Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak,kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır. Bu yanlış görüşe son vermek için Türklüğümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanımak ve tanıtmak şarttır .
Sayfa 9 - Kripto YayınlarıKitabı okuyor
240 syf.
8/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Basit bir dille yazılmış, okuyucuyu sıkmayan bir tarih kitabı. Özellikle tarihe yeni başlayanlar işin daha iyi. Çünkü aşırı tarih ayrıntısı isteyenleri tatmin etmez. Kitabın olumsuz tarafı fazlaca yazım ve noktalama yanlışının yapılmış olması. Yayınevi bu bakımdan çok kötüydü.
Bozkurt Atatürk - Türk'ün Bilge Başbuğu
Bozkurt Atatürk - Türk'ün Bilge BaşbuğuBora İyiat · Kripto · 2014227 okunma
Reklam
Aslında ferdin böyle bir hürriyeti yoktur. İnsanlardaki ruh duygularla fikirlerden oluşur, ancak duygu hayatımız asıldır, fikirlerimiz ise ona aşılanmıştır. Bundan dolayı fikirlerin duygulara uyması gerekir.Fikirleri duygularına uymayan bir insan ruhça hastadır.
Sayfa 240Kitabı okudu
Konfiçyüs, “Bir ulusun bütün yönetimi bana bırakılsaydı ilkin dilini düzeltirdim. Çünkü dil düzgün olmayınca söylenen anlaşılmaz ve yapılması gereken yapılmadan kalır, böyle olunca töreler ve sanat geriler, adalet yoldan çıkar, halk çaresizlik içinde kalır. İşte bundan dolayı söylenmesi gereken başıboş bırakılamaz. Bu her şeyden önemlidir."
Sayfa 225Kitabı okudu
Türklerin tek vücut haline gelmesidir. O, dünya üzerindeki Türklere ayrı birer milletmiş gibi (Azeri, Başkurt, Kazak, Karakalpak, Kırgız, Özbek Tatar, Türkmen.. vs.) adlar verilmesinin, Türk milletini bölüp parçalama oyununun ilk perdesi olduğunu; oyunun ikinci perdesinde de Türk milletinin yok edilmesinin sahneleneceğini daha genç yașlardayken fark etmiş, bu oyuna karşı nasıl davranılacağı hususunda fikir yürütmeye başlamıştır.
Sayfa 224Kitabı okudu
XI. yüzyıl başlarında Oğuz boyları yeni bir yurt bulmak amacıyla Anadolu'nun kapılarına dayanmışlar, 1071 Malazgirt Zaferi ile Bizans İmparatorluğu'na önemli bir darbe vurmuşlar, sonra da Anadolu'yu vatanlaştırmışlardır. Doğu Anadolu'da kurulan Türk devletlerinden başka 1078' de Türkiye Selçuklu Devletini kurmuşlardır. Bu Türk devletinin 1243 Kösedağ Savaşı' nda aldığı yenilgiden sonra zayıflaması üzerine Anadolu'da çeşitli beylikler kurulmuş ve sonuçta aralarından birisi olan Osmanlı Beyliği beklenmeyeni yapmış ve diğer beylikleri hakimiyeti altına alarak Anadolu'da bir milli birlik sağlamış, Fatih Sultan Mehmed zamanında dünyanın en büyük siyasi teşekkülü olmuştur. İşte bu tarihlerde Kırım Hanlığı Osmanlı Devleti' ne katılmıştır. Bu birliktelik 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması'na kadar devam etmiştir.
Sayfa 220Kitabı okudu
Reklam
Bu propaganda faaliyetleri o kadar ustaca ayarlanır ve profesyonelce mesaj tekrarı yapılır ki beklenen sonuç alınır. 12 Nisan'ı 13 Nisan'a bağlayan gece 4. Avcı Taburu askerleri şeriat istemiyle ayaklanıp Taksim Topçu Kışlasında subaylarını hapsedip isyan eder. İstanbul' da bulunan 5, 6, ve 7. Nizamiye askerleriyle Beyoğlu Topçu Alayı' ndaki askerleri de yanlarına alarak Ayasofya Meydanı' na gelir ve gece 02.45 ten itibaren Meclis-i Mebusan önünde toplanırlar. Ellerinde beyaz, yeșil ve kırmız renkli bayraklar bulunan, şeriat isteriz sloganı atan bu isyancılara başta Volkan gazetesi sahibi Derviş Vahdeti olmak üzere, İtihad-i Muhammedi Cemiyeti üyeleri de iştirak eder. Beyazıt ve Fatih Medreselerinin bazı talebeleri de ayaklanmaya katılır, buna karşın bu ayaklanmaya karşı çıkan, vazgeçirmeye çalışan bir kısım asker ve ilmiye sınıfı mensupları öldürülür. Meclisi Mebusan işgal edilir, II. Abdülhamit'in bulunduğu Yıldız Sarayı kuşatılır.
