Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
René Descartes
René Descartes
, iyi kitaplar okumanın, bu kitapları kaleme alan geçmiş yüzyılların en kültürlü zihinleriyle sohbet etmek ya da daha doğrusu, bu zihinlerin en iyi düşüncelerini açıkladıkları iyi yönetilmiş bir diyaloğa katılmaya benzediğini ifade etmiştir. Feldmareşal
Helmuth von Moltke
Helmuth von Moltke
'nin daha önce dilimize çevrilen Türkiye Mektupları yapıtını okumuştum. Oysa bu yapıt,
Carl Von Clausewitz
Carl Von Clausewitz
'ten sonraki en büyük askerî dehalardan birini anlamak için yeterli değildi. Nihayet bu büyük dehanın harp sanatına dair yazılarının derlendiği yapıtını temin edebildim. Descartes'ın ifadesiyle, geçmiş yüzyılların askerlik ve strateji alanındaki sayılı dehalarından birinin en yetkin düşüncelerini açıkladığı bir diyaloğa katılmak, haliyle heyecan verici bir tecrübe olacak. Moltke'nin bizim için önemi ise Sultan II. Mahmut döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nda 1835-1839 yılları arasında askerî danışman olarak görev yaparak ordumuzun modernleşmesine önemli katkılar sağlamış olmasıdır.
Batılılaşma sürecine girdiğimizden bu yana Türkiye üç kefeli bir terazidir. Terazinin bir kefesi üzerinde yaşadığımız toprakların gayri müslim karakterini öne çıkarma taraftarı olanların doldurduğu kefedir. Bir diğerinde din faktörü belirleyici olmamakla birlikte “yerlilik” ve “biz” duygusu sahibi olanlar yer tutarlar. Terazinin üçüncü kefesinde
Reklam
Türk Devleti, özellikle Suriye savaşı sonrası Hamas'a olan istihbarat/mali/askeri desteğini büyük ölçüde arttırdı. Önceden Lübnan'da ki Fecr grupları dahilinde Hizbullah/İran'a yakın olan Hamas; Yemen'de Husilerin Fecr grupları ile mezhepsel çatışması ve Suriye'de Hizbullah'ın Hamas'a yakın diğer gruplara
Attilâ İlhan ile söyleşi: Çağdaşlık ile Batıcılık
Attila Bey, sizinle, Batı, Batıcılık, çağdaşlık kavramları, Türkiye yakın tarihinde bu kavramların dönüşümü, bugünkü durum, Batı’yı aşmak mı ya da onun kuyruğuna takılmak mı sorusu; bütün bunları içeren hem kavramsal, hem de tarihsel bir söyleşi yapalım istedik. Bunlar tartışılan, gündemdeki ciddi konular. Benim gündemimde 40 senedir
"Halkın Dostları" dergisinde Türkiye'de ilk kez yayınlanan Kürtçe şiirlerin çevirisini Rusça'dan yapmış olan Ataol Behramoğlu bu serüven sırasında İsmet Özel'e yazdığı mektuplar o günün şartlarını ortaya koyması açısından manidardır. Bilenler zaten biliyor o günden bu zamana dek olan durumları da, ama Kürtler'in kendi kültürel hakları konusunda bugüne kadar bir zorluk yaşamadığını, bugünkü sorunların nedeninin terör olduğunu iddia edenler olduğunu bildiğimden, 1970'te entelektüel iki insan arasındaki yazışmayı okumak isteyenler bu kitaptaki bu mektupları muhakkak okumalılar.
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
Reklam
İspanyol asıllı bir hekim olan Pedro, Cenova'dan Napoli'ye giderken Türk gemicilerine esir düşer. İstanbul'da geçirdiği dört yılın ardından ülkesine dönen Pedro, Osmanlı hakkında kendisine sorulan sorulara yazılı olarak cevap verir. Eserinde dört yılını yaşadığı Kanuni devrinin yaşantısını detaylı şekilde anlatır; "Türkler
İnsanlar gibi çiçeklerin de kendine özgü bir karakteri ve dili vardır. Çiçeklerin anlamı ve verdiği mesajlar da genelde türlerine göre farklılık gösterir. Bazı çiçeklerin anlamları ve hikayeleri efsaneler ile ilişkilendirilirken bazı çiçek isimleri ve anlamları halk arasından anonim özdeyişlerle günümüze kadar gelmiş ve öyle kabul edilmiştir. Kendi tarihimizden örnek verecek olursak Osmanlı'da çiçeklerin anlamı üzerine yazılı kayıtların olduğu ve bunların bir kısmının günümüze kadar ulaştığı bilinmektedir. Resmi olarak çiçeklerin dili ilk kez 1600'lü yıllarda İstanbul'da oluşturulmaya başlanmıştır. 1716 yılında eşiyle birlikte İstanbul'da yaşayan İngiliz Lady Mary Wortley Montagu tarafından bir araya getirilen bu çiçeklerin anlamları İngiltere'ye götürülmüştür. Montagu, 1716 yılında Türkiye'de yaşadığı sırada yazdığı bir mektupta; "Parmaklarınızı oynatmadan, çiçeklerle tartışabilir, azarlayabilir, dostluk, aşk, nezaket mektupları ve hatta haber bile gönderebilirsiniz." demiştir. Çiçeklerin taşıdıkları anlamlara ilişkin Fransa'ya da sıçrayan merak, kısa sürede 800 çiçeğin anlamının belirlenmesine ve tüm dünyada ortak bir çiçek dili oluşmasına yol açmıştır.
İlk günlerin "ne yapabilirim" telaşı ve endişesi, yardım etme isteği ile deprem bölgesindeki insanların yaralarını sarmak için hepimiz seferber olduk. Bu telaşlı hal yerini bir yas tutma sürecine bırakmış olsa da yardımlar hala çok önemli. Hatta biliyoruz ki, bu konudaki devamlılık ilerleyen haftalarda, aylarda daha da değerli olacak.
Reklam
Millet vatana ne verdi? Vatan millete ne verdi? Millet vatandan ne aldı? Vatan milletten ne aldı? Türklük Türkiye’ye ne verdi? Türklük Türkiye’den ne aldı? Türkiye Türklüğe ne verdi? Türkiye Türklükten ne aldı? Amerikanlık Amerika’ya ne verdi? Amerikanlık Amerika’dan ne aldı? Amerika Amerikanlığa ne verdi? Amerika Amerikanlıktan ne aldı? Bu soruları ciddiye alıp almamakla kaç kıratlık insan olduğunuzu ölçme imkânına kavuşabilirsiniz. İsmet Özel, Cuma Mektupları
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.