327 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yazarı yandaki resimde görünen ve tanıtımı yapılan Mustafa YILDIRIM olmayıp, her Atatürk genci ve Türk Milletinin Mustafa YILDIRIM'ın kitaplarını okumasını öneririm.
Ulus Dağı'na Düşen Ateş
Ulus Dağı'na Düşen AteşMustafa Yıldırım · Ulus Dağı Yayınları · 200574 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
Marguerite Yourcenar ile tanışmama vesile olan Doğu Öyküleri ustaca yazılmış, okuması keyifli 10 adet hikayeden oluşuyor. Normalde hikaye türünü çok sevmememe karşın, bu kitabı beğenerek okudum. İçinde Murasaki Shikibu'bun Genci'sinden, Hint mitoslarına; Balkan baladlarından antik Yunan efsanelerine kadar çok çeşitli hikayeleri barındıran Doğu Öyküleri güzel bir çeviri ve kaliteli bir basımla sunulmuş. Kitapta beğenmediğim tek nokta birden fazla hikayede geçen Türk isminin her seferinde yazar tarafından negatif bir algı yaratacak şekilde kullanılmış olması. Bir ara acaba yazar Yunanlı mı diye düşünmedim değil:) Eğer buna çok takılmazsanız, efsaneler, mitler ve masallardan da hoşlanıyorsanız, Doğu Öyküleri severek okuyabileceğiniz bir kitap olabilir.
Doğu Öyküleri
Doğu ÖyküleriMarguerite Yourcenar · Helikopter Yayınları · 2010313 okunma
Reklam
Lise eğitimini bitirmeden her öğrencinin mutlaka Çanakkale'ye gitmesi, Çanakkale muharebelerinin geçtiği yerleri, şehitlikleri, anıtı, yabancı askerlerin mezarlarını görmesi sağlanmalıdır. Bu gezi eğitim müfredatının bir parçası olmalı, bu turların düzenlenmesi mutlaka Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğuna verilmelidir. Her Türk genci bu vatanın nasıl ve ne pahasına kurtulduğunu görmelidir. Atalarının bu topraklar için gözlerini kırpmadan nasıl şehit olduklarını o topraklarda hissederek anlamalıdır. Türk Milleti'ni yok etmek için zamanın bütün büyük devletlerinin nasıl bir topyekün saldırıya geçtiklerini, dünyanın her tarafından topladıkları askerleri nasıl üzerimize sürdüklerini yerinde algılamalıdır. En uygunsuz şartlarda Türk Milleti'nin nasıl mucizeler yaratabildiğini ve dünya devletlerini nasıl alt edebildiklerini mutlaka görmelidirler.
Şubat 1933'te Bursa Ulu Cami'de Türkçe ezan okunur. Cemaat, cuma namazından çıkışta topluca Evkaf Müdürlüğü’ne gidip, ‘Niye ezan Arapça okunmuyor?’ diye sormuş, cevap alamayınca aynı niyetle valilik binasına yürümüştür. Heyecana kapılan valilik memurları olayı kolluk kuvvetlerine bildirirler. O esnada Atatürk bir yurt gezisi kapsamında
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bazı yazarlar vardır anlatımı insanın içine işler, okuyucuyu alır öykünün içine koyar, her olayı okuyucuya da birebir yaşatır hissettirir. İşte öyle bir roman Elveda Gülsarı. Yazarın destansı ve ince anlatımıyla, devrime inanmış Kazak-Türk genci Tanabay ve paralel hayatıyla cins yorga Gülsarının öyküsü. Romanın başlangıcından sonuna kadar Gülsarıdan söz edilmiş olsa da temel olarak romanın konusu Tanabayın ve Tanabay gibi devrime inanmış Kırgız gençlerinin çalkantılı, çileli hayatıdır. Romanı okuyucuya sevdiren bir başka özelliği de birbirlerini arkadaş gibi anlayan ve seven Gülsarı ile Tanabayın hayatlarındaki çilelerin, sıkıntıların, sevinçlerin aynı olması, her ikisinin de birbirlerini çok iyi anlayabilmesi, yazarın anlatış biçimi sayesinde okuyucunun da onları çok iyi anlayabilmesidir. Romanda görülebilecek başka bir husus da, Türk-Kırgız geleneklerinin dolayısıyla acılarının ve sevinçlerinin birbirine ne kadar benzediğidir. ( Tavsiyesi ile bu mükemmel romanı okumama vesile olan Aysel Hanım'a teşekkür ederim.)
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202016,1bin okunma
196 syf.
9/10 puan verdi
Bir arkadaşım mesaj attı sabah; Mehmed Niyazi vefat etmiş yazmış. Onun da sevdiği, okuduğu bir yazardı Mehmed Niyazi. Ömrünün son demlerine dek evlenmemiş, kendini okumaya, yazmaya adamış bir adamdı. Çok üzüldüm; yaşı vardı, son yıllarında hastaydı. Tanışıp, sohbet etme imkanı bulduğum hatta birkaç kare fotoğraf çekindiğim biriydi. 2010
İki Dünya Arasında
İki Dünya ArasındaMehmed Niyazi · Ötüken Neşriyat · 2022417 okunma
Reklam
138 syf.