Sayfa 211Kitabı okudu
Seçimler 1908 yılı Kasım sonu ile Aralık başında yapıldı. 285 kişilik Meclis te İttihat ve Terakki 160 Türk ve Arap milletvekilinin Meclis'e girmesini sağlayıp çoğunluğu ele geçirdi. Meclis'te ayrıca 27 Arnavut, 26 Rum, 14 Ermeni, 10 Slay ve 4 Musevi milletvekili bulunuyordu.
Sayfa 202Kitabı okudu
Tarih, milletlerin hafızasıdır. Hafızasını kaybeden insan; dostunu düşmanını nasıl ayırt edemezse, alacağını-vereceğini nasıl bilemezse, geleceğini nasıl planlayamazsa milletler de böyledir.
Sayfa 183Kitabı okudu
Kıbrıs politikasını çeşitli vesilelerle topluma mal etmeye çalışan Mustafa Kemal; güneyde askeri bir tatbikatı izlerken çevresinde bulunan subaylara şu soruyu sormuştur: "Türkiye nin yeniden işgal edildiğini ve Türk kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet etiğini farz edelim. İkmal yollarınız ve imkanlarınız nelerdir?" Orada bulunan subaylar birçok görüş ve düşünceler ileri sürerler. Mustafa Kemal, hepsini sabırla dinler, sonra elini haritaya uzatır ve Kıbrıs'ı işaret ederek Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için önemlidir." der.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal kendisine sosyalist kalkınma modelini önerenlere șöyle cevap veriyordu: "Devlet ve birey dediğimiz zaman soyut anlamını değil, tek gerçek olan toplumsal insanı yani toplum içinde yaşayan bireyleri anlatmak istiyoruz. işte bu insanın iki türlü çıkarı vardır. Bunların bir bölümü kişisel, öbürleri ortaklașa çıkarlardır. İyice düşünülürse bu iki çıkar birbirine eșittir. Çünkü toplumsal insanın yaşamı için her iki türlü çıkar aynı ölçüde gereklidir... Bir toplumu, bir bölüm insanların düşüncelerine tutsak etmek ve cılız bağımlılar olarak yaşatmak, doğal ve akla uygun bir hükümet yöntemi değildir. Bolşeviklerde biz bunu görüyoruz.
Sayfa 168Kitabı okudu
Mustafa Kemal, iktisadi kalkımayı milli çıkarlar için en önemli koşullardan birisi olarak kabul etmiştir. 17 Subat 1923'te ilk İzmir İktisat Kongresi nde yaptığı açılış konuşmasında "Türk tarihi incelenirse gerileme ve çöküntü nedenlerinin iktisadi sorunlara bağlı olduğu görülür. Kazanılmış zaferlerin ve uğranılmış başarısızlıkların tümü iktisadi durumla ilgilidir." diyecektir. Mustafa Kemal şöyle özetliyordu: "Her şeyden önce tarıma ve çiftçiye önem verilecektir. Çünkü ülkemiz halkının büyük bölümü tarımla uğrașan köylülerdir ve Köylü, bu yeni dönemde, efendimiz olacaktır. Bunun için köylüyü bir cendere gibi sıkan aşar vergisi kaldırılacaktır.
Sayfa 167Kitabı okudu
Düyun-u Umumiye İdaresi görünürde Osmanlı İmparatorluğu'nun bir kurumu, gerçekte ise hükümet yerine yalnızca alacaklılara karşı sorumluğu bulunan bir yapılanmaydı. Zamanla adeta Osmanlı ekonomisi denetleyen ikinci bir maliye durumuna geldi. Örneğin 1912 yılında Maliye Bakanlığında yaklaşık 5.500 memur çalışırken Düyun-u Umumiye idaresinde tam 9.000 memur bulunmaktaydı. Osmanlı ekonomisi üzerindeki etkisi zamanla o derece güçlendi ki, Osmanlı İmparatorluğu'nun gelirlerinin yaklaşık üçte biri idare tarafından tahsil edilmeye başlandı.
Sayfa 165Kitabı okudu
Tüm bu iç ve dış etkiler sonucunda Osmanlı Devleti 1854 yılında Kırım Savașı sürecinde ilk dış borçlanmasını gerçekleştirmişti. ilk borcu diğer borçlanmalar izlemiş, imparatorluğun çöküş süreci iç ve dış etkenlerle hızlandırılmış ve sonuçta borçların ödenememesi așamasına gelinmişti.
Sayfa 164Kitabı okudu
Çünkü düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat yapmak ve bilhassa başarı ile neticelendirmek cok güçtür... Mustafa Kemal'in fikri temeli Türk milliyetçiliğine dayanan bir ulus projesi her söyleminde aslında net olarak anlaşılabilmektedir. Onun, "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu,Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına, Türk milleti denir." sözlerinden "Ne mutlu Türküm diyene özdeyişinin ırksal bir bağlılığı anlatmadığı anlaşılmaktadır.
Sayfa 141Kitabı okudu
318 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.