Ben burada şunu açık söyleyeyim ; Kürt ve Kürdistan kelimesinden Türkler hiç gıcık olmuyor buna kızmıyor buna kim kızıyor Çerkez Laz Boşnak Arnavut Gürcü Arap bunlar azınlıkta olduğu için yani kendileri köşeleride kapmışlar onlar yani bu işin şeyini yapıyorlar hiçbir Türk görmedim Türkçülük yapsın ırkçılık yapsın yani bu hususta Türkler ve Kürtler arasında yok fakat kendisini Türk olarak görüp yani deveyi homurtuy yutan diğer etnik gruplar bu meseleyi büyütüyorlar.
Kimlik Tehditi: Türk millî kimliğinin yıpratılarak yerine etnik ve folklorik merkezli kimliklerin geçirilmeye çalışılmasının ürettiği tehdittir. Bir yandan küreselleşme ve Avrupa Birliği süreçleri, öte yandan 1984-1998 arasında gerçekleşen ve hâlâ sona erdiğini söyleyemeyeceğimiz Güney Doğu Anadolu bölgesini kapsayan düşük yoğunluklu çatışma, milli kimliğimizi büyük ölçüde hırpalamıştır. Kültürel alt kimlik olarak Türk üst kimliğinin parçası olan kimlikler, Türk milli üst kimliğine meydan okuyarak onun yerine geçmeye talip olabilmektedirler. Türk milli kimliği yıpranırken kimlik bunalımı sadece Kürt, Çerkez, Laz, Gürcü gibi alt kimlik kültür öğelerinin Türk kimliğinden belirli boyutlarda kopmasına sebep olmamış; Türkmen, Afşar gibi kimlik kırılmalarına neden olmaya başlamıştır. Türk milliyetçileri bu kimlik dağılmasının milletimizin ve devletimizin varlığı için yaşamsal bir tehdit olduğunun farkındadırlar. Bu yaşamsal tehdidi daha da vahim hâle getiren husus mevcut AKP iktidarının iç iktidar elitini oluşturan Erdoğan ve yakın ekibinin yukarıda dikkat çektiğimiz milli kimlik krizinin bir neticesi olarak Türkleri Türkiye'de yaşayan 47 etnik gruptan biri olarak tanımlamaktadır. İktidarın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Türk kimliğini sınıflandırarak ülkeyi bir etnik cehenneme dönüştürebilecek bu yaklaşımı kimlik tehditini daha da ağırlaştırmaktadır.
Reklam
Insanoğlu doğumundan bugüne kadar birbirinden farklı kültürler yaratmıştır, her farklı kültür de kendine özgü bir çok nüveyi barındıran bir ruhtur. Her kültür aynı zamanda farklı bir dil farklı bir edebiyat, farklı bir destan, mitoloji, sanat vb. Içerir. Ve Dünyadaki Tüm Kültürler de insanoğlunun eseridir ve hepsi de GÜZELDIR. Hic biri öbüründen üstün değildir. Hepsi inanlığın ortak üretimidir. Kürt kültürü, Türk kültürü, Rum Kültürü, Çerkez kültürü, Laz kültürü hepsi de güzel ve tüm kültürler birbiriyle iletişim içerisinde, birbirlerinin gelişimine ve zenginleşmesine katkı sunarlar...Partiler sadece temsiliytte önem kazanirlar, salt şeyleri savunandan uzaklaşın, faşistlere boyun eğmeyin ve kardeşçe yaşayın.
Eskiden yaşamış olduğum bir anıyı yazdım.
Kürt olmayı ben seçmedim, Hakeza Türk olmayı da Laz olmayı da Çerkez olmayı da. Ben insan olmayı seçtim, insan gibi yaşamayı ve insanlar gibi sevmeyi seçtim.
Kürt Türk Laz Çerkez kim olursan ol tarihini öğrenmesen kaybolmaya mahkum olursun …
Ülkesini, bayrağını, toprağını, milletini sevmek ve savunmak milliyetçilik ise ben dünyanın en büyük milliyetçisiyim. Ancak "kan" üstünlüğü anlamında bir milliyetçilikten bahsediliyorsa kimse kusura bakmasın, ben bu oyuna gelmem. Allah bana hangi ırktan olduğumu sormayacak. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü yada göçmen olmak hiç kimseyi bir başkasından üstün yapmaz. Bu topraklarda yaşayan birçok soyun / ırkın yüzlerce yıldır kardeşçe yaşadığını, Çanakkale'de omuz omuza mücadele verip, kucak kucağa şehit olduğunu kimse unutmasın. Rakamsal çoğunluk "üstünlük" vermez hiç kimseye.
Reklam
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, hiç fark etmez. Hepsi vatan için kenetlenip öldüler. Tüm dünyaya "Çanakkale geçilmez" dedirttiler. O kahramanlar ki, "Allah Allah" nidalarıyla şehit düşerken bize "Çanakkale Ruhu'nu" armağan ettiler. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları da o ruhu büyütüp güçlendirerek, Milli Mücadele'ye ve laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dönüştürdüler. Ham hayal peşinde koşanlar çoğu kez duvara toslar! Türkiye'yi bölüp başka bir rejimle Ortadoğu'daki kan gölüne sürüklemeyi hayal edenler de Çanakkale ruhunun henüz ölmediğini ve bu halkın, günü geldiğinde, Atatürk'ün eşsiz emanetine o ruhla sahip çıkacağını asla unutmamalılar.
