Ağabeyim bana, “Başını örteceksin, dediğinde intiharı düşündüm.”, diyen, Tayyip’in eşi Emine Erdoğan bile ne diyor şimdi?
“Emine Erdoğan, Ataşehir’deki Sheraton Otel’de, Ensar Vakfı tarafından düzenlenen “Ensar Gönüllüleri" Buluşması’nda konuştu.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, bugünlere gelinmesinde sivil toplum kuruluşlarının dayanışmasının büyük katkısı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Artık yeni bir kavşaktayız. Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık. Fakat enkazın altından büyük meseleler çıktı. Nitekim, bugün bu sorunlarla yüzleşiyoruz."
Kadıncağızı nereden alıp nereye getirmişler, değil mi?..
Laik, modern bir kızcağızken, işte böyle konuşturulabilir hale getirmişler.
Şimdi özgür mü bu kadıncağız?
Hayır, kesinlikle... Tutsak ve kurban...
İnsan burada, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Rum Yazar Mihail Vasiliadis’ın şu tespitine hak vermemezlik edemiyor:
“Kadınlara oy hakkı verdik” diyorlar; ben de soruyorum: Sen kadınlara bir oy hakkı mı verdin; yoksa sen o kadının kocasına mı ikinci oy hakkını verdin?”
Kadınlara oy hakkı vermek çok doğru bir karardı tabiî ki. Fakat, kadının o hakkını özgürce ve bilinçlice kullanabilmesi için ekonomik planda da kadını Ortaçağ prangalarından kurtarıp özgür kılmak gerekirdi. Yani ekonomik temeldeki, 6 bin yıllık gericiliğin, sömürücülüğün ve vurgunculuğun temsilcisi olan Antika Tefeci-Bezirgân Sınıfı tasfiye edip, toplumu burjuva anlamda bile olsa modernleştirmek gerekirdi. Öyle olmayınca, işte sonuç bu oluyor.