393 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
ATATÜRK ATEİST MİYDİ
Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi hakikati keşfetmektir. (#73093133) ______ En hoşlanmadığım hususların başında aklımla dalga geçildiği hissi yaşamak veya başka bir ifadeyle aldatılmışlık hissi yaşamak gelir. Bu hissi en çok yaşadığım hususların başındaysa Atatürk’ün şahsının ve onun icraatlerinin din ve
Din ve Allah
Din ve AllahDoğu Perinçek · Kaynak Yayınları · 201448 okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Osmanlı Padişahları
Osmanlı PadişahlarıAhmet Seyrek · Tulpar · 201530 okunma
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Jules Verne ile keşif yolculuğu..
Kitap, değerli Türkolog öğretmen arkadaşımın kıymetli bir hediyesi. Dikkat edenler kitabın bu baskısının Gönül Dağı dizisinde geçen baskı olduğunu göreceklerdir. İnternet üzerinden izlediğim, arkadaşımla az reklamını yapmadığımız buram buram Anadolu kokan Gönül Dağı'nda çocuk kalplerin simgesi haline gelen Balonla Beş Hafta kitabını meraktan bir
Balonla Beş Hafta - Kısaltılmış Metin
Balonla Beş Hafta - Kısaltılmış MetinJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20185,5bin okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
Biz, Batı Türklerinin Ataları: Selçuklular
Tarih, esasında bir zaman silsilesidir. Yani bugünün geçmişi, ancak geçmişin de bir geçmişi vardır. Bu anlamda devletimiz olan Türkiye’yi, onun öncüsü olan Osmanlı Devleti’nden kopuk düşünemeyiz. Peki ya Osmanlı’dan öncesi nasıldı? Elbette Anadolu için Anadolu Selçukluları ve beylikler vardı lakin “Bütün Rus yazarların Gogol’un paltosundan
Selçuklular
SelçuklularErkan Göksu · Kronik Kitap Yayınları · 2019242 okunma
134 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Annesi yazar olan Pınar Kür'den okuduğum ilk kitap Asılacak Kadın oldu. Gerçek bir cinayeti konu alarak yazılmış kitap, anlatım şeklindeki psikolojik batırmalar ve yoğun duygulu cümleleriyle dikkatimi. Her ne kadar etkinlik için okumuş olsam da, filmi çekilen kitabın bir zamanlar yasaklanmış olmasına okuyunca yazar gibi anlam veremedim. Pınar Kür
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Everest Yayınları · 20124,786 okunma
642 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Sanırım Günay Rodoplu Türk edebiyatında oluşturulmuş en güçlü kadın karakterlerden bir tanesi, kitap boyunca ülkenin aydın kesiminden, şamanlara oradan sosyal demokrat oluşumlara ve daha bir çok yere savrulup duruyorsunuz. Kimi zaman kibir gibi gelen o herşeyi biliyorum tarzı biraz yoruyucu olsada asla sıkmıyor. O kadar uç örnekleri birbirine bağlıyor ki sürekli o kimdi veya ne demek istedi diye google vs bakmak durumunda kaldım. Okurken yazarın başka kaynaklara yönlendirmesi kitaplar veya internet üzerinden bilginin sağlamasını yaptırması sevdiğim bir şey, kitap bu konuda fazlasıyla tatmin ediyor insanı. Kitap "Orda kimse var mı?"  başlıklı bir dörtlemenin ilk kitabı, hatta çok sonra beşinci bir kitap gelmiş, çok keyifli ve akıcı, belleğimize bir şekilde yerleşmiş bir çok ismi, ülke tarihinin dönüm noktası bir çok olayı biraz ezber bozan bir anlatımla aktarıyor. Günay Rodoplu karakterini sevdim bakalım diğer kitaplarda bu sevgi devam edecek mi.
Viva La Muerte!  - Yaşasın Ölüm!
Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!Alev Alatlı · Alfa Yayınları · 2001320 okunma
Reklam
NAZAN BEKİROĞLU - YA BASILMAMIŞ OLSAYDI?
Hüseyin Cahid, neredeyse çocuk denecek çağda, bir hevesle kaleme aldığı Nadide’yi basmaya yanaşmayan Bab-ı Ali kitapçılarına hayretle, “hiçbiri kendilerine getirilen mücevherin kıymetini takdir edemiyordu, böyle büyük bir fırsatı kaçırıyorlardı” demektedir. Nihayetinde, Nadide, başında Ahmed Midhat Efendi’nin bu genç yazara “parlak bir istikbal”
184 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
İlk Türk romanlarından biri olarak görülen ilk olarak 1800'lü yıllarda Servet-i Fünun dergisinde resimli olarak yayınlamış ve daha sonra kitap haline getirilmiştir. Kitabın adı Araba Sevdası olsa da aslen eğitimi az olan bir Vezir'in oğlu Bihruz Bey'in bir lükse olan düşkünlüğünü konu alırken kitap sıradan bir aşk hikâyesini de anlatıan bu kitapta Bihruz Bey'in babası ölünce kalan mirası çar çur eder ve boş yere kalan miras harcanır. “Periveş'' adlı güzel bir ,namuslu bir kız zannettiği kıza aşık olur Bihruz fakat Periveş düzgün bir kadın değildir ama Bihruz onu sevdiğinden hep onu düşünmektedir. “Araba Sevdası” adlı roman Türkiye'nin ilk gerçekçi (realist) roman akımının öncülerinden biri olduğundan kaynaklı edebiyat tarihinin dönüm noktası sayılırken Roman aşk,lüks,pişmanlık ve yanlış batılılaşma gibi birçok duyguyu içermektedir.
