147 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Mahmut Esat'ın gazete yazıları ve meclis gizli celselerindeki konuşmalarına yer verilen bu eserde dönemin siyasi yapısını, Milli Mücadele dönemi zaferinin oluşturduğu duygu açık bir şekilde hissettim.Siyasetin getirdiği kutuplaşmanın aslında yaşadığımız bu döneme özgü olmadığını en başından beri böyle olduğunu kavradım.Yoğun milliyetçilik duygusu ile yazılmış bu eseri okumanızı tavsiye ederim.İyi okumalar diliyorum.
Türk İhtilali'nde Vatan Müdafaası
Türk İhtilali'nde Vatan MüdafaasıMahmut Esat Bozkurt · Kaynak Yayınları · 200620 okunma
Her vakitten fazla tetik durmak, gözlerimizi açmak mecburiyetindeyiz.
Reklam
"Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hatta Çekmez kürenin sırtı o tabutu cesimi"
Türk genci, unutma ki, bir millet için yaşamanın, hürriyete, bağımsızlığı kavuşmanın ilk şartlarından biri, belki de birincisi, ölümü göze kestirmektir.Türk milleti işte bunu göze aldı.Dağları yerinden koparıp sökecek kadar sert fırtınalar içinde dimdik ayakta durdu, dövmüştü, dövüşmesini bildi.
Bu davanın şehit oğlu şehitlerini minnetle, saygıyla anarken sesimizin çıktığına bağırıyoruz: Sağ ol Türk ordusu!.. Sağ ol Atatürk!
Sayfa 137Kitabı okudu
Türkiye'de harp olacak Tarihlere şan olacak Bu yerlerde düşman değil Türk milleti han olacak!.. Pek şanlıyız! İstihkama indirdiler Kanlı gömlek giydirdiler Malum olsun anneciğim, Bir oğlunu öldürdüler. Pek şanlıyız! Ankara'da demiryolu Düşman aldı sağı solu Askerim çok, cephanem yok. Yetiş Kemal Paşa kolu! Pek şanlıyız! Kır atı nallatırım. Dağda taşta oynatırım. Bütün Yunan karşı gelse, Tek nalına çiğnetirim... Pek şanlıyız!
Reklam
Nizip Muharebesi'nde kaçışanlara bir Türk miralayı şöyle bağırıyor: "Alçaklar, kaçıyorsunuz. Geliniz, görünüz, mektepli bir zabit milleti yolunda nasıl ölüyor, görünüz" diyor ve şehit oluyor. Bu kahraman öldü mü? Bence asla. Onun ölümü gönüllerde haysiyet, şeref, namus abidesi oldu. Yaşıyor, yaşayacak ve ölmeyecektir.
mahmut esat bozkurt;
Hanımlar, beyler! Benim bir milliyetçi olarak her millete ve her milliyete hürmetim vardır. Fakat niye saklayayım, Türk olmasaydım kendimi dünyanın en bahtsız adamı sayardım. Ne mutlu Türküm diyebilene.
fevzi çakmak;
Ölümü göze almanın yolu, inanmaktır. Ben bu özdeyişi samimiyetle kabul ediyorum. Seven, inanan millet ölümden yılmaz. Yaşamak hakkı büyük saatlerde ölümden yılmayanlarındır. Türk milleti yaşayacak ve yaşatacaktır.
Türk genci, unutma ki, bir millet için yaşamanın hürriyete, bağımsızlığa kavuşmanın ilk şartlarından biri, belki de birincisi, ölümü göze kestirmektir. Türk milleti işte bunu göze aldı. Dağları yerinden koparıp sökecek kadar sen fırtınalar içinde dimdik ayakta durdu, dövüştü, dövüşmesini bildi.
Reklam
Gazi Mustafa Kemal, Türk milletinin önünde ilerleyen bir zafer bayrağıdır. Bu bayrak bugün de, yarın da, öbür gün de, bütün güçlükler üstünde yükselecek ve hep yenecektir.
