463 syf.
10/10 puan verdi
Ağıtlara Ve Sürgünlere Kâğıt Kalem Yetmez
İncelememiz,
Esra Kurt
Esra Kurt
kardeşimizin yaptığı ( #30997659 ) Mehmet Uzun etkinliği vesilesiyle yazılacaktır. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir etkinliği yapan yoğun duygulara sahip kendisi incelememizi okumasın. (Bu şaka tabi) :) Bazı kitaplarda olduğu gibi biz de yazımızda bir
Dicle'nin Sürgünleri
Dicle'nin SürgünleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20141,898 okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kadim bir kitabın arasındaki sarı papatya..
Dicle'nin Yakarışı
Dicle'nin Yakarışı
kitabında tanıdığım Dengbej Biro'nun, sözü aşkın, aydınlığın ve umudun sonsuz insani gücü olarak gören, biri Müslüman bir Kürt, biri Hıristiyan bir Keldani, biri Êzidi, biri Yahudi, biri Ermeni, biri Arap, biri de Türk olmak üzere yedi gence Mezopotamya'nın acılarla, sürgünlerle, savaşlarla geçen tarihini anlatıyor. Neden yedi peki? Yedi tüm kavimleri buluşturan kutsal bir rakamdır, kin ve nefretin gazap topraklarına dönüşmüş olan Mezopotamya toprağında, dinleri imanları, inanç ve insanları aynı kökte buluşturuyor.Ezidi kavillerine göre Allah, dünyayı yedi günde, yedi melekle birlikte yarattı.Hayat ağacının da yedi dalı ve yedi yaprağı var. Kadim nehirler Dicle ile Fırat da yedi kola ayrılıyor. Nuh Peygamber de gemisini yedi günde tufana hazırladı. Dengbej Bıro, bu dünyada sözden ve gözündeki kılıç yarasından başka izi olmayan Cizre'nin yetim Êzidi çocuğu, çıktığı yolculukta Hakkâri Tiyar bölgesinde katliamdan yaralı kurtardığı Keldani kızı Ester'i bulmasıyla başlayan azap ve sevda dolu günlerini anlatıyor. Dipsiz vadilerin kimsesiz geyiği, Hakkâri'nin yalnız yaylalarında yetişen küskün yasemin çiçeği Ester. Katliamdan yaralı kurtulan bülbül sesli Ester, yaşadığı büyük acıdan sonra Stêr olmuştu, yani Biro'nun sadece gözleriyle konuşan yıldızı olmuştu.Bu kadar acıyla başlayan azap dolu günler Osmanlı'nın Mezopotamya topraklarına girmesiyle aşiretlerin, Mirlerin, boyun eğmeyen tüm kavimlerin bir bir kırımıyla ve Biro'nun önce İstanbul'a sonra Girit'e en son Şam'a sürgünüyle devam ediyor.
Dicle'nin Sürgünleri
Dicle'nin SürgünleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20141,898 okunma
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Herkesin Bilebileceği Şeyler ve Biraz da ‘’Rahip Yalancılığı’’ Hemen girişte belirtmek isterim ki, bu kitaba yazacağım incelemeyi daha çok bir zaman kaybı olarak görüyorum. Ama diğer yandan, söylemek istediğim -söylemekten kastım küçük çaplı bazı saldırılardır- noktalar var. En azından bu inceleme, bu kitaba ‘’dışarıdan’’ bakan biri tarafından bu
Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler
Kimsenin Bilemeyeceği ŞeylerSinan Canan · Tuti Kitap · 20152,820 okunma
Hoşgeldin Bahar...
Bahara güvenmek adettendir, bir çiçek her defasında yeniden yeşerebiliyorsa, Sen ya da Ben neden vazgeçelim... Nevruz hoşgeldin... "Türklerin Ergenekon'dan demirden dağları eriterek çıkmalarını (Ergenekon Destanı), baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından, MÖ 8. yüzyıldan günümüze kadar her yıl 21 Mart'ta kutlanır. Türkiye'de bir gelenek, Türk Cumhuriyetleri'nde ise resmî bayram olarak kutlanırken, 1995 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından Bayram olarak kabul edilen bir gün haline gelmiştir.Ayrıca 21 Mart gününü içine alan hafta "Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası" olarak da kutlanmaktadır." (Wikipedia)
Nevruz Bayramınız Kutlu Olsun
Türklerin (Göktürklerin) Ergenekon'dan demirden dağları eriterek çıkmalarını (Ergenekon Destanı), baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından, MÖ 8. yüzyıldan günümüze kadar her yıl 21 Mart'ta kutlanır.
TÜRK SOYU Devletler. Herodotos’un milâttan önce V. yüzyılda doğu kavimleri arasında zikrettiği bir kavim için kullandığı Targita isminin Türk kelimesinin ilk şekli olabileceği ileri sürülmüştür. İskit topraklarında oturdukları söylenen Tyrkaeler, Tevrat’ta adı geçen Yafes’in torunu Togharma, eski Hint kaynaklarında bildirilen Turukhalar, Thraklar ve Troialılar’ın Türk adını ilk defa taşıyan kavimler olduğu sanılmıştır. İslâm kaynaklarında bildirilen İran Zend-Avesta rivayetleri içerisinde Hükümdar Feridun’un oğlu Turac (Tur-Turan) ve Yafes’in torunu Türk’ten türeyen nesil de Türk adını ilk alan kavim diye düşünülmüştür. Ayrıca İran-Turan mücadelelerinde zikredilen Efrâsiyâb da (Alp Er Tonga) bir Türk başbuğu kabul edilmektedir. Çin kaynaklarında geçen ve Hun Hükümdarı Mo-tu’nun kabilesinin adı olarak gösterilen Tu-ku’nun (T’u-ko) Türk anlamına geldiği, bu kelimenin milâttan önce 209’da kaynaklarda yer aldığı bazı araştırmacılar tarafından ileri sürülmüştür. Türkçe’de cins ismi şeklinde eskiden beri bilinen türk kelimesinin Altaylı (Seyhun nehrinin kuzeyi) kavimleri ifade etmek üzere 420 tarihli bir Pers metninde ve 515 olayları dolayısıyla “türk Hun” (kuvvetli Hun) tabirinde geçtiği bilinmektedir. Türk kelimesine kaynaklarda çeşitli anlamlar verilmekle birlikte 1911 yılında neşredilen Uygurca bir belgede “kuvvet ve güç” mânasına geldiği görülmektedir.