Sayfa 102
YORGUN SAVAŞÇI neden yakıldı?
Çerkez, Arnavut, Arap, Kürt, Laz, Rumeli çingenesi gibi tabirlerin çok kullanıldığı, Türklerin sarı ırktan geldiği, mavi gözlü sarı saçlıların Türk olmadığı görüşünün kasıtlı işlendiği, bölücülük yapıldığı gerekçesiyle…
Sayfa 9 - Dergâh Yayınları
"Mücadeleci kadın."
Analarımızın etnik kimliği yoktur! Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Türk vs. değillerdir onlar! Onlar anadır! Analarımızdır! Hu Hu Hu diye beşik sallayan analarımıza bin selam olsun.
Erdoğan, Türkiye'yi önce Laz, Kürt, Çerkez, Türk diyerek değişik etnik gruplara ayrıştırmış; sonra Alevi-Sünni ekseninde germiştir. İçinden geçtiğimiz FETÖ'cü darbe sonrasındaki süreçte ise ülkemiz "AKP'li millet” ve “bu milletten olmayanlar" şeklinde ayrıştırılmaya ve düşmanlaştırılmaya çalışılmaktadır. Erdoğan için millet sadece AKP'ye oy verenlerden ibarettir. Milli kimliksiz millet tanımı, Erdoğan'ın 2016 kirli referandumu öncesinde otoriter başkanlık rejimine "HAYIR" diyerek parlamenter demokrasiyi destekleyen Türk milletinin yarıdan fazlasını; "terörist", "darbeci” ve “çukur” diye suçlayabilmesine yol açmıştır.
Reklam
"Bir ülkeyi sevmek içinde Türk olmak gerekmiyordu... Çünkü burası, sevmek için sebep bile aranmayacak kadar güzel bir ülkeydi..." Ve hepimiz, bu ülkeyi seviyorduk. Bazımız Çerkez'dik, bazımız Boşnak'tık, bazımız Laz'dık, Pomak'tık, Arnavut'tuk, Yörük'tük, özbe öz Türk'tük ya da yedi göbek Kürt'tük..."
Sayfa 119Kitabı okudu
Bunca kan dökülmesi hep mal mülk yüzündendi. Hem bu iş Türk, Bulgar, Sırp, Rum, Ermeni, Kürt, Yahudi, Çerkez, Laz da tanımıyordu. Kimi evinden çıkarılmış, kimi başkalarının evine konmuştu. Milyonlarca ailenin dramıydı bu.
Sayfa 164 - Doğan Kitap / 30. Baskı / 2015Kitabı okudu
İyi bir Sünni, İyi bir Alevi, İyi bir Müslüman, İyi bir Hristiyan, İyi bir Yahudi, İyi bir dindar, İyi bir Türk, İyi bir Kürt,
Sadece DEDİLER
Türk'üm dedim faşist dediler. Kürt'üm dedim, hadi lan bölücü dediler. Laz'ım dedim, hadi lan devşirme Rum dediler. Çerkez'im dedim, hain Ethem'in torunları dediler. Alevi'yim dedim, dinsiz kızılbaşlar dediler. Ezidi'yim dedim, Yezid'in pis soyu dediler. Arabım dedim, pis yobazlar dediler. Ben dedikçe onlarda birşeyler dedi. İnsanım diyecektim ama; İnsanlığa ait herşeyi yok ettiler. Kazım Koyuncu
Cephede Sünni, Alevi, Türk, Kürt, Çerkez, Abaza) Tatar, Boşnak, Laz, Pomak, Arap, kısacası bütün Anadolulular birlikte kan dökerlerken, işgal altında olmayan bütün şehirlerde de mitingler yapılıyor, camilerde toplanılıp zafer için dua ediliyor, mevlit okunuyor, aşiret ve derneklerden Meclis Başkanlığına her gün orduya destekleyen telgraflar yağıyordu. Anadolu altı yüzyıldır ilk kez böyle bir birlik yaşamaktaydı. Buna karşılık Yunan ordusunun Ankara'ya girmesini isteyenler de vardı. Bunlardan biri de yazar Ali Kemal Bey'di. Akşam bir İngliz dostuyla konuşmuş, Yunan ordusunun Ankara yolunu açtığını öğrenmişti. Bu yüzden pek neşeliydi; "Demiştim sana, Ankara ordusu Yunanı yenemez. Yenemiyor iste. Yunan ordusu yarın öbür gün Ankara'ya girer, bu haddini bilmez serserileri yakalar. Çok da iyi olur. Bu kuru gürültü biter, başımızı dinleriz. İstiklal, hürriyet, milli and, milliyetçilik filan gibi iyi tınlayan içi boş laflarla vakit kaybetmez, tıpkı Yunanistan gibi İngiltere'ye bağlanırız. Her sorunumuzu çözecek tılsım budur.."
Sayfa 448 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
445 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.