Meşrutiyet onların 'hürriyetini' pekiştirmek, 'millîlerini' kayırmak ve yaşatmak uğraşısındadır. Cumhuriyet ise aynı güçleri, önce iktidarın ortağı, sonra sahibi yaparak tedaviye devam etmiştir.
BİR SINIFA SAHİP OLAMAYACAĞI NİTELİKLERİ KAZANDIRTMAK ÇABASI
Bütün çabaların sonucunda nereye vardığımızı anlamak için kalkınma savaşına bizden yirmi yıl sonra girişen ülkelere bir göz atmak, ya da en zengin mahallelerimizin iki sokak aşağısına inmek yeterlidir.
BİR SINIFA SAHİP OLAMAYACAĞI NİTELİKLERİ KAZANDIRTMAK ÇABASI
Avrupa'nın burjuvazisi, ilerici ve ihtilalcidir.
Batı burjuvazisinin ikinci özelliği had derecede girişimci olmasıdır. Kâr için, daha fazla kazanmak için göze alamayacağı macera yoktur. Bir İngiliz yazarının 1860'ta söylediğine göre; "Sermaye çok az bir kârdan ya da kâr etmekten tıpkı tabiatın boşluktan tiksindiği gibi tiksinir. Elverişli kârlar oldu mu sermaye hemen cesaretlenir. Yüzde on kâr söz konusu oldu mu her yerde kullanabilirsiniz onu; yüzde yirmi kâr görünce hırslanır, yüzde elli kâr olunca çılgınca hareketlere kalkışır; yüzde yüz kâr varsa bütün insanî kanunları çiğneyip geçer; yüzde üç yüz kâr elde edeceğini kestirince, darağacına gitmek ihtimali de olsa işlemeyeceği cürüm yoktur..."
Zenginleşmenin en kolay yolu başkalarını soymak olduğundan, Batı, karşılığında bir şey vermeksizin bu sömürgelerin kaynaklarını kendi çıkarınca kullanmıştır. Daha insanî ve kurnaz metotlarla günümüzde bile kullanmaktadır.
1960'larda özel sektör yatırımlarının % 50 oranında lüks konut yapımına gitmesi, söz konusu gerçeğin uzantılarıdır. Yatırımların1960 sonrasında üretken alanlara yönelmesi de, kaybedilmiş ve kaybedilmekte olan mesafeyi kapatamamıştır.