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Akvaryum Yayınları · 201225,1bin okunma
294 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
İlk Türk romanlarından biri olarak görülen ilk olarak 1800'lü yıllarda Servet-i Fünun dergisinde resimli olarak yayınlamış ve daha sonra kitap haline getirilmiştir. Kitabın adı Araba Sevdası olsa da aslen eğitimi az olan bir Vezir'in oğlu Bihruz Bey'in bir lükse olan düşkünlüğünü konu alırken kitap sıradan bir aşk hikâyesini de anlatıan bu kitapta Bihruz Bey'in babası ölünce kalan mirası çar çur eder ve boş yere kalan miras harcanır. “Periveş'' adlı güzel bir ,namuslu bir kız zannettiği kıza aşık olur Bihruz fakat Periveş düzgün bir kadın değildir ama Bihruz onu sevdiğinden hep onu düşünmektedir. Araba Sevdası” adlı roman Türkiye'nin ilk gerçekçi (realist) roman akımının öncülerinden biri olduğundan kaynaklı edebiyat tarihinin dönüm noktası sayılırken Roman aşk,lüks,pişmanlık ve yanlış batılılaşma gibi birçok duyguyu içermektedir.
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Akvaryum Yayınları · 201225,1bin okunma
Türk askeri tarihinin değil, bütün dünya askeri tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri de ateşli silahların savaş meydanlarında rüşdünü ispat etmesidir. Bu husuta Fatih Sultan Mehmed'i ayrı bir yere koymamız gerekmektedir. Çünkü topun hem kale muhasarasında (1453-İstanbul'un fethi), hem de meydan muharebesinde (1473-Otlukbeli Savaşı) kullanılabileceğini mükemmelen göstermiştir. Dünya harp tarihine topun hem kale kuşatmasında hem de meydan muharebesinde çok etkin kullanılabilecek bir silah olduğunu ispatlayan kişi Fatih Sultan Mehmed'dir. Dolayısıyla 1453 ve 1473 tarihleri, bu anlamda sadece Türk askeri tarihinin değil, dünya askeri tarihinin de dönüm noktası olmuştur.
Sayfa 52 - Kronik Kitap, 4. Baskı: Mart 2021, İstanbul
Reklam
Kutlu daha nice Ağustoslar
Türk tarihinin altın sayfaları Ağustosta yazıldı 🇹🇷 Ağustos ayı içerisinde, Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi ve Anadolu topraklarının korunmasını sağlayan Büyük Taarruz'a kadar birçok zafer yaşandı. 26.08.2018 Anadolu Ajansı Haberleri ANKARA - YILDIZ NEVİN GÜNDOĞMUŞ Türk tarihinin altın sayfalarının yazıldığı
İstanbul ve Sultan Fatih'e Dair..! ( Günün Anlam ve Önemine Binaen )..!
İstanbul Kelimesi Hakkında..! İstanbul kelimesi de Türkçe olmayıp Rumca "şehre doğru, şehre" anlamına gelen "is-tin-polis"ten galattır. Bu bakımdan bu gibi hususlarda lüzumsuz hassasiyet göstermenin anlamlı olmadığı kanaatindeyim. İstanbul'un Fethine Doğu ve Batı'dan Bakış..! Bütün bu gelişmelerin temel noktasında yer alan
Juan Juanların hakimiyeti döneminde Altay Dağları'nda Türk isimli bir kabile ortaya çıkar. Bunu hem Türk tarihinin hem dünya tarihinin bir dönüm noktası olarak değerlendirebiliriz. Işbara Kağan'ın yazmış olduğu mektuba bakılırsa 534 yılı bu dönüm noktasına uygun bir tarihtir. Ama kesin bir tarih vermek gerekirse Türk adı, yani Gök Türkler, Çin kaynaklarında ilk defa 542 yılında geçmektedir.
Gökbörü’nün İzinde
Juan-juanların hakimiyeti döneminde Altay Dağları’nda Türk isimli bir kabile ortaya çıkar. Bunu hem TÜRK tarihinin hem dünya tarihinin bir dönüm noktası gibi değerlendirebiliriz. Işbara Kağan’ın yazmış olduğu mektuba bakılırsa 534 yılı bu dönüm noktasına uygun bir tarihtir. Ama kesin bir tarih vermek gerekirse Türk adı, yani Gök Türkler, Çin kaynaklarında ilk defa 542 yılında geçmektedir.
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.