Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.13
248 syf.
·
Puan vermedi
1k"da denk geldiğim ve ismiyle aklımda yer edinen kitap...
Kitapta ismine dair emareye rast gelmesem de kitapla ilgili yapılan yorumlardan birinde "dağlar kömürdendir" adlı türkünün "Burda (Şurda) bir garip ölmüş
Guşlar yasına gider." dizelerinden esinlendiğini okudum.
Kitaptski olaylar Aziz Bey"in trafik kazası
Hepimiz biliriz değil mi Yemen Türküsü'nü? Dinlerken hepimizi etkileyen, farklı düşüncelere daldıran yanık bir türküdür. Bilmeyenler için de şöyle bir hatırlatayım:
Kışlanın önünde redif sesi var
Sorun, görün çantasında nesi var
Bir çift kundurası bir de fesi var
Ano Yemendir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir.
Burası Huş'tur, yolu yokuştur
Giden gelmiyor, acep ne iştir!
.
.
.
şeklinde devam eden türkünün hikayesinin peşine düşüyor yazarımız @emeldemirel719 ve araştırmaları sonucunda bizleri Yemen tarihine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Osmanlı' nın hakim olduğu hiçbir yer bizim için yabancı olmamıştır. Oralarda daima kalbimizden, bizden bir parça olacaktır. Yemen de bu yerlerden biri. Bu nedenle eminim ki bu kitabı okurken sizde en az benim kadar etkileneceksiniz. Şimdiden keyifli okumalar.
Cemile
"Sanki bana iyi yolculuklar dilemesini bekliyormuşum gibi gözlerimi alamıyorum ondan."
Aytmatov'un yazarlığının ilk meyvelerinden Cemile. Savaş yıllarında geçen bir aşk öyküsü. Cemile'nin kiçine balası tarafından aktarılır yaşanan olaylar.
"Ya bir insan bir yolculuğa çıkar yada şehre bir yabancı gelir." demiş Tolstoy. Bu eserle özdeşleşen bir söz bence. Danyar'ın gelişiyle olayların seyri de değişir birden. Danyar'ın yürek titren sesiyle okuduğu türküler Cemile'nin gönlüne işler ve sevdalarını filizlendirir.
"Beni en çok şaşırtan, söylediği türkünün tutku dolu yakıcılığıydı. Söyleyenin duyduğu coşkuyu başkasında da uyandıran, en gizli kamera düşünceleri canlandıran şeyin bir türkünün neresinde bulunduğunu ne o zaman anlayabildim ne de şimdi biliyorum. "
"Deli gibi aşıktı Danyar. Anladığıma göre sevdiği biri de yoktu. Onunkisi toprağa, yaşama karşı duyulan bir aşktı, derin bir tutkuydu. Yanlız, Danyar sevgisini içine gömmüştü; onu müziğiyle dışa vuruyor, onunla yaşıyordu şimdi. Yoksa sevmeyen bir insan, sesi ne denli güzel olursa olsun böyle türkü söyleyemez."
⏳"Beklediğimi bilmiş gibi bana geldin işte."
“Orhan Yazıtları”na Dair
“Ey Türk milleti! İşitin! Bu yazıtları dilimize sahip çıkmak için yazdım. Sözümüz sonsuz olsun, Türkçemiz daha fazla bozulmasın diye yazdım. Dilimizi bu hızla bozmayı sürdürürsek varlığımızı da tehlikeye atacağız. Kuşların kendi dillerini bozduğunu hiç düşünmüyorum. Örneğin kargalar serçe gibi, martılar bülbül gibi
250 syf.
10/10 puan verdi
Son dönemde okuyup da kendimi onda bulduğum çok nadir eser var: Kuşlar Yasına Gider gibi. Babayla sözsüz iletişim, ailedeki hastalıklar, gurbetteki oğul, türkülere sevdalı bir gönül, yolculuklarla türküler arasındaki ilişki, her şeyden önce Ege coğrafyası ve kültürü, kasabaları, köyleri hepsi aşina… Ege’den İç Anadolu'ya ıssız bozkırdaki
Güvercinköy
Ahmet Turan Tiryaki Güvercinköy adlı hikaye kitabında Ayarsız Dergisi okuyucusunun okuma fırsatı bulduğu ya da bu kitapla ilk kez okuyacağı24 değerli hikaye ile okuyucuyu buluşturuyor.
Edebiyatın maharet isteyen zor bir türü olan hikayeciliği ile yazar hünerini de konuşturuyor. Chopin ile Cemil Bey’in melodileri arasında karadut içmeye var
Okumakta neden bu kadar geciktigime anlam veremediğim Livaneli'nin benim için ilk ve son olmayacak kitabı.Serenad...
Nereden başlayacağıma karar veremiyorum çünkü eser inanın insanın iliklerine kadar işliyor. Acıyı, sevinci, utancı hepsini yaşatıyor adeta.
Eser, Istanbul Üniversitesinde memur olan Maya Duranın Alman profesör Maximilian Wagneri karşılamasıyla başlıyor diyebilirim. Maxin geliş amacı üniversiteye göre konferans ama gerçek amacı tamamen farklı. 59 yıl önce struma gemisinde ölen eşi Nadiaya veda etmek için geliyor. Livaneli, bu aşk hikayesi üzerinden bilmediğimiz, gizli kalması istenen bilgileri önümüze sayıp döküyor. Hitler rejiminden kaçan bir grup profesörün İstanbul Üniversitesinde ders vermeye başlaması ve Türkiye eğitim sisteminin temellerini olusturmasi, Mavi Alay denilen binlerce Kırım Türkünün ölüme mahkûm edilmesi gibi çok yaygın olmayan bilgilerle hem eleştiri hem de araştırilacaklar listesi sunuyor önümüze. Bilmediğimiz ne çok acı var ne çok kan diye geçiriyor insan içinden.
Her satırın altını çizme isteği uyandıriyor insanda. Betimlemeler o kadar gerçekçi ki Maxin Nadiaya vedasini okurken kulaklarimda kemanının sesi canlandı. Ve tabii ardından Schubertin gerçek Serenadı...
Kısacası eserde hakkında hiçbir fikrimin olmadığı isimler ve olaylar fazlasıyla bu yüzden hummalı bir araştırma yapma gereksinimi hissediyor insan.
Kesinlikle okunmalı ve okutulması gereken bir kitap. Böyle bir eseri bize kattığı için de Livaneli'ye kallavi bir selam göndermek geliyor insanın içinden.
Ege topraklarını mesken tutmuş bir gürgenin hikâyesi bu. Doğa yeşili maviyi birbirine kenetlenmiş; köknarı, ladini, ardıcı, kestanesi, çamı, kuşu, börtüsü böceğiyle bu kenetlenmeye el verdirmiş, etrafa saçılan saf ve mis kokularla taşı toprağı dansa kaldırmış, üstüne bu resitale bakana sevdiğine baktığını anımsatmış, dinleyenin kulağını bayram
