Buyrun buradan yakın!
Özel müteşebbislerin bankalara yatırmış oldukları para miktarı 1924'le 1938 yılları arasında 13 mil yondan 227 milyona çıkmıştır. Yönetimin bir kanadının Teşvik'i Sanayi Kanunu gibi iyi niyetli çabaları boşa gitmiş, devlet bir yandan mutlu azınlığı beslerken, öte yandan, yatırımların % 90'ını yapmak zorunda kalmıştır. Sonuç mutlu azınlık için sevindirici, memleket hesabına üzücü ol muştur.
Sayfa 246Kitabı okudu
T.c iktisat programı
Yeni Cumhuriyet'in izleyeceği yöntem'in adı milli iktisat'tır, kendisi 'devletçilik görünümündeki liberal politikadır', amacı kişilerin zenginleşmesiyle memleketi kalkındırmak, yabancı müteşebbisin yerine yerli özel teşebbüsü koymaktadır. İktisat Kongresi'nin vazettiği düstur, devletin ancak hususi sermayenin yetmediği iri müesseseleri kurmak için yatırım yapmasıdır.
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Genç Cumhuriyetin devraldığı enkaz
Yabancı şirketler ekonomideki yerlerini korumaktadır. Özellikle demiryolları, elektrik ve ulaştırma şirketleri, İstanbul ve İzmir rihtim işletmeleri yabancı şirketlerin elindedir. Bütün bu olumsuz faktörlere ek olarak genç Cumhuriyet, Düyun-i Umumiye'nin 86 milyon liralık dış borcunu devralmıştır. 1930'dan itibaren ödenmesine başlanan bu borç ancak 1954'te kapanabilecektir.
Sayfa 232Kitabı okudu
parazit şehir
İstanbul'a ek bir imtiyaz olarak, 1875'e kadar emlak vergisi alınmamış ve 1908'e kadar İstanbul nüfusu askerlikten muaf tutulmuştur.
Sayfa 207Kitabı okudu
sömürgenin emrindeki araç: batılılaşmak
Kısacası özetlendiğinde, Batılaşma hareketleri aslında çok küçük bir azınlığın ve yabancıların, özel sermaye ve mülkün çıkarını, güvenliğini sağlayan; halk kitlelerine hiç, ama hiçbir şey getirmeyen hareketlerdir. Getirmemesi bir yana, günümüze dek sürecek kültür ikiliğine (dualizmine), halk kitlelerinin daha geniş çapta ve daha rahat sömürülmesine yol açmıştır.
Sayfa 206Kitabı okudu
1881de kurulmuş, Osmanlı'nın yıllık gelirinin 10 katı borç var
Maliye Nezareti'nde resmi olarak 5.500 memur çalışırken, Düyun-ı Umumiye'dekilerin sayısı 8.000'den fazladır. Düyun-i Umumiye aracılığıyla memleketteki mali, siyasi mekanizma yabancıların kayıtsız şartsız ipoteğine girmiştir. 20. yüzyıl yaklaşırken, Osmanlı Devleti, son taksiti 1954'te yatırılacak olan bu borçları ödemeye başlamakta; memleket günden güne sömür geleşmektedir.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
150 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.