Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, hiç fark etmez. Hepsi vatan için kenetlenip öldüler. Tüm dünyaya "Çanakkale geçilmez" dedirttiler. O kahramanlar ki, "Allah Allah" nidalarıyla şehit düşerken bize "Çanakkale Ruhu'nu" armağan ettiler. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları da o ruhu büyütüp güçlendirerek, Milli Mücadele'ye ve laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dönüştürdüler. Ham hayal peşinde koşanlar çoğu kez duvara toslar! Türkiye'yi bölüp başka bir rejimle Ortadoğu'daki kan gölüne sürüklemeyi hayal edenler de Çanakkale ruhunun henüz ölmediğini ve bu halkın, günü geldiğinde, Atatürk'ün eşsiz emanetine o ruhla sahip çıkacağını asla unutmamalılar.
Sayfa 102
YORGUN SAVAŞÇI neden yakıldı?
Çerkez, Arnavut, Arap, Kürt, Laz, Rumeli çingenesi gibi tabirlerin çok kullanıldığı, Türklerin sarı ırktan geldiği, mavi gözlü sarı saçlıların Türk olmadığı görüşünün kasıtlı işlendiği, bölücülük yapıldığı gerekçesiyle…
Sayfa 9 - Dergâh Yayınları
Reklam
"Mücadeleci kadın."
Analarımızın etnik kimliği yoktur! Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Türk vs. değillerdir onlar! Onlar anadır! Analarımızdır! Hu Hu Hu diye beşik sallayan analarımıza bin selam olsun.
Erdoğan, Türkiye'yi önce Laz, Kürt, Çerkez, Türk diyerek değişik etnik gruplara ayrıştırmış; sonra Alevi-Sünni ekseninde germiştir. İçinden geçtiğimiz FETÖ'cü darbe sonrasındaki süreçte ise ülkemiz "AKP'li millet” ve “bu milletten olmayanlar" şeklinde ayrıştırılmaya ve düşmanlaştırılmaya çalışılmaktadır. Erdoğan için millet sadece AKP'ye oy verenlerden ibarettir. Milli kimliksiz millet tanımı, Erdoğan'ın 2016 kirli referandumu öncesinde otoriter başkanlık rejimine "HAYIR" diyerek parlamenter demokrasiyi destekleyen Türk milletinin yarıdan fazlasını; "terörist", "darbeci” ve “çukur” diye suçlayabilmesine yol açmıştır.
"Bir ülkeyi sevmek içinde Türk olmak gerekmiyordu... Çünkü burası, sevmek için sebep bile aranmayacak kadar güzel bir ülkeydi..." Ve hepimiz, bu ülkeyi seviyorduk. Bazımız Çerkez'dik, bazımız Boşnak'tık, bazımız Laz'dık, Pomak'tık, Arnavut'tuk, Yörük'tük, özbe öz Türk'tük ya da yedi göbek Kürt'tük..."
Sayfa 119Kitabı okudu
Bunca kan dökülmesi hep mal mülk yüzündendi. Hem bu iş Türk, Bulgar, Sırp, Rum, Ermeni, Kürt, Yahudi, Çerkez, Laz da tanımıyordu. Kimi evinden çıkarılmış, kimi başkalarının evine konmuştu. Milyonlarca ailenin dramıydı bu.
Sayfa 164 - Doğan Kitap / 30. Baskı / 2015Kitabı okudu
Reklam
İyi bir Sünni, İyi bir Alevi, İyi bir Müslüman, İyi bir Hristiyan, İyi bir Yahudi, İyi bir dindar, İyi bir Türk, İyi bir Kürt,
Sadece DEDİLER
Türk'üm dedim faşist dediler. Kürt'üm dedim, hadi lan bölücü dediler. Laz'ım dedim, hadi lan devşirme Rum dediler. Çerkez'im dedim, hain Ethem'in torunları dediler. Alevi'yim dedim, dinsiz kızılbaşlar dediler. Ezidi'yim dedim, Yezid'in pis soyu dediler. Arabım dedim, pis yobazlar dediler. Ben dedikçe onlarda birşeyler dedi. İnsanım diyecektim ama; İnsanlığa ait herşeyi yok ettiler. Kazım Koyuncu
Cephede Sünni, Alevi, Türk, Kürt, Çerkez, Abaza) Tatar, Boşnak, Laz, Pomak, Arap, kısacası bütün Anadolulular birlikte kan dökerlerken, işgal altında olmayan bütün şehirlerde de mitingler yapılıyor, camilerde toplanılıp zafer için dua ediliyor, mevlit okunuyor, aşiret ve derneklerden Meclis Başkanlığına her gün orduya destekleyen telgraflar yağıyordu. Anadolu altı yüzyıldır ilk kez böyle bir birlik yaşamaktaydı. Buna karşılık Yunan ordusunun Ankara'ya girmesini isteyenler de vardı. Bunlardan biri de yazar Ali Kemal Bey'di. Akşam bir İngliz dostuyla konuşmuş, Yunan ordusunun Ankara yolunu açtığını öğrenmişti. Bu yüzden pek neşeliydi; "Demiştim sana, Ankara ordusu Yunanı yenemez. Yenemiyor iste. Yunan ordusu yarın öbür gün Ankara'ya girer, bu haddini bilmez serserileri yakalar. Çok da iyi olur. Bu kuru gürültü biter, başımızı dinleriz. İstiklal, hürriyet, milli and, milliyetçilik filan gibi iyi tınlayan içi boş laflarla vakit kaybetmez, tıpkı Yunanistan gibi İngiltere'ye bağlanırız. Her sorunumuzu çözecek tılsım budur.."
Sayfa 448 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
449 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.