Eski Türk edebiyatına alabildiğine yüceltilmiş aşk, kahramanlık ve din duyguları hakimdir. Gerçek hayatta yaşayan alelâde insanlara karşı acıma duygusuna atalarımız da yabancı olmamakla beraber, edebî eserlerinde böyle bir duyguya yer vermemişlerdir. Kanaatime göre bu Hıristiyanlıkla İslamiyet, İsa ile Muhammed arasındaki farktan ileri gelir. İslamiyet insanı yücelten bir dindir. Muhammed çarmıha gerilmiş muzdarip bir şahsiyet değil, hayatta karşılaştığı güçlükleri yenmiş bir kahraman, bir kanun koyucusu ve devlet adamıdır. Bilhassa Türk kültüründe yiğitlik ön planda gelen bir duygudur. Hayat karşısında ezilmişlik duygusu, Türk ruhuna yabancıdır. Bu duygu Türk edebiyatına Tanzimat'tan sonra, Batı tesiri ile girer.
Sayfa 28 - Dergah Yayınları, PandomimaKitabı okudu
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
Reklam
Türk Kanun Koyucusu
Kanun; iktibas etmek asıl, ihtira etmek abestir. Kanun koyucu abesle iştigâl etmez.
Türk Halkı Değiliz, Türk Milletiyiz
Uzmanlar, yeryüzünde insanların 500.000 yıldan, belki daha eskiden beri var olduğunu söylüyor. Fakat insanların tarih sahnesine girmesi dört beş bin yıllık bir meseledir. İnsanlık durmaksızın ilerleyerek bugünkü durumuna gelmiş, tarih öncesindeki ırkların türlü nisbetlerde birbiriyle karışmasından bugünkü ırklar doğmuş, ırklar da yine türlü
Eski Türk edebiyatında alabildiğine yüceltilmiş aşk, kahramanlık ve din duyguları hakimdir. Gerçek hayatta yaşayan alelade insanlara karşı acıma duygusuna atalarımız da yabancı olmamakla beraber, edebi eserlerinde böyle bir duyguya yer vermemişlerdir. Kanaatime göre bu Hristiyanlıkla İslamiyet, İsa ile Muhammed arasındaki farktan ileri gelir. İslamiyet insanı yücelten bir dindir. Muhammet çarmıha gerilmiş muztarip bir şahsiyet değil, hayatta karşılaştığı güçlükleri yenmiş bir kahraman, bir kanun koyucusu, ve devlet adamıdır. Bilhassa Türk kültüründe yiğitlik ön planda gelen bir duygudur. Hayat karşısında ezilmişlik duygusu, Türk ruhuna yabancıdır. Bu duygu Türk edebiyatına Tanzimat'tan sonra, batı tesiri ile girer. Devrin şartları, sürekli mağlubiyetler, istibdat ve yoksulluklar, bize de fakirlik ve ezilmişliği sanat eserlerinde anlatılmağa değer asil ve beşeri konular olarak gösterir. Namık Kemal nesli hala kahramandır. Türk edebiyatında fakirlik ve ezilmişlik duygusu 2. Abdülhamid devrinde yaygın hale gelir. Bu duygunun öncüsü Sami Paşazade Sezai'dir. Sergüzeşt, ezilmiş, zavallı, kimsesiz bir genç esirenin romanıdır. ''Pandomima'' hikayesinin kahramanının Türk ve müslüman olmayışı da dikkat çekicidir. Paskal'ı bir Türk ve müslüman olarak tasavvur edemeyiz. Hikayede dinden hiç bahsolunmamakla beraber ,Paskal, çarmıha gerilmiş, yalnız, terkedilmiş, muztarip İsa'yı hatırlatır.
TÜRK HALKI DEĞİLİZ, TÜRK MİLLETİYİZ Uzmanlar, yeryüzünde insanların 500.000 yıldan belki de daha eskiden beri var olduğunu söylüyor. Fakat insanların tarih sahnesine girmesi dört beş bin yıllık bir meseledir. İnsanlık durmaksızın ilerleyerek bugünkü durumuna gelmiş, tarih öncesindeki ırkların türlü nispetlerde birbiriyle karışmasından bugünkü
Reklam