BOTEVGRAD
Sadece 20 şiir yazarak, dünya şiir tarihine geçmek; Hristo Botev HAYRETTİN FİLİZ 12 Eylül 2016 “Uyandır tek tek her insanda, ey tanrım, gerçek özgürlük sevgisini, Taksın canını dişine dövüşsün, halkı ezenlere karşı bir savaş ki bu, amansız. Koma yaban ellerde sönsün yalım yalım yanan taşıdığım bu yürek. Sesim boşa gitmesin, sesim
Dilde İpin Kopması ve Keyfilik
. (.....) Bir tespihin ipi kopsa ne olur? Taneleri darmadağın olur. Pekiyi, ne yaparsınız? Hemen taneleri toplarsınız, yeniden ipe dizmek üzere. Benim yapmaya çalıştığım şey onun gibi bir iş diyelim. Bizim kuşağımız toplumda yüksek bir dil bilincinin oluşması için akademisyenlerin, yazarların, gazetecilerin, düşünce insanlarının özel çaba harcadığı, dil tartışmaları yürüttüğü bir dönemi yaşadı. Hangi durumda “çelişki” sözcüğü kullanılır, hangi durumda “çatışkı” denir, hangi durumda “karşıtlık” denir? Bunlar tartışılır, aralarındaki anlam farkları, sınırlar belirginleştirilmeye çalışılırdı. Öyle ya, birbirimizi doğru anlamak istiyorsak, öncelikle sözcüklerin içerikleri konusunda “uzlaşımlara” ulaşmalıydık. Eğitimli insanların başvuru kaynakları arasında sözcükler bir zamanlar önemli yer tutardı, uzlaşımlara dikkat etmek kaygısıyla. Her neyse şimdiki durumda tespihin ipi koptu, taneler dağıldı ama bir ülkede ekonominin ipi koptuysa, yargının ipi koptuysa, eğitimin ipi koptuysa, kamu düzeninin ipi koptuysa, emin olun, dilin de ipi kopuyor. (.....) Ekonominin, eğitimin, hukukun, kamu düzeninin ipinin kopmasının kötü yönetimle ilişkisinin olduğunu çok iyi biliyoruz ama dilin ipinin kopmasının da hepsiyle ilişkisinin bulunduğunu bilmeliyiz. Keyfilik yaratıcılık değildir, zekâ gerektirmez. [21.11.2021 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, PAZAR eki, 3.Sayfa, ÜLKER İNCE imzalı BİR VİRGÜL UĞRUNA başlıklı köşe yazısından] .
Reklam
Sorun ne?
Galiba sekiz dokuz yaşlarındaydım. Bir Orta Anadolu kasabasında büyüyordum. Babam gazozcuydu. Bir gün tüm kasaba çarşı meydanındaki kahvenin önünde toplandı. Her gün kapısının önüne gazoz bıraktığım kahvenin sahibi, yaşlı hoş sohbet amca yanında çırak olarak çalışan, benim yaşlarımda esmer yetim bir çocuğa, İhsan’a iki yıldır tecavüz ediyormuş.
Biz Seniz İlelebet Ölümsüz Atatürk: 27 Mart 1930 günü sabahı, doğmakta olan güneşe bakmaktadır. Yanındakilere, edebiyat ve felsefe tarihine de altın harflerle yazılabilecek şu muhteşem sözleri söyler: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle
.... Ermeni Soykırımı Hakkında Tarihle Alakasız Düşünceler... Adettendir, soykırımsporluyum ama soykırımı değil, soykırımı tartışmayı tartışacağım. Yazının kalanını okurken, beni soykırımı reddeden bir adet Yusuf Halaçoğlu olarak canlandırın, bir şey değişmeyecek. 1915 yılında Dünyanın bir köşesinde yaşananların teknik olarak soykırım tanımına
Trobadour ve Trovere'ler
"12. ve 13.yy.da fransa’da yaşamış lirik şairler ve şair müzisyenlerin genel isimleri. bu şair ve müzisyenler almanyada minnesanger ve meistersanger, fransa’da jongleur ve menestrel gibi adlar da alırlar. troubadourlar fransa’nın güneyinde yaşamış ve provencal dilinde (langue d’oc) eserler yaratmışlardır. trovereler ise fransa’nın kuzeyinde
Reklam
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.