Saat On Ikiyi Bes Geciyordu Zaman, can çekişirken, Akrep yelkovan, arasında; Bir adım öteye gidemezken geceden, Ay, ışığını çekerken sinesine, Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara, Hüzün, bakır bir çaydanlıkta demleniyordu, Ve ben, son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime, Saat on ikiyi beş geçiyordu. Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm; Masum, yalınayak çocukluğum; Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim
Reklam
"Düşüm kırık dökük, Umudumun boynu bükük.."
"Beni herkes sevdaya asi sanır, Oysa aşk, beni nerde görse tanır, Hasret tanır, Zulüm tanır, Ölüm tanır, Yüzüm yüzümden utanır.."
Ustam, Ne zaman o senin bildiğin zaman, Ne sevda gördüğün masallardaki. Eskiden, Halı tezgahında dokunurdu aşklar, Nakış nakış, körpe kız ellerinde. Mendillere yazılırdı isimler, Yüreklere kazılırdı gizlice. Sevdalılar asil ve de yürekli Sevdalar, kavgalar iki kişilik. Oysa şimdi; Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher
Reklam
Bu vedayı nasıl hayra yorayım İçimi üşüten yel senin adın
..Ustam, Ne zaman o senin bildiğin zaman, Ne sevda gördüğün masallardaki. Eskiden, Halı tezgahında dokunurdu aşklar, Nakış nakış, körpe kız ellerinde. Mendillere yazılırdı isimler, Yüreklere kazılırdı gizlice. Sevdalılar asil ve de yürekli Sevdalar, kavgalar iki kişilik. Oysa şimdi; Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde. Meşru sevdalardan, Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara, Günahkar gecelerden...
-SON-
Siyah beyaz bir dünyada, Rengareng çiçekleri, Pembe, pembe yanaklarda gülüşleri Tarlalarda başakları, Gökyüzünde, güvercin sürülerini düşlemek. Gerçek olmayacak düşler değildi. Çocuktuk..
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Karanlığı örtünüp, mavi düşler kurmak Ve kurumuş bir çiçeğe can vermek, Çok zor. Yüreğinde koca koca yangınlar, Kaç gözyaşı döksem, sönmüyor, Anne..
Yoksun! Hangi öksüz çiçeğin saçını koklasam, ellerin Hangi denize dalsa gözlerim, gözlerin Bütün kuşların ağzında senin sesin, Çocukların yanaklarında gül gül, Al al gülüşün..
Resim