İstanbul'dan sonra 9 Mart 1934'te de Ankara'da İnkılap Kürsüsü açıldı. İlk dersi veren, Başbakan İsmet İnönü'ydü. İstanbul Üniversitesi İnkılap Enstitüsü'ndeki öğretim kadrosu burada da aynı dersleri verdi.
İstanbul Üniversitesi Tarih bölümüne bağlı İnkılap Enstitüsü 4 Mart 1934'te eğitime başladı. Yusuf Hikmet Bayur "Türk İnkıla­bı'nın dış politika boyutu", Mahmut Esat Bozkurt "Türk İhtilali'nin hukuk tarihi", Recep Peker "dünyadaki siyasal parti ve sistemler karşısında Türk İnkılabı" ve Yusuf Kemal Tengirşenk "Türk İnkıla­bı'nın iktisadi boyutu" konusunda eğitim verdiler. İstanbul Üniversitesi Konferans Salonu'ndaki derslere Harp Akademisi dahil, İs­tanbul'daki bütün yüksek okulların öğretim kadrosu ve son sınıf öğ­rencileri katıldı. Radyo naklen yayın yapıyor ve Beyazıt Meydanı'ndaki hoparlörle de halka duyuruluyordu. Üniversite'den mezun olabilmek için İnkılap Enstitüsü'ndeki derslerden ve ayrıca sorumlu tutuldukları Nutuk ve Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti tarafından yayımlanan Tarih kitabının inkılap tarihini kapsayan 4. cildinden başarılı olmak zorunluydu.
Osmanlı İmparatorluğu tarihinin VI. Mehmet Han'ı! Türk milleti kan ve ateş içinde hakkı ve hürriyeti için dövüşüyor. Koca bir vatan kıtası, Türk tarihinin kocaman bir parçası düşman istilasında, esaret zincirleri altında inliyor. Böyle günlerde cetlerin millet yolunda ölmeyi kendilerine çok şerefli bir vazife bilmişlerdi. Aynı tarih huzurundaki halini yüzün avuçlarının içinde düşünüyor musun? Ben Türkoğlu, bunu senden soruyorum...
Sayfa 123 - Kaynak Yayınları, 2.Basım, Nisan 2022Kitabı okudu
Kağnısını çeke çeke, kavalını çala çala yürüyen Türk annesi, Türklüğün büyük hanımı!.. Kan kustuğun ve hep siyahlar içinde ağladığın bütün bir tarihin, bütün bir tarihinde inleyen siyah bahtının artık susacağı saatler geliyor. Sen, her davranışında dünyalara yeni manalar yazmış bir soyun annesisin. Sen, büyük anne! Büyük hanım! Yalınayak kanadın, seni duymayanlardan hakaret gördün, aç kaldın, fakat daima hanım ruhuyla yaşadın: efendi duygusunu taşıyan, iki bin yıldır hürriyet aşkıyla yanan bir nesil yetiştirdin... Yalnız sırmalı elbiseler içinde, saray köşelerinde, yalnız rütbeler içinde senin talihine hükmedenler Türk'ün en felaketli bir gününde düşmanlarla birleşirken, bazıları da bu iş çıkmaz derken, duvarları yıkık kulübeciğinde beşiğini salladığın nesil, bu işin çıkar olduğunu, Türk'ün ve Türk tarihinin yaşayacağını gösterdi. Yaşlı gözlerini sil, ak günün sabahı açılıyor. Büyük köylü! Efendi milletim! Uzaklarda, düşman ayakları altında göklere ve senin çalıştığın yerlere bakarak titremiş elleriyle, titrek sesleriyle dualar eden milyonlarca kardeşin seni bekliyor.
Sayfa 102 - Kaynak Yayınları, 2.Basım, Nisan 2022Kitabı okudu
237 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.