‘’Bu dünyada nereden ve hangi vasıtayla, ne ölçüde çakallaşarak elde edilirse edilsin para kazanılmalı’’ diyen gayriinsani bir zihniyet, Türkiye’nin ve en çok da İstanbul’un zengin gettolarında mutant yaratıklar peydahlıyor. Genetik kodları iktidarın şehvetiyle bozulmuş bu yeni sınıf, özdeğerini sadece satın alabileceği şeylerle sağlıyor.
Sayfa 242Kitabı okudu
“Bu dünyada nereden ve hangi vasıtayla, ne ölçüde çakallaşarak elde edilirse edilsin para kazanılmalı” diyen gayriinsanî bir zihniyet, Türkiye’nin ve en çok da İstanbul’un zengin gettolarında mutant yaratıklar peydahlıyor. Genetik kodları iktidarın şehvetiyle bozulmuş bu yeni sınıf, özdeğerini sadece parayla ve onun satın alabileceği şeylerle sağlıyor.
Reklam
Gordion düğümü, Büyük İskender'e atfedilen bir söylencedir. Genellikle, çözümü zor bir sorunun kaba kuvvetle halledilmesi anlamında metafor olarak kullanılır. GORDİON DÜĞÜMÜNÜ ÇÖZMEK Gordion düğümü bir öküz arabasını büyükçe bir sütuna bağlayan karmaşık bir sarmaşık yığınıdır. Efsaneye göre yeni bir lider arayışında olan Friglere, bir kâhin
Barkod
Barkodları oluşturan rakamlar rastgele verilmez. Bunun için bir numaralandırma sisteminden yararlanılır. Bu numaralandırma sistemlerinden ülkemizde en yaygın olarak kullanılanında on üç rakam bulunur. Bunlardan ilk üçü ülke kodudur. Türkiye’nin ülke kodları 868 ve 869’dur. Üretici firmanın kod numarası da bu sayıyla başlar. Bu kod numarası yediyle on iki basamak arasında değişebilir. Üretici firmanın kod numarasını ürünün kodu izler. Ürün kodu beş basamağa kadar çıkabilir. En sondaki sayıysa kontrol basamağıdır. Kontrol basamağı barkod okunurken bir hata olup olmadığını kontrol etmeyi sağlar.
Birinci Meclis’te, Mustafa Kemal’in kurduğu hükümet ulus devlet vasfına haiz değil; hükümet programının ilk maddeleri hilafet ve saltanatın kurtarılmasına dayanıyor! Fakat 1924 yılındaki İkinci Meclis, Takriri Sükün akabindeki yeni fiili durum, Türkiye’nin kodlarını Birinci Meclis’ten farklı biçimde yeniden yazdı. Birinci Meclis’teki ilk hükümetin öncelikleri arasında halkın temel ihtiyaçlarını o zaviyeden bakarak ve kurumları ikame ederek karşılamak var; yasa, ahlak ve ilkeler daha öncelikli! Sözleşmeye, İstiklal Marşı'nın çerçevesini çizdiği mutabakata bağlılık yüksekken Türkiye’nin kodlarına korsan yazılım yüklendiği yıllarda “istisna hukuku” daha keyfi işletiliyor. En kötüsü Takriri Sükün sonrasında temellendirilen Türkiye’nin kodları neoliberal iktisatla yerinden edilmeye başladı.
Türkiye’nin Kodları
İslâm iktisadında “biriktirme” olmaz, üretim esastır; fakir ve muhtaç, burjuva malına ortak olmasa bile adalet gereği onda hakkı vardır! Kerim devlet bu esasları bünyesinde buluşturmuş, sınıfsızlığı, fakirin varlıklıdan hakkını kendi uhdesine almış, biriktirmeye kalkanlara dur derken, adaletten ve Hakk’tan sapanların mallarına el koyma yöntemini geliştirmiş.. Öyle ya “Mülk Allah’ın, Allah adına devletindir!” | Ercan Yıldırım
Reklam
“ Bu dünyada nereden ve hangi vasıtayla , ne ölçüde çakallaşarak elde edilirse edilsin para kazanılmalı” diyen gayriinsanî bir zihniyet , Türkiye’nin ve en çok da İstanbul’un zengin gettolarında mutant yaratıklar peydahlıyor. Genetik kodları iktidarın şehvetiyle bozulmuş bu yeni sınıf , özdeğerini sadece parayla ve onun satın alabileceği şeylerle sağlıyor. Daha fazla para ve daha fazla iktidar karşısında bir çözünme , bir aşağılanma ve nihayet bir yaltaklanma hissi yaşıyor. Însani olanın o kadar uzağına düşüyor ki mutantlaşıyor , sadece para , şöhret ve başkalarından gördüğü yapmacık ilgiyle hayatını idame ettiriyor.
Timaş Yayınları