Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir.
Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı’ndan bir müfettiş gelir.
Birkaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre:
- Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der.
Nazım’ı odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım’ı tepeden tırnağa süzer ve:
-Demek Nazım sizsiniz, der. Nazım’a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, “gidebilirsiniz” der.
Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe:
-Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş hemen atılır:
-Kim duymaz Hayyam’ı.
Nazım:
-Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar. Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür : “ Görüyorsunuz sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı’nı ve sizi kimse anımsamayacak” der çıkar.
Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım’ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur.
İşkence sehpası acı çektiremez bana
Ruhum özgür yaşar
Bu ölümlü iskeletin ardında
Daha cesur biri var
Onu ne testereyle kesebilirsin
Ne de palayla delebilirsin
İki beden bir arada yaşar
Birini bağlasan diğeri kaçar
Kartalın yuvasından
Uçup gökyüzüne
Yükselmesinden bile
Daha kolayca belki
Değilsen eğer
Düşman kendi kendine
Tutsaklık bilinçlidir
Özgürlük de öyle.
Yazın bir yeriydi. Kiraz ve tabak
Fena halvettiler kaba gölgeli
Çekik kılıç gibi geldi bakarak
Sakindim -- bilakis fena öfkeli
Ben dedim sadece devletin ben bir --
Çıktı kâğıtları masaya boca
Müstahdem çay verdi ve iki öğüt
Anti pas ve septik depresan bolca
O gün uyumadım uyuyana dek
Olsaydı adını epey öperdim
Avlanak dediler ey kaymakam beg
Onlara yediğim oku gösterdim
Şimdi ben Bolu’dan emekli malül
Kapıya bakmaktan kapıyı deldim
Avanak dediler ey kaymakam beg
Onlara yediğim oku gösterdim
Tutsaklık diyorsan başka bir balık
Kovayla denizin arası kadar
Aşkla yağmur kadar kirazla tabak
Bunlardan Bolu’da pek çok daha var.
(İtibar, S 3, Aralık 2011, s. 5.)