Sevgiyle özveride bulunmaya hazır, böyle iyi bir annem olmasaydı sahip olduğum özgür ve mutlu sanatçı yaşamını kurmam mümkün olmazdl. Bunu başarabilmem için o burada sabırla ve kızı yanında olmadan oturuyor, tümüyle umutsuz bir durum olmakla birlikte gizli gizli resimle ilgilenmek için çaba gösteriyordu. ... uzaklarda yaşayan kızına karşı epey yerici bir tutum içindeydi; annemin beni bir dişi aslanın yavrusunu koruduğu gibi savunduğundan ve bu arada o insanların annemin görüşlerinin zaman zaman vardığı çağdaşlık düzeyi karşısında derin bir hayrete düştüğünden emindim.
Söz gelişi bir umacı değilim ben,
bir törensel korkuluk da değilim,
-üstelik bugüne değin, erdemli diye
saygı duyulan insan türüne
aykırı bir yaradılıştayım.
Söz aramızda gururumu kabartan da
bu durum olsa gerek.
Bilge Dionysos’un çömeziyim ben,
bir ermiş olmaktansa bir satir olmak
yeğdir benim için.
Bazı yazı okunsun yeter.
Bazı yazı, apaçık,
insansever bir tutum içinde,
bu aykırılığı sergilemekten başka
insanlığı “düzeltmek”,
verebileceğim son söz olurdu sanırım.
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20159,7bin okunma
bütün etik ve hümanist yargılarınızı,algılarınızı veya varsayımlarınızı dışarıda bırakıp içeri girilmesi gereken ağır bir kapı. Şahsım adına bana hitap etti oldukça. Uygulayabilir miyim-belki. İçeriği bazılarına belki rahatsızedici belki de aşağılık bir tutum gibi gelebilir.Ama şans verilmeli bence.
Eğer büyük rekabetlerin olduğu bir alanda çalışıyor ve gözünüz yüksekten ziyade zirvedeyse gereken kılavuz budur.
"Yaşadığımız koşulların, içsel ıstırabın hatta kendi duygularımızın ve düşüncelerimizin esaretinden özgürleşmek; karanlığa yüzünü dönebilmek ve sonunda karanlığın da aydınlıktan ayrılamaz olduğunu görmekte yatar."
Kabul; bir süreç ve aktif bir eylem olan "Kabul" kavramını etkin bir varoluş içinde tanımlayan, metaforlar,
Yazar, Fransa'da yetişmiş olmasına rağmen temel tarihleri yanlış vermiş. (1789 yerine 1786 Fransız ihtilali gibi) bu durum bende biraz bildiklerim yanlışsa bilmediklerim de yanlış gelecektir düşüncesi uyandırdı. Ancak ilerledikçe kitabın çokyönlülüğü kendini gösterdi. Dolayısıyla bu tür hataların dolu bir zihinde karışmasının mümkün olduğu
Bir psikolog ve psikoterapist olarak bunca yıllik meslek hayatımda gördüm ki bana başvuranların esas şikayeti,genellikle kendilerinde ve yakın çevrelerindeki insanlarda var olan yanlış tutum ve davranışlar... Bunlardan kimi içlerinden bir anda fişkıran ve engel olamadıkları öfkeden,kimi bitip tükenmek bilmeyen suçluluk duygusundan, kimide ne yaparsa yapsın çocuklarına söz dinletememekten sonıderece mustarip kişiler.
Can Yücel'le ikisi sınavı kazanır. Hasan Ali Yücel, ''Can gitmesin. Ben bakanım; torpil yaptı, devletin parasıyla gönderdiler derler,'' deyip Can Yücel'i göndermez. Bu aşırı dürüst tutum, Can Yücel'in hayatına mal olmuştur.
Aureliano muhalefette olmanın zararlarını yavaş yavaş kavrıyordu. "Ben liberal olsaydım, bu oylar yüzünden savaşa giderdim," dedi. Kayınpederi gözlüğünün üzerinden onu süzdü.
"Daha neler, Aurelito," dedi. "Liberal olsaydın, damadım olduğun halde oy pusulalarının değiştirildiğini bilemezdin ki."
Köyü ayaklandıran seçim sonuçları değil, askerlerin evlerden topladıkları silahları geri vermeyişleri oldu. Kadınlardan bir kısmı toplanıp Aureliano'ya gittiler, kayınpederinden ekmek bıçaklarını istemesini rica ettiler. Don Apolinar Moscote, damadına devlet sırrı açıklarcasına, askerlerin, bıçakları Liberallerin savaş hazırlığına kanıt olarak başkente götürdüklerini söyledi. Bu içten pazarlıklı, dönek tutum Aureliano'yu dehşete düşürdü. Kayınpederine hiçbir şey söylemedi. Bir akşam Gerineldo Marquez ve Magnifico Visbal, arkadaşlarıyla oturmuş bıçaklar konusunda konuşurlarken, Aureliano'ya dönüp Liberal mi Muhafazakar mı olduğunu sorduklarında hiç duraksamadı.
"İlle de bir taraf tutmam gerekirse Liberal olurum," dedi. Muhaafazakarlar hileci, düzenbaz."
Her anlamsızlık felsefesi, sırf kendini dile getirdiği için, bir çelişki üzerinde yaşar. Böylece az da olsa bir tutarlılık verir tutarsızlığa; düzensiz, bağıntısız olduğunu belirttiği şeye geçerlilik kazandırır. Konuşmak düzeltmektir. Sessizlik de bir anlam belirtmeseydi, anlamsızlık üzerine kurulmuş tek tutarlı tutum sessizlik olurdu
Bir kaç seminer ve ezberden ziyade farkındalık yaratan fikirlerden sonra insan iletişimine bakışım çok değisti.
Derdim insanlar nasıl bu kadar arkadaşlık edinebiliyor.
Fikrin uysa yaşantı uymadığı için bir olamıyorsun.
Yaşantısı uysa mizacı uymaz.
Anlaşılan o ki bugün arkadaşlık , dostluk , hatda sevgili bile sadece menfaat ve çıkarmalarımız üzerine kurulu bağlarımızdır.
Bu bağları sıkı tutmak için kimi zaman fedakar kimi zaman baskın olmak gerekir ve bunların yerini bildiğinizde , sosyal çevrede bir güc edinirsiniz. Bu güc sizi yansıtır.
Kendini tanı:
Ne yapacağınızı düşünürken yaptığınız tutumların sizinle özümser durması gerekir.
Kendini yönet:
Kararlı duruş ile Duygularını ve mantığını kontrol et
Cevreni tanı:
Cevrenin sendeki yerini iyi bil.
Cevreni yönet:
Cevrene karşı be zaman nasıl tutum sergilemen gerektiğini bil.
Yarı Müslümanlar:
Bazı insanlar Allah'a ve elçisine inançları olduğunu ve İslam'ı din olarak seçtiklerini söylerler ama İslamı hayatlarının belirli bir bölümüyle sınırlarlar. Ve bu sınırlar çerçevesinde İslam'a büyuk bir bağlılık gösterir, toplu namaz törenleri düzenleyip tesbih çekerler, yiyecek ve giyeceklerine, diğer toplumsal
"Hiç kimse şansına inanan biri kadar şanslı değildir.Hayatta her insan acı ve hayal kırıklığı yaşar ama dikkat edecek olursan hayata karşı pozitif bir tutum içinde olan kişilerin şanslı olduklarını görürsün. Bu herkesin uygulayabileceği erdemli bir döngüdür. O kadar erdemli ki bir şeyi başardığımızda kendimize olan güvenimiz artıyor, kaygılarımızdan uzaklaşıyoruz ve daha fazla şey deniyoruz.