Zemheri karanlık
'Yatağımın üzerinde oturup dizlerimi göğsüme çektim. Özlemin kokusu sardı yine etrafımı ama bu defa ağlamayacağım. Söz verdim kendime, "artık ağlamak yok" diye. Sanırım bu kendime verdiğim en aptalca sözdü. Tutamayacağımı biliyorum çünkü. Çarşafın çiçekli desenlerini göz hapsine alırken yine geçmişimi sorguladığımı fark ettim. Hiç bir suçum olmadığı halde, bu kadar acı… bu hiç adil değil. Zaten dünya ne zaman adil oldu ki? Üzgünüm, birazda mutsuz ama en çokta kırgın. Ağlamayacağım demiştim değil mi? Bak yine tutamadım verdiğim sözü. Yine göz yaşlarımı benden habersiz firar etti. Şu başına buyruk duygularımı bir türlü dizginleyemedim zaten. Yine konuşmaya ihtiyacım var ama ben yine yalnızım.' Tamda bunu düşünürken iç sesim devreye girdi... "Kendin seçtin bu yalnızlığı şikayet etmeye hakkım yok." "Evet" dedim sessizce ve ekledim "şikayet etmeye hakkım yok"
Esina Mavi
Esina Mavi
Hasretin adını koyamadım Yalnızlığın sonunu bulamadım Sevginin tarifini anlatamadım Aşkla bir türlü barışamadım Ben kendimi hep bir yerlerde sakladım Korkumdan sana hiç açılamadım Sana olan duygularımı seninle paylaşamadım Uzaklarda bir yerlerde hep seni yaşadım Bir türkünün sözlerinde seni anımsadım Ben bir türlü sana ulaşamadım Sana yazarken gözyaşlarımı tutamadım Sevmek acı çekmekmiş onu anladım Bir gül kokusunda kokunu aradım Bir yağmur damlasında sana ıslandım Gökyüzünde yaldızlara seni mırıldandım Bak yine ben sana delice bağlandım Ama sonu yok gidiyorsun seni tutamadım Ellerini ellerime sımsıkı saramadım Yarım kalan hikayeyi ben tamamlayamadım… Hiç bir hikaye yarım kalmasın bu hayatta… (ÖNER AKÇA)
Reklam
Savunduğunuz ülke, polis devleti bu işte!
İstanbul/ Çekmeköy/ Nişantepe yakınlarında bir caddede; (Polis kimlik soruyor) Önümden ten renginden doğulu olduğunu tahmin ettiğim bir yurttaş yürüyor ve polis çevirdi! Bana da "bekle, seninkine de bakacağız" dedi kibirli bir tavırla. Enerjim yoktu, ağzının payını vermedim, 'tamam' dedim, bekliyorum. Önümdeki doğulu yurttaşla diyalog
Yıllar sonra kalkıp bir insana güveniyorsun, her şeyini paylaşıyorsun. Evin, odan, ailen, arkadaşın, hayatını paylaşıyorsun. Bilmediği hiç bir şey yok, sen o oluyorsun. İçini biliyor çünkü için onunla dolu, sevginin en saf halini ona yansıtıyorsun. Değil saçının teline zararı eline iğne batsa acısı sen de çıkıyor. Gelecek hayalinden öte, geçmişini bile kapatıyorsun onunla. Sanki onunla yeniden doğmuş gibi. Tanıdığın, gördüğün zamanı aklına kazıyorsun. Çıkartmak istemiyorsun, ilk heyecan dediklerini iliklerine kadar yaşıyorsun. Her sözünün başında onun adını, hafızana ise yüzünü getiriyorsun. Güzelmiş çirkinmiş farketmiyor, yüreğinle seviyorsan eğer senin hayatında ondan ötesi yok. Olmasını da istemiyorsun, göze alabileceklerin hayal dünyanın ötesine geçiyor. Her şey güzel gidiyor ki hayat sana oyunlar oynayana kadar. Bu kadar güzel giden şeylerin üzerine bozulmazsa bütün düzenin zaten yanlış giden şeyler var demek ki. Sevginin önüne nefret geçiyor, bozuluyor bütün düzenin. Dile kolay gelen günleri ayları yılları tek celsede çöpe atacak kadar soğutuyor hayat seni. Aynısını yaşayan bir çok insan var, sıkmaya değmiyor bu canı ama emeğini çöpe atan insanların rahatlığını görmek seni yıkıyor. Benim hikayem bundan farksız ve bu hikayeye eşlik eden onlarca insan buralarda toplanıyor. Herkesin gönlüne göre versin allah, kim ne yaşattıysa yaşayacak. Belki görürsün okursun, elimden geleni yaptım. Tutamadım ellerimde. Kusura bakmayın, ben bir gönüle sığamadım.
