208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Tek kelime ile mükemmel bir kurgu romanı. ERKAN adında binlerce yıllık bir örgütün Osmanlı'nın kuruluşuna vesile olması, sonrasında Atatürk'ün bu örgütü fark etmesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu gibi olaylarla başlayan; 2008'de ise aynı gün içerisinde işlenen cinayetler üzerine Nur Tezer ve Yiğit'in Ankara sokaklarında geçen maceraları konulu müthiş bir kurgu romanı. Bu arada Çandarlı'nın idamı, Timur ile Ankara Savaşı, 2. Murad'ın 3 kere tahta çıkması gibi tarihi gerçeklere farklı bir bakış açısı getirmesi de takdire şayan. Kurgu romanı severlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Derin İmparatorluk
Derin İmparatorlukOrkun Uçar · Altın Kitaplar · 2007298 okunma
”Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!”
Reklam
Türk kadınlarının, çağdaş dünya kadınları düzeyine ulaşması yolunda Mustafa Kemal tarafından başlatılan harekette, eşine açıklayıcı ve aydınlatıcı yardımları asla unutulmayacak olan Latife Hanım'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı eşi olarak da tarihimizde önemli bir yeri vardır.
Sayfa 120
Halifelik ve saltanatın kaldırılması, demokrasiye olanak sağlamıştır. Bu, kesindir. Bugün anladığımız anlamda bir demokrasi mümkün olamazdı, bu kurumlar kalkmadan. Bence yanlış olarak, Atatürk' ün diktatör olduğunu söyleyenler var. Bence Atatürk yapılması zorunlu olan şeyleri yaptı. Ağır hastasını, iyileştirebilmek için ilaç almaya zorlayan hekime diktatör denmez. Atatürk'ün yaptığı, bu hekimin yaptığından farklı bir şey değildi. Türkiye'nin ölüm döşeğinde olduğunu görüyordu. Onu ayağa kaldıracak ilacı hazırlamıştır ama gerçek diktatörleri gördük. Hepsi, çok büyük yıkımlara yol açıp, öyle ortadan kalktılar. Mussolini, Hitler, Stalin... Siz de benim kadar biliyorsunuz. Oysa Atatürk, yaşayan bir eser kurdu. Bu, Atatürk'ü asla diktatörlere benzetmemek gerektiğinin kanıtıdır. Atatürk otoriterdi ama buyurmak uğrana buyurmayı hiç istememiştir. Ülkesini kurtarmak için buyruk vermiştir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Sanırım en başta yapısının o zamana dek incelemiş olduğum Latince , Yunanca , Fransızca gibi dillerden baştan başa değişik olmasıydı. Bütünüyle dünyaya değişik bir bakışı anlatan , yepyeni bir dil oluşuydu. Bir de Türkçenin mantıklı oluşu beni kendine bağladı. Biliyorsunuz , Fransızlar dillerinin en mantıklı dil olduğunu söylerler ; oysa hiç de değil. Ama Türkçe gerçekten mantıklı bir dil. Sanıyorum benim için çok yeni oluşu yanında bir de bu özelliği nedeniyle Türkçeyi çekici buldum. Türkçe incelemelerim birçok yılımı aldı. Bu yüzden Türk edebiyatından daha çok Türk dili üzerinde çalıştım. Ama Türk edebiyatı ürünlerini okumaya başladığımda , çok güzel şeyler içerdiğini gördüm. Oysa bunlar Türkiye dışında hiçbir yerde bilinmiyordu. Naima'nın çok iyi bir yazar olduğunu düşünüyorum ama kimsenin bugün onu okuyacağını sanmıyorum. Sonra Halide Edip'i , Refik Haild'i , son zamanda da Haldun Taner'i keşfettim. Haldun Taner dünyanın en yaratıcı öykü yazarlarından biridir. Sabahattin ali.
Sayfa 196 - Prof. Dr. Geoffrey LewisKitabı okudu
Hayvanlarla da çok yakın ilişki kurabiliyordu."Benim konuşan gazetem" dediği Latife'nin London Times gazetesinden O'na çeviri yaptığı sırada çekilen bir fotoğraf çok hoşuma gider. Bu gazetenin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması üzerine yayınladığını bir kitapta görmüştüm. Her yanında küçük köpekler , öte yandan büyük bir köpek... Atatürk böyleydi. Bir de Fox adlı bir koruyucu köpeği vardı. Büyük Millet Meclisi'nde işler iyi gitmediğinde Fox , Atatürk'ün koltuğunun altında "hırrr!" diye homurdanırdı. Atalardan , onların huysuzluklarından , onlara kötü davranılmasından söz edildiğinde , Atatürk "Hayır , hayır ; atla konuşmalısınız." derdi. Atla fısıldaşırdı. Sesiyle hayvanlarla nasıl iletişim kurabildiğini görürdünüz. Kuşkusuz iletişim , yalnız insanlar arasında yapılan bir şey değildir. Atatürk , buyruk verici varlığının yanında , parmaklarının ucuyla bile çevresiyle iletişim kurabiliyordu.
Sayfa 342 - Tarquin OlivierKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.