Turkmaestro

Fıkıh, Şarklı kültür ve geleneklerin din ambalaj ıyla empoze edilmesine alet edilmemelidir. Din ve dine  dair sahih anlayış ne Doğuludur ne de Batılıdır.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Kırk yılını devirmiş olan İran devriminin bugün toplumsal bir başarısızlık olmasının nedeni, ulemanın iktidarı ele geçirip eskimiş şablonları dayatma dışında bir vizyonunun olmamasıydı. Gönül kazanan bir adalet yaklaşımı geliştirilemedi. Kimlk siyaseti öne çıkarıldı. Toplumsal dayanışma sağlanamadı. Toplumsal karşılığı yeterince yüksek olmayan iktidarın sürdürülebilmesi için başvurulan yöntemler yüzünden hak ve adalet ülküsü daha da zora girdi.
Sayfa 118Kitabı okudu
İlk dönemde siyasiler meşruiyet devşirecekleri fukahaya muhtaçtır. Sonraları fukaha siyasilere muhtaç kalmıştır. İlk dönem fukaha içinde devlet görevi almayan, hatta bunu ilmi serbestisine aykırı görenler ne kadar çoksa son dönem fukaha içinde devlet görevi almayanlar o kadar azdır.
Sayfa 118Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer “Bazı insanlar anladı, yorumladı. Diğerlerininki geçersizdir. Onlara sadece tabi olmak düşer” denirse bu da Allah insanların bir kısmını halife olarak yarattı. Diğerlerini robot olarak yarattı” anlamına gelir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Allah teşri eder, kul fıkheder. Fıkıh ilahi referanslı beşeri bir iştir. Beşerin pasif olduğu bir ilahi kesinlik alanı değildir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Eğer Müslümanların tüm insanlığa ilişkin ciddi bir derdi yoksa veya dertlerini kendi orijinal düşünüşleriyle formüle edemiyorlarsa o zaman başkalarını takip etmeye devam edebilirler. Hem birilerini takip edip hem kendini kötü hissetmek, sonra da kendini kötü hissettiği için takip ettiklerinin eserlerine İslami görünen süslemeler yaparak takipçiliği zahirde reddederken batında derinleştirmek trajiktir. Bu tablodan ve benzer süsleme girişimlerinden sahici bir fıkıh çıkmaz. Dip çatışmalar devam eder. İlmi ve ahlaki dinamizmi azalmış olan fıkıh disiplininin, dinamik ve etik yoğunluklu seküler hukuk karşısında mağlup olması kaçınılmazdır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Eğer Müslümanların tüm insanlığa ilişkin ciddi bir derdi yoksa veya dertlerini kendi orijinal düşünüşleriyle formüle edemiyorlarsa o zaman başkalarını takip etmeye devam edebilirler. Hem birilerini takip edip hem kendini kötü hissetmek, sonra da kendini kötü hissettiği için takip ettiklerinin eserlerine İslami görünen süslemeler yaparak takipçiliği zahirde reddederken batında derinleştirmek trajiktir. Bu tablodan ve benzer süsleme girişimlerinden sahici bir fıkıh çıkmaz. Dip çatışmalar devam eder. İlmi ve ahlaki dinamizmi azalmış olan fıkıh disiplininin, dinamik ve etik yoğunluklu seküler hukuk karşısında mağlup olması kaçınılmazdır.
Sayfa 111Kitabı okudu
Eğer Müslümanların tüm insanlığa ilişkin ciddi bir derdi yoksa veya dertlerini kendi orijinal düşünüşleriyle formüle edemiyorlarsa o zaman başkalarını takip etmeye devam edebilirler. Hem birilerini takip edip hem kendini kötü hissetmek, sonra da kendini kötü hissettiği için takip ettiklerinin eserlerine İslami görünen süslemeler yaparak takipçiliği zahirde reddederken batında derinleştirmek trajiktir. Bu tablodan ve benzer süsleme girişimlerinden sahici bir fıkıh çıkmaz. Dip çatışmalar devam eder. İlmi ve ahlaki dinamizmi azalmış olan fıkıh disiplininin, dinamik ve etik yoğunluklu seküler hukuk karşısında mağlup olması kaçınılmazdır.
