Bu gördüğün Horasan’dır Hatice’m
Köylerinde mutluluk türküleri söylenir
Gurbet bir hayaldir konuk odalarında
Şehadet çiçeği açıyor hâla
İçli vadileri, ovalarında
Bu gördüğün Horasan’dır Hatice’m
Sana vatan bana candır Hatice’m
Üç odalı çift pencereli evlerimiz
Oruçlar tutuluyor vaktidir.
Dünyanın bir bölgesinde, oruç tutmadığı halde açlıktan ölen çocuklara akabinde aynı sebepten ölen annelere rahmet okuyunuz.Belki Afrika.
Dünyanın bir bölgesinde zulme uğrayan insanlara, tecavüze uğrayıp akabinde intihar eden o bahtsız kadınlara (ki Türkoğlu Türkler üstelik) rahmet okuyunuz.Belki Doğu Türkistan.
Dünyanın bir bölgesinde Kuran yakıldı diye ayağa kalktık, kalkmışken çay koyup üç odalı evi dört odalı ev ile mi değiştirsek dedik, neden ayağa kalktığımızı bile unuttuk.Belki İsveç.
Kiminin takdiri ilahi dediği enkazın altında kaldık
Yetmedi sağlık enkazının altında kaldık (yarım çağdır)
Yetmedi savaş enkazının altında kaldık (mağaradan çıktığımızdan beri)
Daha da yetmez dedik, uzay çağında bilgisizliğin altında kaldık.
Altta kalanlara rahmet okyunuz.
Üç odalı bir balkonlu evlerimiz.
Ne de güzeldir içine çekmesi havayı
Fakat acıdır biraz egzoz dumanı
Yok ettiğimiz koca ormanların ahı altında kaldık
Tüfek, Mikrop ve Çelik insanlık tarihinin bir özeti olarak görülebilir. Kitap, yazarın da defalarca belirttiği üzere medeniyetin kaynağı olarak gördüğü Anadolu’nun şimdiki sahibi Türklere özel bir önsöz barındırıyor. Yazarın kitabın özeti olarak seçtiği cümle şöyle: “Farklı milletler farklı gelişmişlik seviyelerine ulaşmıştır ama bunun sebebi