savaştan çıkan bir ülke için normal ama durumun vahemetine bakın
Cumhuriyet, Türkiye'nin zaten nicel ve nitel olarak güçsüz işçilerine yeni bir şey getirmemiştir. İşçi, hatta ağırlaşan koşullar içinde mahkûm tutulmuştur. Günlük çalışma süresi en az 12 saat; genellikle 14-16 saattir. Günlük işçi ücreti 1920'lerde en çok 250 kuruştur. Savaş öncesine oranla bu dönem hayat pahalılığı 20 kat artmışken, ortalama ücret artışı 7 katı geçmemiştir.
Sayfa 247Kitabı okudu
Eşrafın yönetimde oluşu
Sonuç olarak denilebilir ki, Atatürk yönetiminin ileri kanadını meydana getiren bürokratlar, memleketi çepeçevre saran tutucu eşraf örgütünü kırmak, geriliğin büyük sebebi olan sosyal yapıyı yıkmak yolunu seçmemişlerdir. Seçtikleri yol, eşrafın köylü üzerinde kurmuş olduğu zorunlu nüfuzdan yararlanmak, onun aracılığıyla onu iktida ra ortak ederek memleketi yönetmek olmuştur.
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
çeyrek yüzyılda ne olmuş
Evet, Atatürk ve İnönü'nün tek partili Türkiye'si bağımsızdır. Ne var ki, geri kalmışlığı yenemeyen bir bağımsızlık geçici olmaya mahkümdur. Nitekim, 2. Dünya Savaşı'nın sonrasında oluşan yeni koşullar 'yeni sömürgecilik' diye bir kavramı yaratmış, Türkiye, bu kavrama örnek gösterilen ülkelerden biri durumuna düşmüştür.
Sayfa 263Kitabı okudu
Ekonomik altyapı yetersizliği
Fert elindeki sermaye güçsüz olduğundan yatırım sınırlı kalmaktadir. Yatırımın sınırlılığı, kitlelere yayılabilecek bir refahın oluşumunu engellemektedir. Kitleler olmayan refahtan pay alamayınca, bu kez talep yaratmamaktadır. Talebin düşüklüğü ise piyasanın darlığına, dolayısıyla güçlü sermayenin birikmemesine ve yatırımın zayıflığına yolaçmaktadır.
Sayfa 285Kitabı okudu
Halk cephesinin dinsel tepkisini en başarılı şekilde kullanan şüp hesiz DP olmuştur. CHP'ye yöneltilen en şiddetli bir hücum, onun 'dinsizliği' üzerinedir, Eşref Edip'in Sebilürreşad mecmuasında yazdı ğına göre, CHP "Frenk meşreplerin partisidir."270 Hâkim zümreler den eşraf, ağa ve tüccar takımı eski ortakları bürokrasiden kurtulmak için siyasal tercihlerdeki karmaşıklıktan ustaca yararlanacaklardır. Bu zümreler, 'DP' olarak iktidarı aldıktan sonra da aynı oyunu sürdüreceklerdir. Batılaşmanın ekonomik yanını güzelce kullanırken onun görüntüsüne karsiymiş gibi davranacak, İslamcı halk cephesine tavizler vereceklerdir.
Sayfa 313Kitabı okudu
Günümüzün iyi niyetli çevrelerinde hala savunulan "tarafsız hakem olmak", aslında, bilmeden taraf tutmaktır. Güçlüyle güçsüzü, kurtla kuzuyu bir araya koyup "ben sizin karşınızda tarafsızım, siz kardeşçe yaşayın" demektir. Nitekim bürokratların tarafsızlığı, bilerek ya da bilmeyerek, onlara tutucu güçlerin müttefiki görevini yaptırmıştır.
Reklam
129 öğeden 331 ile 129 arasındakiler gösteriliyor.