Sakınık ve Uyanık Üzerine
Türkçede düşünmek, temelde uyanık ve sakınık olma durumudur. Başka bir deyişle; uyanık ve sakınık olmak, düşünce için sağlıklı bir zemini her an hazır tutar. Öte yandan düşünme faaliyetine her irtifada eşlik eden etkinlik de uyanık ve sakınık olmayı gerektirir. Bu iki sözcüğün, Kadim varlık edebiyatının önemli kavramlarından olduğuna da ayrıca dikkat çekmek gerekir. Sözlüklerde sak- TDK Büyük Türkçe Sözlük'te sakınmak. (-i, -den) 1. Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek. 2. Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak. 3. Korumak, esirgemek, gözetmek. Dîvânu Lugâti't-Türk'te saqındı. ol mindin saqındı: O, bana karşı ihtiyatlı davrandı... saqınur, sakınmaq. Clauson sözlüğünde sakı- 'to wait for, watch' (beklemek, dört gözle beklemek, dikkat etmek, gözetlemek, kollamak.)⁴ Ol meniŋ közüme sakıdı 'he appeared faintly before my eyes' (o gözümün önünde belli belirsiz ortaya çıktı.⁵)⁶ açıklamaları getirir. ⁴ Sir Gerard Clauson, An Etymological Dictionary of Pre-thirteenth-Century Turkish, Oxford At The Clarendon Press, 1972 s. 805. ⁵ Hamza Akyol, İngilizce/Türkçe Çeviriler. ⁶ Sir Gerard Clauson, a.g.e. s. 806.
Sayfa 18 - Post Kitap, Divan Edebiyatı Vakfı Keyfiyet Mahfili Türkçe Araştırmaları: 1, 1. Baskı, İstanbul 2020, TÜRKÇENİN UYANIŞI - I
Bugünkü Türkçe'de sadece "çağdaş" kelimesi ile ifade edilmeye çalışılan kavram, terk edilen Türkçe'deki "asrî" ve "muasır" gibi iki ayrı kelime ile ifade edilmektedir. Kelimenin Batı dillerindeki karşılıkları ise hayli zengin bir vokabüleri oluşturmaktadır. Bunların içinde en fazla kullanılanlar
Sayfa 48 - KOCAV Yayınları, Ocak 2014 İstanbul, "Çağdaşlık" ve "Modernlik" Üzerine Kavramsal Bir Analiz, 1.3. "Çağdaşlaşma" Üzerine Genel Bir Mülahaza, 1.3.1. "Zaman-giller Familyası" ve "Çağ" Hakkında Etimolojik ve
Reklam
1890'da yayınlanan Redhouse Türkçe-İngilizce Lügat'te 92 bin Türkçe kelime yer alırken, 1945'te Türk Dil Kurumu'nun yayınladığı Türkçe Sözlük'tr bu sayının 15 bine kadar düşürülmüş olması, "sadeleştirme" adı altında, İslâm kültürüne karşı darbe olarak yapılan "kısırlaştırma" faaliyetinin bâriz bir misâlidir.
Sayfa 35
Çalışma masamın çevresinde sayısız kitap, dergi, harita, ansiklopedi, sözlük, broşür, gazete küpürü var ve bunların çoğu Isveççe, Türkçe, Ingilizce, Fransızca, Norveççe, Danca ama ben bütün bu dillerin dışına itilmiş, serüveni bütün bu dillerden çok farklı olan, acılı, yaralı bir dille, Kürtçeyle yazıyorum.
