Türk kadınları için eşit haklara inanıyorum; bu, oy verme ve Büyük Millet Meclisi'ne seçilme hakkı demek. Ama şuna da inanıyorum ki, eğitim, oy hakkından ve kamu hizmetinden önce gelmeli. Cahil köylülerin sırtına oy hakkını yüklemek saçma olur.
Sayfa 213Kitabı okudu
Batı dünyasında zebün olup diz çöküşümüz, sari hastalık gibi, ne de çabuk iliğimize kemiğimize işlemiş bulunuyor. Bahusus, bu illet milli kültür zırhı giymemiş zümreler arasında kendine zemin bulup nasıl da kolaylık ve şuursuzca bir sür'atle yayılabiliyor. Bir millet, tarihi, medeniyeti, dini, irfani, an'nesi ile bir bütün olduğuna göre, bu kal'adan taş düşürmek demek, o kal'anın burcunu barusunu ören diğer taşların da gevşeyip birer birer yerlerinden oynaması ve akıbet koca kal'anın yıkılması demektir. Bir kere çözülmeye imkan verilmeye görsün... arkasından dil gider, tarih gider, örf gider ve bir milleti millet yapan binlerce yıllık o medeniyet ordusunun bütünü gider. Bu çözülüşü önlemek için onlara güç, onlara hız, onlara şevk ve onlara Türk'ün Kızılelma'sını yeniden bulup gösterirsek, bu iman orduları gene uçar, gene taşar, gene coşar... Ama daha evvel, Türk insanının idrâkine ve ruhuna giren hırsızı bulmak, onu, gizlendiği köşe bucaktan söküp atmak gerek. Tâ ki kayıplar geri alınsın….”
Reklam
Orhan Pamuk İsviçre dergisine konuştu. "Kimse söylemiyor bari ben söyleyeyim, Türkiye'de 30 bin Kürt, 1 milyon Ermeni öldürüldü." dedi. Aslında Kar romanının tanıtım röportajıydı ve bu lafların, romanın içeriğiyle alakası yoktu. Yazdıklarıyla değil, söyledikleriyle şöhret olan dünyadaki tek yazar'dı! (Bu iğnele biraz haksızlık olduğu kanısındayım. Dış ülkelerde belli bir okur kitlesi olduğunu sonradan öğrendim. Yalnız bu demek değildir ki bu sözleriyle tanınırlık oranını katladığı inkar edilemez.) Peki neden onca ülke varken, bu lafı gidip İsviçre'de söylemişti? Çünkü çamur atıp iz bırakmak için ideal adresti...İsviçre'de konuşup "Ermeni soykırımı vardır." demek serbestti, "Ermeni soykırımı yoktur" demek, yasaktı. Herhangi bir Türk'ün Orhan Pamuk'un söylediklerine karşı savunma yapabilmesi, kanunen suçtu. Nitekim... Kısa süre sonra, İsviçre'ye gidip "Ermeni soykırımı yoktur" diyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Profesör Yusuf Halaçoğlu hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartıldı. "Edebiyatçı" tarihi suçlarsa, fikir özgürlüğüne giriyordu. "Tarih Profesörü" savunursa, hapse giriyordu. Hadisenin "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu tarafı" da vardı. Bize "soykırımcı" diyen İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Walter Gyger eniştemizdi. Soykırımcı dediği milletten, Türk'le evliydi.
Türk Milleti geleceğini yeniden öngörmek ve onu yeniden yaratmak zarureti içindedir. * " Yeni Dünya Düzeni " nin ilk ayağı BOP'ta Türkiye'ye biçilen model demokratik bir cumhuriyet değil, içinin ne olduğu belli olmayan " Ilımlı İslam Cumhuriyeti " dir. (Din İSLAM'dır. Ilımlı bir din ne demek? İnsan şeytanlarının diğer dinlerde olduğu gibi kitap ve dinlerinin içini boşaltıp, hurafelerle doldurdukları gibi, bunu İslam' a da yapmak istiyorlar. Nedenini ise kitabın içinde açık bir şekilde anlatılmaktadır. -GG-) * Türk milletinin İslam anlayışı BOP bölgesindeki ülkelerin hepsinden farklıdır. Bu fark günümüzde ortaya çıkmamıştır. 1071 den bu yana Türk-İslam Medeniyeti vardır. * Oryantalist Batı'nın gözünde İslam'ın kalemi de, kılıcı da Türk'tür. Biz kabul etsek de etmesek de bu açık bir şekilde böyledir. Çok merak edenler, " Batı eğitim sistemi"ndeki kitaplara şöyle bir göz atarlarsa bu gerçeği görürler.
