Çoğaltma yarışı sizi oyaladı. Ta ki ölüp kabirlere girinceye kadar. (102: 1,2) Ölünceye kadar zihinlerini mal mülk biriktirmekle meşgul eden istifçi ve ihtirasli insanları şiddetle kınayan bir suredir Tekasür süresi. Birçok Kur'an meali bu ayetlere "mezar sayımı" gibi garip bir olayı yakıştırarak ayetin pratik etkisini öldürmüşlerdir. Böylece, "mezar saymayan" bir sürü dünyaperest, kendilerini bu ayetlerin muhatabı görmeyeceklerdir.
Onlar ki Sözü Dinlerler...
Onlar ki sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar akıl sahipleridir. (Zümer, 39:18) Bu ayet, Müslümanları bağnaz olmamaya ve değişik düşünceleri dinleyebilmeye çağırır.
Reklam
Erkekler Kadınları Gözetirler Onları Dövmezler
Nisa 4:34 ayetindeki "idribuhunne" kelimesi tüm Türkçe çevirilerde "o kadınları dövün" diye çevrilmiş. Oysa Kur'an'da şöyle geçer: Kendileriyle rahatlayıp huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması O'nun ayetlerindendir. Düşünen bir toplum için bunda işaretler vardır. (30:21) "İdribuhunne" kelimesinin kökü "DaRaBa" fiilidir ve Arapçada en zengin anlama sahip kelimedir. Yukarıdaki ayette evliliğin amacı sevgi ve merhamet olarak açıklanırken erkeğin kadını döverek sağlayacağı bir birlikteliği düşünün...
Örneğin Rad Suresi 13:17 ayetindeki "DaRaBa" kelimesini, "açıklamak" yerine "dövmek" olarak anlasaydık saçma bir sonuçla karşılaşırdık: "... İşte Allah hakkı ve batılı böyle döver."
Allah' ın ismini övgü ifadelerini kullanmadan zikretmeyi Allah' a karşı bir saygısızlık olarak saymayanların, O' nun kulu ve hizmetkarı olan Muhammed' in ismini yalın olarak anmayı saygısızlık saymaları inançlarındaki hastalığın bir belirtisidir.
Sayfa 89
"Nasih- Mensuh" Felaketi!
Bakara (2:106) Türkçe mealler, mucize ve delil anlamına gelen "ayet" kelimesini olduğu gibi almış ve böylece okuyucusunun onları "Kuran ayetleri" biçiminde anlamasını sağlamışlardır. Kuran"da birçok ihtilaflı ayetler olduğunu ileri sürenler, Kur'an'ın kul sözü olduğunu iddia etmiş olmuyor mu? (Nisa, 4:82) Kuran'a rağmen kendilerini "alim" olarak topluma takdim eden sizler, bu nasih-mensuh itikadınızla nasıl olur da Kuran'a inandığınızı iddia edebilirsiniz?
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Seneler önce İlahiyat fakültesinin bazı öğretim görevlilerinin katıldığı bir açık oturuma dinleyici olarak katılmıştım. Oturumun konusu "Kuran'ın Anlaşılması" üzerine idi. Oturuma katılan fıkıh hocası, "fıkıh ve fıkıh usulu bilinmedikçe Kuran anlaşılamaz." dedi. İslam tarihi hocası ise "İslam tarihi bilinmeden Kuran anlaşılamaz" dedi. Tasavvufçuya göre "Tasavvuf kavranmadıkça Kuran anlaşılamaz" dı. Hadis hocasına göre de "Hadis ve hadis usulu bilinmeden Kuran anlaşılamaz" dı. Açıkoturuma katılan dört öğretim görevlisi Kuran'ın anlaşılmazlığında ittifak ve hatta "icma" etmişlerdi. Fıkhı, hadisleri, tasavvufu, ve İslam tarihini anlamak ve doğruları yanlışlardan ayırmak için Kuran'ın, her şeyden önce Kuran'ın bilinmesi gerektiğini söyleyeceklerine; tam tersi bir yolla Kuran'ın önüne yüzlerce ciltlik külliyatları ve çelişki dolu uydurmaları koyuyorlardı.
Yusuf'un Rabbi Kim?
"...Yusuf: Allah'a sığınırım. O Rabbimdir. Bana iyi makam vermiştir. Zalimler kurtuluşa ermez, dedi." (12:23) Diyanet meali, ayetin metnine "senin kocan" ifadesini ekleyerek şu yanlış anlamı verir: Günah işlemekten Allah'a sığınırım, doğrusu senin kocan benim efendimdir. (Yusuf 12:23)
Salavat Getirme
Ahzab suresi 43. ayette: Huvellezi YUSALLİ aleykum... O, O'dur ki size DESTEK verir... der. Tevbe suresi 103. ayette: Ve SALLİ aleyhim. İnne SALATEKE sekenun lehum... Onlara DESTEK ol, senin DESTEĞİN onlar için bir sukunettir... der. Ahzab suresi 56. Ayette: Ya eyyühellezine âmenû SALLU aleyhi... Ey iman edenler siz de onu DESTEKLEYİN... der. Teşvik etmek, desteklemek anlamına gelen "salli ala" ifadesini peygamberi gece gündüz övmek anlamına kaydırdıktan sonra uydurulan hadislere bakın: -Benim ismim zikredildiğinde bana salavat getirmeyenin burnu yerde sürünsün! -Kim bana günde şu kadar kez salavat getirirse şefaatime hak kazanır.
Hac Suresi (22:15) Kur'an çevirilerinde en çok yanlış anlam verilen ayetlerden birisidir. Bazı çeviriler hiçbir anlama gelmeyen kelime yığınından oluşmaktadır.
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
"Onlar ki sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar akıl sahipleridir."(39:18) Müslümanlar değişik düşüncelere açık olmalı, fikir özgürlüğünden yana olmalı, putlaştırılmış insanlara nisbet edilen sözlere körü körüne tabi olmamalıdır. Özelllikle diyanetin çevirisinden Kur'an okuyan arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim .
Türkçe Kuran Çevirilerindeki Hatalar
Türkçe Kuran Çevirilerindeki HatalarEdip Yüksel · Ozan Yayıncılık · 2007109 okunma
Aklını kullanmayıp heva ve heveslerine uyanlar, atalarını putlaştıranlar, zannî rivayetleri din edinenler, Allah'ın hükmüne başkalarını ortak koşanlar ömür boyu uğraşsalar da Kur'an'ı anlayamaz.
Namazda okuduğumuz duanın anlamını namaz anında bilmeli ve Allah ile konuştuğumuzun bilincinde olmalıyız (4:43). Namazları saygı içerisinde kılmalı (23:2).
Kuran, Mekkeli müşriklerin namaz kıldıklarını da belirtir (8:35;107:5). Ne var ki "mirac" ile ilgili rivayetin içinde bir hikaye uydurarak peygamberimizi Allah ile sıkı bir pazarlığa oturtanlar namazın 50 vakitten 5 vakite indiğini iddia etmişlerdir.
Mesela, sadece Kur'an'a uymakla ve hadislere itibar etmemekle suçlanan, devrindeki zalim sultanlar ve dalkavuk alimler tarafından işkencelere tabi tutulan Ebu Hanife'nin ölümünden sonra adına nisbet edilen mezhep katkılarla şişirilerek çok farklı bir hale sokuldu.