Reklam
Koyu göçebelerin asla ekmek yemedikleri biliniyor; ekmek yemekten adete korkulurdu ve bünye için zararlı-zehirli sayılırdı.
Destanlar, muhtelif Türk kavimleri arasında birbirinden çok farklı birçok şekiller göstermektedir. Turanî kavimlerden olduğu tahmin edilen Sümerlerin Gılgameş Destanı bunun en eski ve en tam örneğidir. Daha yakın devirlerde Oğuz Destanı, Uygur Destanı ve Kırgız Destanıı en iyi bilinenleridir.
Sayfa 499 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"NEVRUZ " Türklerin (Göktürklerin) Ergenekon'dan demirden dağları eriterek çıkmalarını (Ergenekon Destanı), baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından, MÖ 8. yüzyıldan günümüze kadar her yıl 21 Mart'ta kutlanır.
Uzun saç örgüleri ve giyimleriyle umumiyetle diğer Hunlara benzemeyen Avarlar, İstanbul ahalisi tarafından paradoks bir kavim olarak adlandırılmıştı: bu tuhaf kıyafetli adamları görmek maksadıyla, bütün İstanbul ahalisi sokaklara dökülmüştü.
Reklam
Türk sözü, bir çok ırkları, kavimleri birleştiren bir imparatorlukta, bir kavmin diğerleri üstünde tahakkümünü hatırlatır ve onları gücendirir diye düşünülürdü.
Sayfa 47 - Remzi yayıneviKitabı okudu
664 syf.
10/10 puan verdi
Bozkırın Efendileri!
Öncelikle kitabın içeriğinden bahsetmeden önce kitabın yazarından biraz bahsetmek istiyorum. Söz konusu Genel Türk Tarihi araştırmaları olduğunda ilk sırada Ruslar yer alır, sonra Avrupalılar gelir. Herhâlde her iki halkın Göçebe(Nomad) - Bozkır kültüründen gelmesinden olsa gerek, Ruslar bizim tarihimizi araştırmaya bir hayli meraklılar. Bu
Hunlar
HunlarLev Nikolayeviç Gumilev · Selenge Yayınları · 200663 okunma
Bizans İmparatorluğunun belli bir “Barbar” siyaseti vardı: Tehlikeli olmaya başlayan bir barbar kavmi, başka bir barbar kavim vasıtasıyla imha etmek.
211 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Paylaştığım pdf sitelerinin birinde karşıma çıktı merak edip indirdim okumaya başladım çok güzel ve çok faydalı bilgiler kaleme alınmış tarih severlerin okumasını tavsiye ederim ve bir kez daha Prof. Fritz Neumar'ın sözü aklıma geldi ''TÜRKLERİ TARİHTEN ÇIKARIRSANIZ GERİYE TARİH DİYE BİR ŞEY KALMAZ''. Sitede kontrol ederken 0 okunması olduğunu ve ilk okuyucusunun ben olduğumu öğrenince şaşırdım biraz ama herkesin zevki ayrıdır buna karışamam. Kitapta çok büyük bir uğraş ile toplanılmış bir çok bilgi mevcuttur Orta Asyadan gelen Türk kavmi Roma ve Bizans ile tanışmış birbirlerine elçiler göndererek kaynaşmaya başlamışlar ve daha sonra devamında bir çok olay olmuştur bunlarla ilgili bir çok Bizans ve Roma yazarlarının eserleri vardır 6.yy da yaşanan ve kaleme alınan bir çok eser ismi mevcuttur. ''Bu kitap iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda Menandros Protektor'un hayatı, eseri ve Türklerle ilgili verdiği bilgiler yer almaktadır. İkinci kısımda ise Theophylaktos Simokattes'in hayatı, eseri ve Türk kavimleri hakkındaki malûmatın çevirisi bulunmaktadır. Gerek metin içinde gerekse dipnotlarda asıl metne sadık kalmak suretiyle, bu kaynakları İngilizceye çeviren müelliflerin dipnotlarının haricinde, araştırmacıların ve okuyucunun eseri daha, iyi anlaması için, açıklamalar ve eklemeler yapılmıştır. Bu eserin oluşturulmasının gayesi Türk tarihi ve Bizans tarihi üzerine yapılan çalışmalara bir katkı sağlamaktır. Elbette yeterli olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Ancak eksiklikleri ve hataları ile beraber bir boşluğu dolduracaktır.''
Bizans Kaynaklarında Türkler
Bizans Kaynaklarında Türklerİsmail Mangaltepe · Doğu Kütüphanesi · 20096 okunma
Çok katıldım
Türk milleti ve bütün mazlum Asya kavimleri, Avrupa emperyalizmine karşı ayaklanmalıdırlar.
Sayfa 141 - Ötüken - 30. BasımKitabı okudu
Resim