152 syf.
7/10 puan verdi
Zihin Koleksiyoncusu - İnceleme
Yazarın sanat ile kendi denemelerini harmanladığı ilginç bir kitap olmuş. Farklı konulara sanat eserlerini de kullanarak değinmesi aslında oldukça hoşuma gitti. Yaklaşık bir ay önce okuduğum bu kitaptan aklında ne kaldı derseniz yazarımızın zamanında üniversiteden ihraç edilmiş bir hoca olması ve bunun ona nasıl dokunduğu kalmış diyebilirim. Kendisini biraz araştırdım fakat google üzerinde çok fazlada bilgi bulamadım. Alanıyla ilgili olsa gerek sanırım bir hoca olarak film izleyerek çalıştığı yönünde bir fikir kalmış kafamda :). Dahası bir kaç kere de izlediği filmlerden yola çıkarak bir bilgilendirme yapılmış. Bunu da tabiki sağlıklı bulmadım. Bir çok farklı konuda güzel noktalara değinmiş olmasına rağmen yazarımızın birde çok uçuk diyebileceğim bir düşüncesi aklımda kalmış. Yazarımızın Türkiye'deki göçmen sorununu, göçmenleri Polonya'daki toplama kamplarını yıkıp, o alana göndermeyi planlaması ve o alanları bir göçmen kampı olarak kullanmayı düşünmesi benim herhalde kitabı okurken absürt gördüğüm tek noktaydı. Bunun ne kadar korkutucu bir düşünce olmasını geçiyorum, Polonya o göçmenleri neden kabul etsin ki ? O göçmenler Polonya'ya gittiklerinde rahatça seyahat edebilecekken neden Polonya'da kalsınlar ki ? Sonuçta Polonya oranın az gelişmiş bir ülkesi. Fakat tüm bunları geçtiğimde eğer sanata düşkün bir insansanız bu kısa ve çoğunlukla güzel düşüncelerden oluşan kitabı ve sempatik yazarımızı sevebileceğinizi düşünüyorum. İyi Okumalar
Zihin Koleksiyoncusu
Zihin KoleksiyoncusuAslı Kotaman · Karakarga Yayınları · 2019118 okunma
Gariptir, ‘İletişimci’ olununca ivme durabiliyor. Şimdi aklıma geldi: Türkiye'de “iletişim uzmanları” giderek artıyor; "İletişim’ adına üniversitelerde fakülteler, fakültelerde kürsüler açılıyor, ama biç anlamadığım (ya da anladığım) olgu olarak da, aksine insanlar arasında ‘iletişim’ denen şey de kalkıyor hızla; yok, kalmadı şimdi. Demek ki ‘iletişim’ kimsenin, kimseyi dinlememesine ve kimsenin kimsenin kitaplarını, yazılarını okumamasına yol açabiliyormuş, açabilirmiş. Herhalde şiirlerin okunmayışı da o yüzden?
Sayfa 13 - Beyaz Yayınları - Birinci Basım: İstanbul, Mart 1997 - Dipyazıları: 1Kitabı okudu
Reklam
YÖK Nedir?
12 Eylül 1980 günü ABD Başkanı'nı telefonla arayan yardımcı­sı, "Bizim çocuklar darbe yaptı," der. Darbeciler Türkiye'yi susturmakla işe başladı. Partiler, sendi­kalar, dernekler kapatıldı. Üniversiteye kilit vurup herkesi ev­lerine yollayacak halleri yoktu. YÖK'ü kurup başına lhsan Doğ­ramacı'yı koydular. Birkaç yüz kişi üniversiteden
200 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Şarkılar var benim şarkılarım Söyletmezler içimde kalır
"Yeni toplumlar beraberinde yeni şarkılar getirir" Bir ülke düşünün... Asya,Avrupa, Afrika kıtalarının birbirine yaklaştığı sahada Akdeniz Havzası için yer alan.Sahip olduğu boğazla iki denizi ,iki dünyayı tek anahtarla açan.. Tarih boyunca siyasal ekonomik ve kültürel yapıları şekillendirici roller oynayan...Akdenizi Karadenize
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · IQ Kültür Sanat Yayıncılık · 2017100.6k okunma
208 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 11 days
Türkiye'nin Maarif Davası
Nureddin Topçu 1909 - 1975 yılları arasında yaşamış. Anadoluculuk fikrini savunmuştur. Mehmet Akif Ersoy O' nu hayatta en çok etkileyen kişidir. Üniversiteyi yurtdışında , felsefe üzerine okumuş. Bu alan üzerinde de master yapmıştır. Türkiye de çeşitli lise ve Üniversitelerde görev yapmıştır. Yazar hakkında kısa bir bilgilendirme den sonra kısaca düşüncelerime geçmek istiyorum. Bir çok kitapta olduğu gibi bu kitapta da yansız olarak okumak gerekiyor bence. Acaba bu kitap bana ne katar düşüncesi ile okunursa çok faydalı olacağı düşüncesindeyim. Evet bu kitap hakkında bir çok farklı eleştiri var. Ama okumadan da kuru kuru eleştiride bulunmayı doğru bulmuyorum. Farklı bir çok düşünceye sahip yazar. Gerçi o farklılıkta kime göre neye göre. Neyse belki de bugüne kadar hep aynı fikirleri duyduğumuz için faklı geliyordur bunlar. Kitabı okudukça anlıyorsunuz ki özellikle eğitim konusunda acaba yazarın öne sürdüğü düşünceler gerçekleşmiş olsaydı bugün nasıl bir kültüre ve eğitim seviyesine sahip olurduk? Benim eleştirim de tam bu nokta da. Bu konu ile ilgili çok fazla kitap okudum ve hep şöyle olsa böyle olsa fikirleri ve eleştirileri var. Ancak neden hiç uygulamaya geçilmeyip sadece kitaplarda ya da konuşmalar da kalmış bu düşünceler?... Evet ufuk açıcı bir kitap ve bir çok düşünceyi ve uygulamayı bugüne kadar sorgulamadıysanız sorgulamanıza sebep oluyor. Sonuç olarak mutlaka okumalı.️
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20164,716 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Türkiye'nin üç asırlık buhranı
Nurettin Topçu 1950 yıllarının ve sonrasının içinde bulunduğu sorunların ve geçirmekte olduğu buhranların nedenini ve kaynağını ciddi eksiklikler , yanlışlar barındıran kültür ve maarifimizde aranması gerektiğini söyleyen Türkiye'nin yetiştirdiği önemli bir mütefekkirdir. Kendisi 1950 ve 1960 yıllarının sorunlarına , verdiği ciddi mânada önemli
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20164,716 okunma
Reklam
372 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.