DÖRT DUVAR
Turuncu ışığı gördüm Son görüşümmüş gibi Bir ayna buldum içimde Kırmızı işlemeli halının üstüne Yavaşça çekercesine yığıldım üstüne Aynı görüntüler siyaha çalan yansımalar Kirpiğimin gölgesinden Saç telimin alnıma düşüşüne
124 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Bir pazar sabahı alarma kalmadan günün ilk ışıklarıyla uyanmıştı Enes. Pencereden baktı. Güneş tam karşısında turuncu rengiyle kışın artık bitmekte olduğunu müjdeliyor, gölün üzerine inmiş ince sis tabakası onu doğrular gibi manzarayı tamamlıyordu. Kahvaltısını yaptı ve telaşsız bir şekilde yola koyuldu. Kulaklığını takıp müziği açtı. Yansımalar çalmaya başladı. Birkaç gündür bu grubun huzur veren aleminden çıkamıyordu. Kitabını okumaya başladı. Peyami Safa yine o çok sevdiği üslubuyla anlatmaya başladı. Karakterler yine capcanlı ve ona çok yakın geliyorlardı. İçimizden birileri diye düşündü. Mekanlar da öyleydi. Hepsi onun hayatının parçalarıydı, ruhunun yapıtaşlarıydı adeta. Şinasi Neriman'la Beyazıt'a yürüyor, ona bir şarkıdan bahsediyordu. O da hemen açtı şarkıyı. Hikaye içine çekiyordu. Bir de Safa'nın o harikulade dili vardı ki fevkalade nahif hissiyata garkediyordu. Herşey tastamamdı. Biraz kitaptan bahset mi diyorsunuz? Pekala öyleyse. Mevzu yine bizim mevzumuz. Şark ve Garp. İki hayat, iki adam ve iki müzik arasında kalmış bir kadın: Neriman. Bir tarafta eski, zevksiz, bakımsız, geri kalmış bir semt: Fatih, diğer tarafta modern, eğlenceli, cazip, bakımlı renkli bir semt: Harbiye. Bir tramvayın iki ucu arasında iki ayrı dünya. Bir tarafta akılla inşa edilmiş zengin ve eğlenceli maddi alem, diğer tarafta kalbin temsil ettiği, sevgi ve sıcaklık vaat eden manevi alem. Bu kadar kesin ayırdığıma bakmayın. Safa engin zekasıyla işin aslını gösteriyor size. Ve iki farklı yaklaşımla Neriman'ın derdine deva olurken bir kadına nasıl yaklaşılması gerektiğini de gösteriyor. İyi okumalar.
Fatih-Harbiye
Fatih-HarbiyePeyami Safa · Alkım Yayınları · 201147,3bin okunma
Reklam
Bir ara açtığım ama kullanmadığım blog sayfamdan
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim: Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm) Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT