Kemalizm'in kurduğu üniversiteler 1947'de CHP yönetiminden büyük darbe yemiştir. Kemalizm'in getirdiği laik müesseseler veya yıkılan müesseseler çok yanlış ve oyalayıcı mir mürailik içinde yön değiştirmiştir. Fakat şurası bir gerçek ki Türkiye'de her buhranda Kemalizm tekrar bir umut ışığı olarak her yaştaki insan, her sınıftaki kitleler tarafından benimsenmektedir. Dolayısıyla onu canlı hale getiren Türkiye'nin geçirdiği hızlı değişim ve o değişimde zaman zaman girdiği labirentteki çıkmazlardır. Türkiye gençliği, rengini kaybeden bir tarih anlayışı içinde, bir ara Kemalist inancı terk etse de şimdi Kemalist politika ve özlemle dünyaya bakabilmektedir.
Sayfa 453Kitabı okudu
454 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yücel Amil / Şişli'de Ülkücü Mücadele. Şişli Kan Dağı Savunmasının Ülkücü Şehitlerine ve isimsiz kahramanlarına ithaf edilen kitap: kısaltmalar, bir ülkücü; Aziz Sancar'ın kısa hayatı, önsöz niteliğinde yazarın Neden Yazdım makalesi, Ülkücü hareket için önemli olan Şehitlik ve Şehitlerimizle ilgili makale, Türkiye'nin Jeopolitik
Şişli'de Ülkücü Mücadele
Şişli'de Ülkücü MücadeleYücel Amil · Yüzde İki Yayınları · 20222 okunma
Reklam
Gelenlerin Gitmeye Başlaması ve Sonrası
Yıl 1937'ydi. Astronom E. Finlay Freundlich ne anlayabildiği ne de takdir ettiği bir yönetsel kültürde Türkiye'nin ilk gözlemevini kurmaya çalışırken adamakıllı bunalmıştı. Bu yüzden, herkesten önce pilisını pırtısını toplayıp ailesiyle birlikte Türkiye'den ayrıldı. Freundlich için ne acıdır ki, o dönemde bulabildiği tek akademik
Eleştirel ve Alternatif Eğitim: Sınavlar, Çokkültürlülük ve Diğer Sorunlar
1. Giriş Türkiye’nin eğitim sisteminde, sorunlar açısından yok yok. Böyle olunca, toplumun tepkisizliğine şaşmamak gerekiyor. ‘Okulsuz toplum’ tartışmaları açısından bakarsak (bkz. Baker, 2006; İllich, 2006), kapitalist okullar, toplumsal benzeştirme (asimilasyon) rolünü başarıyla gerçekleştirmektedirler. Okullar, geçmişte, toplumsal mücadelenin
Dikkat bu uzun bir yazı, okumayınız!
2022 KPSS sınavında soruların bir kısmının Yediiklim Yayınevi’nin bir deneme sınavında yer aldığı iddia edildi. “Ben de kim ulan* bu ÖSYM?” deyip araştırmaya başladım. ÖSYM nedir? ÖSYM, namı diğer Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi… Milyonlarca öğrencinin bedduasını aldığı kendi içinde özel bütçeli devlet kurumu. İlk olarak 1974 yılında
Dilan

Dilan

@dilannzk
·
1y
“Emeğiniz emanetimizdir” yerseniz tabii..
Bugün Yediiklim yayınevine ait , soruları tutturduk tarzı paylaşımlara denk geldim. Başta her sene olduğu gibi reklam kokan hareket deyip geçtim. Lakin Yayınevine ait denemedeki soruların yanlış şıklarına kadar her şeyiyle KPSS’deki soruların birebir aynısı olduğu ortaya çıktı. Tabii hocalar, Yediiklim ısrarla tutturduk diyor, daha ziyade ÖSYM tutturmuş(!). Büyük bir aymazlıkla, noktasından virgülüne kadar, şıklarıyla beraber aynı sorular sorulmuş. Ne olacak şimdi bu insanların emeği? Kim verecek bunun hesabını? Yoksa yine tüm yüzsüzlükleriyle, “zaten bu halk görmezden gelmeye alıştı, emeğinin çalınmasına, hakkının yenmesine alıştı, 3 gün konuşur susarlar” mı denilecek? Ya da bu insanlar susacak mı yine?
Türkiye'de üniversitelerin içi o kadar boşaltıldı ki insanın içi acıyor. Ayakta kalan üç beş üniversite vardı son birkaç yıldır onlara da el attılar. Özellikle Anadoluda kurulan üniversiteler cidden taşra okullarına dönmüş durumda. Siyasi rant için açılan kadrolar, makaleleri, kitapları parayla yabancı dile çevirip prof diye ortalarda dolanan yetersizlerle dolu ortalık. 3-5 cümle kuramayan proflarla dolu ortalık.
Adem

Adem

@Adem_yce
·
1y
Üniversite, bilimsel araştırmaları yapıldığı, araştırma atmosferinin de öğrencilerle paylaşıldığı yerdir. Üniversitede öğreticiliğin başarı ölçütü ise, söz dinleyen "kuzular" yetiştirmek değil, ama -konu bağlamında- aklına takılan her düşünce yüzünden hocasının sözünü kesebilen öğrencilerin artmasıyla belirlenir. Üniversitelerde akademik unvanlar, yetkili jüriler ve kurullar tarafından verilir. Buna karşılık hiç bir jürinin ya da kurulun veremeyeceği, yalnızca öğrencilerden alına bilecek bir "unvan" vardır ki, o da üniversite hocalığıdır! Bu unvanı elde edebilmenin tek yolu da öğrenciye gerçekten bir şeyler verebilecek kadar yaklaşmak, ona, üretken bir diyaloğun zeminini oluşturabilecek kadar gönül indirebilmektir. Üniversiteler, öğrencilere karşı sarsılmaz bir görev bilinci temeline oturması gereken kimliklerini akademik unvanların çoğalmasıyla değil, fakat yukarda sözünü ettiğimiz anlamdaki üniversite hocalarının artmasıyla kazanabilirler.
Reklam
105 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.