“Anarşizm eski Yunanca'daki archos sözcüğünden türemiştir. Sözcüğün güç, kuvvet, iktidar, hükümet, devlet gibi anlamları vardır. Archos sözcüğü İngilizce'deki "power" sözcüğüne benzer geniş bir alanı tanımlar. Yunanca'da "a" ön eki olumsuzluk belirtir. Anarşinin sözlük anlamı da en basit ifadeyle devlet hükümet karşıtlığıdır. Burada söz konusu olan belirli bir devlet ya da hükümet biçimi değil, bir organizma olarak devletin ta kendisidir. Karşıtlık sözcüğüyle de ifade etmek istediğimiz, devletin varlığını meşru ve daim kılarak, ona muhalefet etmek değil, devletsiz bir yaşamı savunmaktır. Anarşist hareketin yöneten-yönetilen ilişkisini ve hiyerarşiyi reddetmesinden yola çıkarak Orhan Hançerlioğlu, Felsefe sözlüğünde anarşizmin Türkçe karşılığı olarak "başsızcılık"ı önermiştir. Bizce bu karşılık uygun değildir. Kuşkusuz anarşistlerin tabi olduğu liderleri yoktur. Ancak mücadelenin bazı özel anlarında özgürce bağlandıkları ve kendilerine "baş" kıldıkları doğal önderleri olabilir. (Ukrayna'da Mahno ve İspanya'da Durruti'nin konumu.) Ayrıca başsız olan örneğin bazı haydut çetelerini anarşist olarak nitelemek de mümkün değildir.“
Kaos Yayınları
Bakın şimdi size iki sözlük getirdim. Birisi bizim Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan Türkçe sözlüktür. Bu sözlükte yaklaşık olarak 120 bin kelime bulunuyor. Bir de size Ali Püsküllüoğlu tarafından hazırlanan Öz Türkçe sözlük getirdim. Bu sözlük de 1970 yılında, Ankara'da Bilgi Yayınevi tarafından basılmıştır. İçinde sadece 3 bin 175 kelime var. Şimdi size ve bütün akıl sahiplerine sesleniyorum: - Biz 120 bin kelimelik bir sözlüğü, içinde Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca vs. kelimeler var diye nasıl bırakırız da Öz Türkçe konuşalım, yazalım diye 3 bin 175 kelimelik bir sözlüğe döneriz. Bu 3 bin 175 kelimeyle ilim yapılabilir mi? Edebiyat eserleri yazılabilir mi?
Sayfa 66 - Yakın Plan
Reklam
Türban Çıkmazı
Bilen, bilmiyor konuşuyor şu "türban" denen başör­tüsü konusunda, oysa türban gerçekte başörtüsü değil­dir, erkeğin kullandığı sarıktır, çağdaş uluslar arasında, bu giysiye kadın başörtüsü diyen yoktur. Alman dilinde "türban" sözcüğü "Doğu erkeklerinin başlığı, sarık" an­lamındadır, ünlü sözlük bilgini Kluge'nin "Etimologisches Wörterbuch der Deutschen Sprache" de böyle ya­zar, bunun Farsça "dulbend"ten türediğini söyler. Şemseddin Sami, ünlü "Kamus-i Fransevi"sinde bu sözcü­ğün Fransızcaya Farsçadan,"dulbend"ten geçtiğini "sa­rık, imame, lale" anlamına geldiğini bildirir (lale, sarık biçimli bir göğüs askısıdır). Yine Şemseddin Sami'nin ünlü "Kamus-i Türki"sinde böyle bir sözcük yoktur, an­cak yakın yıllarda, bu ünlü yapıtı bugünkü Türkçeye ak­taran, Prof. Dr. Mertol Tulum başkanlığında bir kurul, bu yapıtta bulunmayan "türban"ı ona eklemiş, "ince tül­den yapılmış kadın başörtüsü" yorumunu getirmiştir, bu hangi bilimsel ahlak kuralına uyar bilemeyiz, İtalyanca, İspanyolcada "turbante" diye geçer, erkek başlığı diye açıklanır. Prof. Fahir İz'in düzenlediği İngilizce-Türkçe sözlükte "türban" kadın başörtüsü anlamında açıklanır, bu yenidir, "türban"ın kadın başlığı anlamında alınma­ya başladığı evrelerden sonradır. Arapçada "türban" top­rak anlamına gelen "turab"ın çoğuludur (topraklar), bu­nun "tirban" biçiminde söylenişi de vardır. Osmanlı dö­neminde "türban" yoktu, bilinmiyor.
