İttihat ve Terakki yoktur. Ama İttihatçılar vardır. İttihatçılar, ülkenin her yerinde örgütlenmiş oldukları ve ayakları yere bastığı için havada kalmamışlardır. Taban sağdır, canlıdır.
Tarihe bakmak, uzaya giden bir füzeden dünyayı seyretmek gibi bir şey olmalı.
Reklam
Abdülhamit yönetiminin en ağır mirası insanlara geleceği düşünmeyi yasaklamasıydı. Bu rejim insan kafasının, düşüncesinin gelişmesini önlemiş bir rejimdir. Bu bakımdan tek boyutluk durumu geleceği keşfetme ve geleceğe bakma olanaklarını ortadan kaldırmıştır. İttihatçılar da bu iklimin etkisinden kurtulamamıştır.
Sayfa 148 - Kronik Kitap, Eylül 2024.
câvid bey'in, kâmil paşa için söyledikleri
"...Seksen yaşında gevşetmediği bir hırs-ı cah ve gayz ile vatanın en müthiş felâketlerini ihzar eyledikten sonra orada, kendi memleketinde perestiş ettiği İngiliz sancağı altında hayatına hâtime veren bu adamı, Osmanlı tarihini bitarafâne yazanlar ne kadar tel'in edeceklerdir! Bu akibet bir sene evvel hulûl etmiş olsaydı, mukadderat-ı millet ne kadar değişecek ve belki bugün her devletin önünde ezilen büzülen bir Osmanlılık yerine yüksek bir Osmanlılık tecelli edecekti. Otuz senelik silsile-i mesaibin en büyük bir mücrimi sahne-i hayattan çekilip gitti. Fakat etrafında ne kadar matemler, ne kadar tamir edilmez yaralar açtıktan sonra."
Sayfa 47 - Kronik Kitap, Eylül 2024.
Örneğin bir yazara göre, Kâmil Paşa Mebusan'ın istediği gün gelseydi, İttihatçıların Meclis binası içinde ve dışında yerleştirdiği fedailer tarafından öldürülecekti. Bu konuda hazırlık yapmışlardı.
Sayfa 47 - Kronik Kitap, Eylül 2024.
CEPHELER VE HAYALLER
… Bağdat düşmüştür. Osmanlı ordusu kenti terk etme hazırlığı ve telaşı içindedir. Kâzımiyye Mahallesi’ndeki askeri hastahanede savaş geleneğine uygun olarak hastalar, doktorlar ve hastabakıcılar bırakılmışlardır. Onlar için kurtuluş yolu oldukları yerde kalmaktır. Osmanlı ordusunun çekildiğini gören Araplar hastaların boyunlarına ip bağlayarak sokaklarda süründürerek çekmekte, para ve eşyalarını yağmalamaktadırlar. Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa oradadır. Bu sırada Miralay Bekir Sami’nin emriyle halk bir meydanda toplatılmaktadır. Bekir Sami Bey elinde makineli tüfekle halkın üzerine ateş etmektedir. Karabekir Paşa sorar: " Bekir Bey ne yapıyorsun? Bu halkın ne günahı var?" Bekir Sami Bey’den aldığı yanıt şu olmuştur: “Dört yüz yıllık Osmanlı tarihinin hesabını görüyorum.”
Sayfa 519Kitabı okudu
Reklam
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.