TÜRK KÖYLÜSÜ
Topraktan öğrenip
kittapsız bilendir,
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu zihni gibi gülendir.
Sayfa 52 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bu ifadelerden anlaşıldı ki, millet, ne ırki, ne kavmi, ne coğrafi, ne siyasi, ne de irádi bir zümre değildir. Millet, lisânca, dince, ahlákca ve ve bediiyâtca müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış ferdlerden mürekkeb bulunan bir zümredir. Türk köylüsü onu (Dili dilime uyan, dini dinime uyan) diyerek tarif eder. Filhakika, bir adam kanca müşterek bulunduğu insanlardan ziyáde, dilde ve dinde müşterek bulunduğu insanlarla beraber yaşamak ister. Çünkü insani şahsiyetimiz bedenimizde değil, rumuzdandır. Maddi meziyetlerimiz ırkımızdan geliyorsa, manevi meziyetlerimiz de terbiyesini aldığımız cemiyetden geliyor.
Sayfa 20Kitabı okudu
Masum Türk Köylüsü:
İş bilenin, kılıç kuşananın sözü bize göre değildi. İşçiliğimiz de, biniciliğimiz de, atıcılığımız da begin malını, ününü yüceltmek içindi...
Duada bile Tanrı'dan kendimiz için bir dilekte bulunmayı düşünmezdik.
-Tanrım, sen begimize uzun ömürler ihsan et, malını ziyade eyle, diye yakarırdık.
Sayfa 8 - CAN YAYINLARI
Yakup Kadri kitapları hangi sıraya göre okunmalı?
Yakup Kadri'nin romanları Türk toplumunun Tanzimat'tan sonra geçirdiği bunalımı, aranışı anlatan bir dizi meydana getirirler. Bu romanlar olaylarının zaman sırasına göre şunlardır. Bir Sürgün (1937). Kiralık Konak (1922). Hüküm Gecesi (1927), Nur Baba (1922), Sodom ve Gomore (1928) Yaban (1932), Ankara, Panorama (1953, 54). Bunlar ayrı ayrı kahramanlar ve serüvenler arasında, türlü türlü durumlar, tipler canlandırarak toplumumuzun akıp giden yaşamasını, uygarlaşma bunaltısını, ülkülerini ve umut kırıklıklarını anlatırlar. Bir Sürgün'de II. Abdülhamid baskısının küstürdüğü, temelsiz bir özgürlük anlayışının yabancı ülkelere sürüklediği aydın kuşak; Kiralık Konak'ta 1. Dünya Savaşı'nın ve daha öncenin ahlak yıkıntıları ve çöküntüsü; Hüküm Gecesi'nde II. Meşrutiyet sonrası siyasal çekişmeleri; Nur Baba'da Bektaşi tekkelerinin durumu; Sodom ve Gomore'de İstanbul'un Mütareke yıllarındaki çürümüş havası; Yaban'da Kurtuluş Savaşı sırasındaki Türk köyü ve köylüsü, aydınlarımızın köy gerçeği karşısındaki durumu: Ankara'da yeni devletin kuruluş serüveni; Panorama'larda devrim yılları ve demokratik düzenin benimsenişi, aydınların devrime ihanetleri konu edinilmiştir.
Sayfa 40
