Merhaba arkadaşlar, bugün size Türk edebiyatının yaşayan en önemli temsilcilerinden biri olan Zülfü Livaneli'nin Serenad adlı romanı hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Eserlerinde genel insanın belleğinde iz bırakmış bir olayı insan ilişkileriyle, aşkla harmanlayıp işleyen Livaneli bu eserinde de aynı yönteme başvurmuştur. İlk baskısı 2011'de yapılan Serenad, Livaneli'nin sıklıkla başvurduğu bir gizemi ortaya çıkarma türünde yazılmıştır.
Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar. 1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir. Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor. (Tanıtım Bülteninden)
Eserde anlatılan Maximilian-Nadia aşkı ile savaşların insan hayatı üzerindeki yıkıcılığını görüyoruz. Okurken geçmişte yaşayan insanların ne kadar çok acı çektiklerine şahit oluyoruz. Yalın ve akıcı bir dille yazılan bu eser beni çok etkiledi. Mutlaka okumalısınız.
İyi okumalar...