“Sabahattin Ali kanaatimce son neslin hikâyecilerinin en kuvvetlisidir.”
Reşat Nuri Güntekin
UYARI: Burdan itibaren okuyacaklarınız Sabahattin Ali’yle ilgili çokça bilgi içermektedir. Şayet spoiler yemek istemiyorsanız ( hoş biyografinin neresi spoiler olabilir zaten her şey her yerde yazıyor neyse)
.................. Gidip şu işaretten
Sibirya denince kaçınılmaz şekilde akıllara ilk olarak ne gelir? Meşhur soğuklarıyla ünlü bir bölge. Bitti. Bu kadar. Sibirya konusunda bilgili bünyelerin bile ilk düşünecekleri şey 'soğuk' olacaktır. Oysa akıllara ilk gelmesi gereken, Sibirya'nın, soğukları ve buzları arasından dünya edebiyat tarihine doğan güneşin doğuşuna, istemeden ve dolaylı
"Yılda ne kadar harcıyorsunuz kitaba?"
"Kitaplar çok pahalı değil mi, el yakıyor."
"En iyisi kütüphaneler..."
"Ben PDF okuyorum."
"Sahaflar candır."
Son zamanlarda birçok defa şahit olduğumuz cümleler. Biri veya birkaçına mutlaka kulak misafirliği yapmış ya da doğrudan yaşamışsınızdır.
Rusya sadece yabancı devletlerin değil, şair ve yazarların da bir şekilde dikkatini çekmeyi başarabilmiş bir ülke. Almanya, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin en önemli ortak özelliği nedir? Cevap çok basit: Hepsinin de dünya savaşlarında çok büyük kayıplar vermeleri, yerle bir olmaları. “Bir Gün Yine Allı Turnam” Erdal Öz’ün Rusya ziyaretinden
Içinde yaşadığımız çağ biyolojik savaşlarla her türlü kirli oyunların döndüğü bir cağ. Hızla transhümanizm çağına evrilen insanoğlu teknolojinin baş döndürücü gelişmelerine ve yapay zekanın tuzaklarının bilincinde olmak ve bu bilinçle bu aygıtları kullanmak zorunda. Bu tarz dergiler iklim krizine vurgu yaparak yeni dünya düzenine hazırlıyor insanlığı. Dünyayı yönetenler o kadar kirli ve sapkın bir zihniyete sahip ki.. Şeytana tapanlardan tutun, Tanrıyı kıyamete zorlayanlara kadar.. Çok çok mide bulandırıcı. Pedofili sapkınların küçücük kız çocuklarını kanlı ayinlerde kurban ettiği kirli bir cağda yaşıyoruz. Ve bu tarz dergiler insanın ne kadar yıkıcı ve gereksiz bir varlık olduğuna vurgu yapıyor. Allahın yarattığına düşman. Kendi türüne düşman. Çok dikkatli okumak gerekiyor bu tarz dergileri. Çok iyi bildiğim bir şey var ki o da Allah'a rağmen plan yapamaz hiç kimse. Küreselcilerin hedefleri çok kirli. Lütfen araştırın. Ve unutmayın; onların planları,tuzakları varsa Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Ve tüm planlar Allah'ın yüce planları dahilinde gerçekleşir, O'na rağmen plan kuramazlar. Bize düşen ise Allah'ın şu sözüne uyup bu sözü düşümek derin derin ; "Sizleri yeryüzündeki halifelerim kıldım".
Iyi geceler..
Beni biraz olsun bilenler bilir ki Oğuz Atay’ın yeri bende farklıdır. Eskiden yazdıklarıyla ve yarattığı karakterlerle kendimi örtüştürüp işte benim yazarım bu demişken hayatını okuduğum zaman daha da kendimi gördüm. Zorla istemediği bölümü okutmadan tutun yaşadığı hayata kadar çoğu konuda kafamda tamamlandı artık. Şimdiye kadar Oğuz Atay hakkında çeşitli makaleler ve kitaplar okusam da en kapsamlı bir şekilde okuduğum yer bu dergi oldu. Tavsiye ederim, iyi okumalar dilerim.
Ahmet Erhan;
Dostluğun, acının, denizin, portakal ağacının şairi...
Nasıl giriş yapsam, ne gibi şeyler yazsam eksik kalacak biliyorum, biliyorum ama yine de yazıyorum...
İlk olarak Ahmet Erhan tohumlarını içimize atan ve filizlendirip, dallandırıp budaklandıran
Mete Özgür 'e daha sonra ise kendisi kardeşim/ablam hatta
Her birimizin yandığı, acıya kestiği zamanlar olmuştur. Fakat sabahına güneş yine doğmuştur. Kalbinizi serin, yol ihtimalinizi hep açık tutun. Hayat siz olduğunuz zaman güzel.
''İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.''*
William Godwin ve Mary Wollstonecraft'ın kızı ‘’Mary Wollstonecraft Godwin’’, 30 Ağustos 1792’de
Etkili bir kitap asil bir kıza asla zarar veremez fakat içi boş bir yazar onu bunaltır, cana yakın budalalıkları onu alçaltır. Asil bir kız içerisinde eski ve klasik kitapların bulunduğu iyi bir kütüphaneye erişirse seçim yapmasına hiç de gerek yoktur. Modern dergi ve romanları onun yolundan uzak tutun, her gün kütüphaneye gitmesine ilişmeyin ve onu yalnız bırakın.
"Sıra yaşamı mutlu kılanın ne olduğunu açıkça görmeye geldiğinde, ışık el yordamıyla aranır"
Seneca
Bauman'ın bu eseri uzun bir giriş bölümü, sonrasında üç ana bölüm ve son sözden oluşmaktadır. Kendim için tanımlayacak olursam bu kitap "Büyük bir eserdir." Tekrar okuyacak olduğum bir eser olmasına rağmen bu defaki okumadan
Dünya bazen bir tütün dumanında,bazen bir göz kenarında,bazen bir ana bekleyişinde saklıydı.Dönen duran dünya.Geçer deriz geçmez de çoğu şey, pelesenk olmuş işte dile...