamanların en büyük bilim felsefecisi diye bilinen Sir Karl R. Popper'in (1902-1994) tanımladığı şekliyle eleştirel akılcılıktı.
Reklam
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz.Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep böyle. Çıkara çıkara Türk Einstein'ı, Sivaslı Sindy'yi çıkarıyoruz.Gelişen şehilerimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz.
İLBER ORTAYLI'NIN KİTAPLIĞINDAN SEYAHATNAMELER 1. Goethe - İtalya Seyahati 2. Ahmet Haşim - Frankfurt Seyahatnamesi 3. Marco Polo - Dünyanın Hikâye Edilişi/Harikalar Kitabı 4. Evliya Çelebi Seyahatnamesi 5. Ibn Battuta Seyahatnamesi 6. Azra Erhat - Mavi Yolculuk 7. Direktör Ali Bey - Seyahat Jurnali 8. Albert Einstein - Einstein
Atatürk hatasız bir insan değildi. Onu büyük yapan, gördüğü hatalarından derhal geri dönmeyi, hatalı uygulamalardan hemen vazgeçmeyi kabul etmesi olmuştur. Yanılmaz fikirlere, mutlak uyulması gereken kitaplara inancı yoktu. Her ne nedenle olursa olsun yanılmazlık iddia edenlerin yalancılar ve şarlatanlar olduklarını iyi biliyordu. Ulusunun her
Sayfa 138
Atatürk' ün bilim -hatta yaşam -felsefesi, Albert Einste­in' den(1879-1955) Jacques Monod'ya(1910- 1976) kadar uzanan yüzyılımızın bir sıra büyük fen bilimcisinin kendilerine yakıştırdıkları ve bütün zamanların en büyük bilim felsefecisi diye bilinen Sir Karl R. Popper'in (1902-1994) tanımladığı şek­liyle eleştirel akılcılıktı.
Resim