Sayfa 19 - PDFKitabı okudu
Sözlükte her terimin Türkçesi konuda açık seçik bilgide veren tanımı, ayrıca, Fransızca, Almanca, İngilizce ve Japonca karşılıkları yer almaktadır. Aşağıda bu sözlükten alınmış halen dilimizde kullanılan yabancı 40 küsur örnek kelimenin Türkçe karşılıkları okuyucuya sözlük hakkında bilgi olsun diye verilmiştir: Anot > Artı uç * Anyon > Eksin * Atom > Ögecik * Foton > Işıncık Enzim > Özgen Dedektör > Bulucu * Deterjan > Arıtıcı Diyagram > Çizelge * Elastik > Esnek lyon > Yükün İstatistik > Sayım* Reaksiyon > Tepkime İzolatör > Yalıtkan Kapasite > Sığa Kuvantum > Nicem Vibrasyon > Titreşim Molekül > * Özdecik Teorik > Kuramsal Nükleer > Çekinsel Limit>Erey* Potansiyel > Gerilim Radikal > Kökçe * Radyasyon > Işınım Reaktör > Tepkir Şarj > Yük * Vakum > Boşay* Vektör > Yöney * Simetri > Bakışım Viskosite > Ağdalık Tayf> Izge Termal > Isıl *Dinamik > Devingen * Homojen > Tektürel * Jiroskop > Düzdöner * Integral > Tümlev * Maksimum > Doruk * Minimum > Oyluk* Statik > Dingin * Transfer > Aktarım * Polimer > Çoğuz* Solvent > Çözgen * Entropi > Dağı Transformatör > Dönüştürücü * Enerji > Erke Termodinamik > Isıldevinge * Konsantre > Derişik *Frekans > Sıksayı, Titreşim Sayısı...
Sayfa 402Kitabı okudu
Çalışma masamın çevresinde gelişi güzel serpilmiş sayısız kitap, dergi, harita, ansiklopedi,...sözlük, broşür var ve bunların çoğu İsveçce, Türkçe, İngilizce, Fransızca, Norveçce, Danca ama ben bütün bu dillerin dışına itilmiş, serüveni bütün bu dillerden çok farklı olan, acılı, yaralı bir dille, Kürtçeyle yazıyorum...
Geri Kalmışlık Bahsi
Türk Dil Kurumunun sözlüğü 'geri kalmak' ifadesini (Osmanlıca, adem-i tekamül; Fransızca, rester en arriéte; İngilizce, to be retanded) 'arkada kalmak, gecikmek, çağdaşlarının ve yaşıtlarının seviyesine gelememek veya onların seviyesinde olmamak' biçiminde açıklamış. 'Geri kalmak' ifadesini 'arkada kalmak'
Sayfa 215 - İz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkçe Arapça gibi söylenebiliyor ya da Türkçe entonasyonlu İngilizce sözlük arabesk yapılabilir. Ya da şiveli bir söyleyiş seçiliyor; sanki bir yörenin şivesiyle söyleniyormuş gibi, aslında olmayan yörelerin olmayan şiveleriyle söyleniyor. Dilin böyle yalnızca bir taklit öğesine, bir görüntüye, bir aksesuara dönüşmesi, ancak yaşanılan mekan ve tarihle kurulan ilişkilerin seyirlik bir hal aldığı bir toplumda mümkün olabilirdi.
Sayfa 36 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
Mesela; aralarında ciddi farklar bulunan; "ihtilâl, inkılâb ve ıslahat" kelimeleri kaldırılıp hepsine "devrim" denildi. "Alenî, bâriz, âşikâr, ayan, bedîhî, vâzıh, sarih..." kelimelerinin hepsine "açık" denilip geçildi. 1890'da yayınlanan Redhouse Türkçe-İngilizce Lügat'ta 92 bin Türkçe kelime yer alırken, 1945'te Türk Dil Kurumunun yayınladığı Türkçe Sözlük'te bu sayının 15 bine kadar düşürülmüş olması, "sadeleştirme" adı altında, İslam kültürüne karşı darbe olarak yapılan "kısırlaştırma" faaliyetinin bâriz bir misalidir. Bugün bir müslümanın ilk yapması gereken şeylerden biri, dilini bu kısırlıktan kurtarması, zengin ve köklü lisanını öğrenmesi, Kur'ân kültürüne ait kelimelerine bilhassa sahip çıkarak konuşması ve yazmasıdır.
Sayfa 34 - İslam Dünya Görüşü
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.