Sayfa 109Kitabı okudu
İran, yalnızca sosyal adalet konuları açısından değil, pratik fıkıh/hukuk konuları açısından bile tutarlı bir sistem kuramamıştır. Bir örnek verelim: Çok eşlilik İran'da ancak ilk eşin yazılı izniyle yasaldır. Fakat bu izni almadan birden fazla kadınla evlenen erkekler de vardır. Bu durumdaki ikinci eşler mahkemelerden hak talep ettiklerinde mahkemeler evliliği tanısalar kanunu boşa düşürmüş, evliliği tanımasalar da devletin dayanağı olduğu belirtilen şeriatı çiğnemiş oluyorlar. İran, hukukun pek çok alanında bu gibi ikilemlerle karşı karşıyadır. Bunun nedeni, hür ve taze bir fıkıh nazariyesini geliştirememiş olmaları, siyasi söylem odaklı 'velayet-i fakih” modelini uygulamaya çalışmalarıdır. Böylesi bir fıkıh çözüm kadar, belki çözümden de fazla sorun üretebilmektedir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Osmanlı Devleti, sorunlu İslam anlayışı sorunlu devlet zihniyetinin tepesinde iken yıkılmıştır. Bu sayede İslam zan altında kalmaktan kurtulmuştur çünkü bozukluklar laik sisteme atfedilir olmuştur. Öyleyse ahlaki/vicdani/insani öncelikten yoksun olan skolastik fıkhın Türkiye'nin veya dünyanın başına geçmesi muradımız olamaz. Böylesi bir çizgide İslam bayraktarlığı yapanlar öz hanelerindeki bin türlü teseyyüp sebebiyle İslam antipatisi oluşturmaya, zararlar vermeye hal-i hazırda devam etmektedirler.”
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Netice olarak, pozitif hukuk veya hukuk sosyolojisi cephesinden Müslümanlığa bakıp ilham beklediğimizde Müslümanların hukuk alanı olarak tarif edilen fıkhın meta-teorisiz, hatta temel düzeyde teorisiz, toplumsal olgu boyutundan kopuk ve ahlaki paradigmadan yoksun bir uğraş olduğunu görüyoruz.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bir yanda tasavvuf adı altında İslam'ın ruhu istikrarsızlaştırılmış, diğer yanda fıkıh adı altında İslam'ın bedeni katılaştırılmıştır. Meşreplerin tevhidi artık nadir rastlanan bir olgudur. Esasında batın-zahir ilişkisi -ve bu ilişkide aklın rolüPeygamberin vefatından beri Müslümanların değişmez ve sık sık çözümsüz kalmış bir meselesi olagelmiştir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Mutlak hakikat ancak Hakk katında olur. Halk arasında kesret vardır. Gerçekler çok yönden ve çok katmandan algılanır; anlayışlar da o sebeple çokludur. 
Sayfa 103Kitabı okudu
Dinler de felsefeler de kanaatler üzerinden işler; kesin ispat üzerinden işlemez. Hatta pozitif bilimler bile nüve aşamasında felsefidir. Pek çok meselede yine felsefidir. Hukuk, iktisat, siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji gibi disiplinlerin ana hatları kesin bilgiyle değil, kanaatlerle çizilir. Özünde hepsi inançtır ve her inanç taraflıdır. Hiçbir inanç nötr değildir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Geleneksel bilgi kaynaklarının değeri dogmatizm düzeyinde abartldığında o kaynaklar olumlu etkisini yitirmeye başlar, yük olur. Bundan kurtulmanın yolu, geleneğe saygılı, bir o kadar da geleneği eleştirmeye hazır bir özcülük refleksidir.
2.532 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.