Geleneğe Bakışa Dair Enfes Bir Örnek
Örneğin, geleneksel sanatlar başka bir şeydir! Yaratıcılığın mümkün olabileceği modern sanatlar başka bir şeydir! Siz bu satırları okurken ben üniversiteden emekli oldum. Ama akademik hayatımın son döneminde adı önce Güzel Sanatlar olan sonra Sanat, Tasarım ve Mimarlık olarak değişen bir fakültede görev yaptım. Hâlihazırda bu fakültede Resim, Seramik, Geleneksel Türk Sanatları, Görsel İletişim Tasarımı ve Mimarlık bölümleri mevcut. Örneğin resim ve seramiğin hat ve çiniden daha az geleneksel olduğu söylenebilir mi? Hatta resim ve seramiğin hat ve çiniye göre çok daha kadim gelenekler olduğu aşikârdır. Ama bizim akademik zihnimizin güzel sanatlar lobu "geleneksel" sıfatını sadece Türkiye kökenli addettiği formlara lâyık görmüştür! Aslında hat ve çini ne kadar gelenekselse, resim ve seramik de en az o kadar gelenekseldir. Hatta daha fazla! Ama resim ve seramik Batı kökenli formlar olarak görüldüğü için onlar doğuştan "modern"dir! Bu nedenle de "geleneksel" olamazlar! Hat ve çini de Batılı olmadıkları için asla "modern" olamazlar, sadece gelenekseldirler! Bu kitapta daha önce kullandığımız bazı terimlere dönersek resim ve seramik sanat, hat ve çini zanaattır! Türkiye'nin pek çok Güzel Sanatlar Fakültesinde aslında hâlâ ağırlıklı olarak zanaat eğitimi verilmektedir. Ama "geleneksel" tabelasına hapsedilen sadece "Türk sanatları"dır! Burada Ömer Uluç'un "gelenek bir hapishanedir" sözünden etkilendiğim çok açık. Türkiye'nin geleneksel sanatlar bölümleri geleneğin hapishanesinde uyuyorlar ve kaçırdıkları bütün bir dünya aslında.
Sayfa 268-269
Sanat ölümden sonraki hayattır. Her sanat adamı, devrinin kalabalığının içinden kendisini seçecek, dehasını anlayacak olanı düşünür.