Sayfa 348Kitabı okudu
''Eski Türk filmlerinde görmüşsünüzdür belki… Genç kızlara düzgün yürümeyi öğretmek için başına bir kitap koyar ve kitabı düşürmeden dik yürümesini öğretirler. Demek ki kitap her ne amaçla kullanılırsa kullanılsın, insana düzgün yürümeyi ve dik durmayı öğretir.'' __Sunay Akın
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
Reklam
Eski Türk filmlerinde görmüşsünüzdür belki… Genç kızlara düzgün yürümeyi öğretmek için başına bir kitap koyar ve kitabı düşürmeden dik yürümesini öğretirler. Demek ki kitap her ne amaçla kullanılırsa kullanılsın, insana düzgün yürümeyi ve dik durmayı öğretir.
190 syf.
1/10 puan verdi
Sağolsun yazar aşkı resmen piç etmiş. Ben hayatımda aşk'ı bu kadar basit öykülerle anlatan başka bir yazar görmedim. On öykünün her biri kendince sürpriz ! sonlara sahip. On öykü içinde en son, en ucuz, en uzun, en yapay öykünün ismi kitaba ismini vermiş. Ahmet Ümit'in romanlarında olduğu gibi bu öykü de de gereksiz bir sürü ayrıntıyla uzatıldıkça uzatılmış. Bir hafta oldu, son öykü bir türlü bitmiyor anasını satayım. Öykü yapay, karakterler arıza, diyaloglar saçma. Mesela ben 35 yaşındayım, iyi kötü kitap okuyan biriyim, dakikada 47 kelime çağında gevezeliğe sahibim (rakı içerken bu sayıyı kadeh sayısıyla çarpın) ama hayatımda bu kitapta geçen diyalogların/kelimelerin yarısı geçmedi. -Hülasa ne demek ?- Sözümona polisiye kabul edilen eserlerinde olduğu gibi bu öykünün içine de hikayeye hiç bir şey katmayan Osmanlı tarihinden alıntılar ve en iyi balık hangi restorantta yenir, künefenin içine ne kadar peynir konur kim bilir gibisinden reklamlar reklamlar... İnsan kendini hiç mi yenilemez, hep mi aynı geyiği çevirir... Ve bu adam Türkiye'nin en çok satan yazarlarından biri. Vah benim Türk edebiyatıma.
Aşk Köpekliktir
Aşk KöpekliktirAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201214,3bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
Ne yazık ki yazarın Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır' ını okurkenki zevki burada bulamadım. Tabii ki içinde değerli bilgiler ve fikirler var. Girişimcilik mesela. Çok güzel değinmiş. 'Bu dünyada bir şeyler yapıp göç etmek' demek istediği yazarın. Belki de beklentimi karşılayamadı. Bilemiyorum :)
Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı
Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi BağlardıAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 20195,2bin okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
Merhum Cengiz Dağcı’nın sıkı bir okuruydum. Bütün romanlarını okudum ve onun sayesinde Kırım Türk davasının da iyi bir takipçisi oldum. Bu nedenle ‘Aluşta’dan Esen Yeller’ adını bir kitabın kapağında gördüğüm zaman mevzuyu hemen anlayıverdim. Söz konusu kitap Serra Menekay’a ait bir roman. Doğan Kitap tarafından basılmış. Yazarını tanımıyordum
Aluşta'dan Esen Yeller
Aluşta'dan Esen YellerSerra Menekay · Doğan Kitap · 201567 okunma
Reklam
381 syf.
10/10 puan verdi
Bazı romanlar oluyor, okurken de bitirdikten sonra da uzun süre etkisinden kurtulamıyorsunuz. Günlük hayatınıza devam ederken aklınıza bir anda o romandan birileri ya da bir sahne gelebiliyor. Bu tür romanlar ya genelde gerçek olaylardan alınmış ya da otobiyografik çizgiler taşıyan şeyler oluyor. İşte o romanlardan birisini yeni bitirdim ben;
Savaş ve Açlar
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Heyamola Yayınları · 20051,281 okunma
320 syf.
7/10 puan verdi
İlber Ortaylı, sıra dışı bir isim. Kendine has bir üslubu var. Ancak gerçek bir tarihçi ve eskilerin tabiriyle tam bir ilim deryası. Ortaylı, Osmanlı tarihi konusunda dünyaca ünlü bir uzman. Çok sayıda lisan bilen ve uluslar arası üniversitelerde oldukça saygın bir yeri olan bir hoca. Türklerin Tarihi, Ortaylı ile yapılan nehir röportajlardan
Türklerin Tarihi
Türklerin Tarihiİlber Ortaylı · Timaş Yayınları · 20157,4bin okunma
Resim