Ali Küçükaydın, çocukluğunda çobanlık yaparak doğayı tanıma şansına sahip olmuş, sonra öğretmenlik, kaymakamlık ve milletvekilliği yapmıştır. Fakat arkadaşları ona, “Yörük Ali” diyorlarmış ki, en yakışanı ve üzerine oturan unvan da bu galiba. Şimdi ise, sözlü yerel tarih derlemesi yapıyor ve yazıyor.
Bizim gibi Doğu toplumlarında okumak, yazmak,