408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
#OkudumBitti #MelekTeröristFahişe #OsmanBalcıgil #DestekYayınları 406 sayfa Osman Balcıgil 'in yeni kitabıyla merhaba. Yazarı okumayı seviyorum, on kitabını okumuşum şimdiye kadar bu on birinci ve yine muhteşem bir dönem romanı. Yakın tarihi gerçekleriyle ve kaynaklarıyla ortaya koyan yazar şahane bir iş çıkarmış. Dönem romanı deyince ilk
Melek Terörist Fahişe
Melek Terörist FahişeOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20221,264 okunma
478 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
68 kuşağı... İftihar ettiğimiz insanlar... Bu konuda her okuduğum kitap beni çok huzunlestirse de, hatta bazen ziril ziril ağlatsa da... Yine de o günleri anlamak adına ve bugünleri daha iyi analiz etme adına çok verimli olduğunu söylemek istiyorum. Tek istedikleri özgür, tam bağımsız bir Türkiye olan bir ülkede yaşamaktı. Mustafa Kemal
Sinan
SinanTurhan Feyizoğlu · Ozan yayıncılık · 200068 okunma
Reklam
Şuan şahit olduğum bir olay üzerine bunları yazma gereği duydum. Çünkü hepimizin başımıza gelebilir. Ülkemizde düşünme oranı gayet düşükken bu oran bazı olaylarda çok daha düşük olabiliyor. Örneğin bir erkeğin sapık, tacizci, tecavüzcü vs. ithamları ile bir "kadın" tarafından itham ediliyorsa eğer fiziksel bir ortamda iseniz muhtemelen
408 syf.
9/10 puan verdi
Matild Manukyan'ın hayatını okumak icin oturup ülkedeki ermeni terörünü okumak... 82 de Ermeni terörünün en yoğun olduğu yıllarda, üniversitede YÖK ün koyduğu İnkılap Tarihi dersinde ciddi ciddi araştırmıştık bu konuyu. (Keşke ermeni soykırımını savunanlarda biraz incelemiş olsaydı) O kadar guzel anlatılmış ki, bir kez daha Osman Balcigil' in kalemine hayran kaldım. Matild Manukyan'ın zenginliği, parasını aklaması, Asala ve Agop Agopyan, JCAG ve lideri Hrair Marokyan. Türkiye, cumhuriyetin ilanıyla birlikte uluslaşma sürecine girdi. Varlık vergisiyle başlayan sermayenin millileştirilmesi hareketi, 6-7 Eylül olaylari ile tamamlanmaya çalışıldı.Olup biteni sadece Kıbrıs Rumlarının yaptığı katliamlarla ya da Selanik'te Atatürk'ün evinin bombalanması yalanıyla açıklarsak yanlış olur. Asıl neden sorunlarını henüz çözememiş bir coğrafyanın çocukları olmamız. Bizden önceki nesillerin halının altına süpürdüğü sorunları çözmeye çalışıyoruz.Başka çareleri var mıydı? Bilmiyorum . Bildiğim, bugün çekilen acıları, bugünün çocuklarının yaratmadığı. İçine doğmak,yani kader, tam da böyle bir şey.
Melek Terörist Fahişe
Melek Terörist FahişeOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20221,264 okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
Türkiye’de tahsil müesseseleri, maarif teşkilâtı ve üniversiteler ilim, kültür, ahlâk ve mefkûresi sağlam, seçkin ve aydın bir nesil yetiştirmedikçe milletimizin rehbersiz kalması, mânevî ve siyasî buhranlara düşmesi mukadderdir. Türk cemiyeti ilericilik zan ve iddiaları ile ve ilmî, millî ve insanî esaslara aykırı öyle tersine zorlanmıştır ki, bu durumda mânevî bir buhranın doğması ve siyasî nizâmın bozulması kaçınılmazdı. Aslında medeniyet tarihi ve sosyolojinin gösterdiği üzere her yabancı kültür tesiri veya iktibasının cemiyet bünyesi üzerinde bir takım sarsıntılar yaratması tabiîdir. Eğer bu tesirler normal iktisadî ve kültürel münâsebetlerle birlikte ve tedricî bir şekilde vuku bulursa, mevcud millî unsurlar üzerinde bir aşı vazifesini görür ve bu sayede cemiyet yeni bir medeniyet sentezi istikametinde hayâtiyet kazanarak yükselir. Bu kitap, bahsedilen konularda Türkiye’ye has mânevî sıkıntılara ve bunların yol açtığı siyasî buhranlara, tarihçi bir âlimin dikkatiyle nasıl bakıldığını göstermektedir.
Türkiye'de Siyasi Buhranın Kaynakları
Türkiye'de Siyasi Buhranın KaynaklarıOsman Turan · Ötüken Neşriyat · 201769 okunma
Türkiye'de üniversitelerin içi o kadar boşaltıldı ki insanın içi acıyor. Ayakta kalan üç beş üniversite vardı son birkaç yıldır onlara da el attılar. Özellikle Anadoluda kurulan üniversiteler cidden taşra okullarına dönmüş durumda. Siyasi rant için açılan kadrolar, makaleleri, kitapları parayla yabancı dile çevirip prof diye ortalarda dolanan yetersizlerle dolu ortalık. 3-5 cümle kuramayan proflarla dolu ortalık.
Adem

Adem

@Adem_yce
·
1yıl
Üniversite, bilimsel araştırmaları yapıldığı, araştırma atmosferinin de öğrencilerle paylaşıldığı yerdir. Üniversitede öğreticiliğin başarı ölçütü ise, söz dinleyen "kuzular" yetiştirmek değil, ama -konu bağlamında- aklına takılan her düşünce yüzünden hocasının sözünü kesebilen öğrencilerin artmasıyla belirlenir. Üniversitelerde akademik unvanlar, yetkili jüriler ve kurullar tarafından verilir. Buna karşılık hiç bir jürinin ya da kurulun veremeyeceği, yalnızca öğrencilerden alına bilecek bir "unvan" vardır ki, o da üniversite hocalığıdır! Bu unvanı elde edebilmenin tek yolu da öğrenciye gerçekten bir şeyler verebilecek kadar yaklaşmak, ona, üretken bir diyaloğun zeminini oluşturabilecek kadar gönül indirebilmektir. Üniversiteler, öğrencilere karşı sarsılmaz bir görev bilinci temeline oturması gereken kimliklerini akademik unvanların çoğalmasıyla değil, fakat yukarda sözünü ettiğimiz anlamdaki üniversite hocalarının artmasıyla kazanabilirler.
Reklam
561 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.