·
Puan vermedi
P.Safa, Fatih-Harbiye’de iki semtten yola çıkarak iki hayat tarzını ve dolayısıyla muhafazakar (doğu) Fatih ile serbest (batı) Harbiye’yi karşılaştırmaktadır. Dolayısıyla burada tercih edecek olan Neriman bir bakıma yol ayrımındaki Türk prototipini temsil ederken, Şinasi Türk hatta İslam geleneklerini, Macit ise batılı değerleri temsil etmektedir.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,4bin okunma
"Her resmi Türk genci gibi, yani,sporla ilişkisi hiçbir zaman maç seyretmekten öteye gitmeyen her namuslu ve bunalmış vatandaş gibi siz de ayrı bir duhuliye ödemeden bu oyuna katılabilirsiniz. Ben de, birçok vatandaşım gibi, soyutlama gücünden yoksun olduğum için ve özellikle zaman kavramını soyut olarak, yani ele gelmez bir kavram olarak düşünemediğim için süreye, ancak iki nokta arasında bir cismin hareketi olarak katılabiliyorum. Bu açıklamanın, değil dinleyenler için, benim için bile fazla soyut olduğunun farkındayım. Belki bizler, yani bu toprakların yetiştirdiği şu ya da bu çeşit değerler, soyutlaşmaya başladığımızı bu kadar çabuk farketmeseydik ve bu kadar çabuk korkuya kapılmasaydık, bizlerden de büyük matematikçiler yetişir ve ansiklopedilerde taş basması resimleri çıkardı."
Sayfa 41
"...Bu harpte cenge gitmeyen çocukları eve almıyan analar, tabura koşmayan genci evlatlıktan reddeden babalar gördük. Bundan bir ay önce Bursa da Yunan idaresine tahammül edemeyen 12 yaşında bir Türk yavrusunun dağa çıktığını işitmiştik. Bu gün İnegöl de ağızları süt kokan masum çocukların mücahitlerimizle beraberce savaşa karıştıklarını ve şehit düştüklerini okuyoruz. Düşman önünde, cephe arkasında kadın, çocuk, genç, ihtiyar, kalbi imanla ve ateşle dolu bütün bir insan kitlesi, vatan aşkı ve istiklal ateşiyle yekpare bir kale halini almıştır. İşte Türk Milleti." (Hüseyin Ragıp'ın 7 nisan 1921 günlü Türk çocukları isimli Başmakalesinden) Atatürk ve Sosyal Demokrasi - Muammer Aksoy
512 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Torpille gelen zabitler, milletin ekmeğini yiyip ihanet edenler, kibirli yöneticiler, şaşkın paşalar, parasız bir devlet, işgüzar kaymakamlar, korkak askerler, düşmanın işbirlikçileri...v.s 93 Harbi'nin kısa bir özeti... Merhum Mehmed Arif Bey'in 93 Harbi'nde anadolu Cephesi'ndeki Psmanlı'nın Ruslar ile savaşında yaşadıklarını ve gördüklerini anlattığı , M.Ertuğrul Düzdağ'ın da yayına hazırladığı 758 sayfalık kitaba neden "Başımıza Gelenler" adını koyduğu kitap okununca anlaşılıyor... Yarının devlet yöneticisi olacak Türk Genci'nin ders alacağı bir kitap.
Başımıza Gelenler
Başımıza GelenlerMehmed Arif · Babıali Kültür - BKY · 2005165 okunma
Reklam
Türk genci! Bu işte senin vazifen yazı ve konuşma dilinde yapabildiğin kadar az yabancı söz kullanmak, sana gösterilecek yeni Türkçe sözleri ezberleyerek benimsemek ve bu işin büyük ülküden bir parça olduğunu daima hatırlamaktır.
‘’ Şu memleketin haline bakın: Vatan haini Nazım Hikmetof, Bursa'da, adeta lüks içinde yaşatıldı. Şehirde dolaştırıldı. Karısının oraya gelip gece kalmasına izin verildi ve Hikmetof'un veledi burada peydahlandı. Vatan haini Sabahattin Aliyef de Konya'da hastaneye naklolunarak aynı itibarı gördü. Ama iş Türk Harbiyelilere gelince o zaman infaz sistemi işlemeye başladı. Soğuk ve rutubetin başladığı bu günlerde bu 21 genci sığındıracak bir yer mi yok? 15 milyarlık bütçesi olan devlet, tesadüflerin mağdur ettiği bu talihsizlerin sağlığını korumak, onların kaybolmasına engel olmak için birkaç bin liralık bir masraf yaparak bunları insan gibi yaşayacakları bir binaya götüremiyor mu? Böyle bir bina yoksa kiralanamaz mı? Bütçe imkânsızlığı mı? Mebus maaşlarına zam için 40 milyon liralık tahsisat ne kolay kabul edilmişti!...’’
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.