Daha fazla tutamadım içimdeki acıyı. Şarkıyı sonuna kadar dinleyemedim... sigarayı sonuna kadar içemedim... daha fazla düşünemedim... ağladım saatlerce!..
Sevmemeliyiz demiştin Aylar belki yıllar önce Aptaldım ama ben Göremedim seni Uyanmak istemedim senden Simli gülen yüzünden Dibinde uyanma hayaliyle Geceleri gözlerimi kapadığım
Reklam
Olmak istediğim kişi olamadım. Yapmak istediğim şeyleri yapamadım. Herkese her şeyi eksiksiz söylemedim. Pişman olacağım şeyler yaptım. Yapmak istediğim şeyleri yapmadım. Düştüğüm yerden kalkabilmek için çok destek aldım. Destek alınca bile kalkamadım. Hayatıma insan almayarak güçlüyüm yalanının arkasına sığındım. Bazı geceler ıslanan yastığımı değiştirmek için 3 defa kalktım. Babamla hiçbir zaman anlaşamadım. Anneme hiçbir zaman bir şeyler anlatamadım. Gitmek istediğim yerlerde hep kaldım. Kalmak istediğim yerlerden gitmek zorunda kaldım. Yaptığım hataları tekrar tekrar yaptım. Sözlerimi tutamadım. Saçlarımı uzatamadım. Kimsenin istediği kişi olamadım. Doğum günlerimi hevesle kutlamadım. Ağlamak istediğimde omuz aramadım. Önemsediğim insanları kaybettim. Kendimi çoğunlukla kaybettim. Çok çabaladım ama yapamadım. Yaşamak istemedim ve zaten hiç yaşayamadım.
içimden geldi , daha doğrusu tutamadım kendimi!
İçimde büyüyen inanılmaz bir öfke var. Ülkede mantıklı yapılan tek bir uygulama bile yok. Eğitim sistemi bitti şimdi de iyi diye övünülen bir sağlık sistemi olmayacak. Çok iyi cerrah olabilecek kapasitede olan öğrenciler asla böyle bölümleri tercih etmiyor. Buna ben de dahilim. Sağlıkta şiddet diyoruz susuyorlar, insanlar deli gibi çalışıyor nöbet tutuyor. 1000 dolar bile maaş alamıyorlar!! Ama LGBT cart curt diyorlar haşa aile yapımızı bilmem neyimizi bozuyor (!) milletin yatak odası , özel hayatına karışacağınıza hayvan hakları, insan hakları ,sağlıktaki şiddet, kadına şiddet konusunda bir şeyler yapsanız keşke!!! Ekonomik kriz var ülkede deli gibi enflasyon var ama TV kanalları asla bunlardan bahsetmez . Kâr bile etmişizdir kesin (!) biz de malız cebimizde kalan parayı görmüyoruz. Eskiden aldığım her şey 2 katına çıktı. 100 yıl önce kurtuluş savaşı sonrası bile daha iyiydik şimdiden. En azından kendimiz üretiyorduk. Sonra diyolar çiftçilik yapmak isteyen yok. Destek verilse bu ülkede her şeyi yapacak genç nesil var ama gel de anlat işte !! Karşı çıkanlar olacaktır ama umrumda değil. Ben sizin dediklerinize değil kendi gördüklerime inanırım.!
Ruhumu boğan ve samimiyetinden kuşku duyduğum hiç kimseyi hayatımda tutamadım. Bıraktığım bütün ellerin özeti de bu, sebebi de...
En büyük varlığım saçlarımdı. Severdim onları tamam istediğim gibi modeller şunlar bunlar yapamazdım ama severdim ya . Bakınca annem gelirdi aklıma bir zamanlar deyip çok dalıp gittiğim olmuştur . Saçlarım umudum olmuştu her zaman . Ben üzgünken oturur saçlarımla oynardım belkide bazı yoklukları gidermek için yaptığım bir şeydi bilmiyorum. Şimdi benim umudum yok denecek kadar az . Bazen diyorum ya kızım acaba sen mi çok takıyorsun . Herkes gibi kökü sende takma be gülüm derken bile buna benim inancım bile yok . Kökü olsa ne olur bir kere gitmiş onlar. Gidenlerin ardından gözyaşı döktükten sonra onlar geri geliyor ama ben eski ben olmuyorum . Bunu hiç kimse anlamıyor .. Üzgünüm anne ben senin emanetini yerinde tutamadım … Neyse çay bardakta soğumadan Yaş gözden düşmeden Kırıntı olan umut solmadan Kalkıp ayaklanmalı … 14.23
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.