“Sabahattin Ali kanaatimce son neslin hikâyecilerinin en kuvvetlisidir.”
Reşat Nuri Güntekin
UYARI: Burdan itibaren okuyacaklarınız Sabahattin Ali’yle ilgili çokça bilgi içermektedir. Şayet spoiler yemek istemiyorsanız ( hoş biyografinin neresi spoiler olabilir zaten her şey her yerde yazıyor neyse)
.................. Gidip şu işaretten
Sibirya denince kaçınılmaz şekilde akıllara ilk olarak ne gelir? Meşhur soğuklarıyla ünlü bir bölge. Bitti. Bu kadar. Sibirya konusunda bilgili bünyelerin bile ilk düşünecekleri şey 'soğuk' olacaktır. Oysa akıllara ilk gelmesi gereken, Sibirya'nın, soğukları ve buzları arasından dünya edebiyat tarihine doğan güneşin doğuşuna, istemeden ve dolaylı
"Yılda ne kadar harcıyorsunuz kitaba?"
"Kitaplar çok pahalı değil mi, el yakıyor."
"En iyisi kütüphaneler..."
"Ben PDF okuyorum."
"Sahaflar candır."
Son zamanlarda birçok defa şahit olduğumuz cümleler. Biri veya birkaçına mutlaka kulak misafirliği yapmış ya da doğrudan yaşamışsınızdır.
Rusya sadece yabancı devletlerin değil, şair ve yazarların da bir şekilde dikkatini çekmeyi başarabilmiş bir ülke. Almanya, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin en önemli ortak özelliği nedir? Cevap çok basit: Hepsinin de dünya savaşlarında çok büyük kayıplar vermeleri, yerle bir olmaları. “Bir Gün Yine Allı Turnam” Erdal Öz’ün Rusya ziyaretinden
Bu inceleme, modern Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Ömer Seyfettin'in Dama Taşları isimli kitabı hakkında fikirlerimi sunacak.
Öncelikle yazarımız ile başlamak istiyorum. Ömer Seyfettin yazar, şair olmasının yanında farklı dönemlerde asker ve öğretmenlik görevlerinde bulunmuş, Yeni Lisan hareketinin ve dolayısıyla Milli Edebiyat
Beni biraz olsun bilenler bilir ki Oğuz Atay’ın yeri bende farklıdır. Eskiden yazdıklarıyla ve yarattığı karakterlerle kendimi örtüştürüp işte benim yazarım bu demişken hayatını okuduğum zaman daha da kendimi gördüm. Zorla istemediği bölümü okutmadan tutun yaşadığı hayata kadar çoğu konuda kafamda tamamlandı artık. Şimdiye kadar Oğuz Atay hakkında çeşitli makaleler ve kitaplar okusam da en kapsamlı bir şekilde okuduğum yer bu dergi oldu. Tavsiye ederim, iyi okumalar dilerim.
''İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.''*
William Godwin ve Mary Wollstonecraft'ın kızı ‘’Mary Wollstonecraft Godwin’’, 30 Ağustos 1792’de
Etkili bir kitap asil bir kıza asla zarar veremez fakat içi boş bir yazar onu bunaltır, cana yakın budalalıkları onu alçaltır. Asil bir kız içerisinde eski ve klasik kitapların bulunduğu iyi bir kütüphaneye erişirse seçim yapmasına hiç de gerek yoktur. Modern dergi ve romanları onun yolundan uzak tutun, her gün kütüphaneye gitmesine ilişmeyin ve onu yalnız bırakın.
"Sıra yaşamı mutlu kılanın ne olduğunu açıkça görmeye geldiğinde, ışık el yordamıyla aranır"
Seneca
Bauman'ın bu eseri uzun bir giriş bölümü, sonrasında üç ana bölüm ve son sözden oluşmaktadır. Kendim için tanımlayacak olursam bu kitap "Büyük bir eserdir." Tekrar okuyacak olduğum bir eser olmasına rağmen bu defaki okumadan
Dünya bazen bir tütün dumanında,bazen bir göz kenarında,bazen bir ana bekleyişinde saklıydı.Dönen duran dünya.Geçer deriz geçmez de çoğu şey, pelesenk olmuş işte dile...
Küba'da puro saranlar (Los Torcedores) ülkenin en eğitimli kitlesi sayılırmış. Malum, puro sarmak sıkıcı ve zahmetli bir iş; işçiler ilkokul öğrencileri gibi sıralara dizilip bütün gün elleriyle tütün yaprağı sararlar. Küba'da bir gelenektir, o sırada daha yüksek bir platforma oturmuş ve elinde mikrofon olan bir kişi kitap okur. Puro saranlar çalışırken kendisini dinlemeyi de aksatmazlar.
Küba Purosu= Bakire kızlarına bacaklarında sardığı en purolar olarak bilirdim. Bunu öğrenince bundan utandım :(Kitabı okudu
Bu ay Zülfü Livaneli olur da kaçırır mıyım hiç? Livaneli’nin biyografisinden tutun da kitaplarına, yaşamına dair çok keyifli sohbetler var
Masa dergi ailesine teşekkür ederim
Necip Fazıl Kısakürek'in "Üstat, neden sigarayı bırakmıyorsun?" diye soranlara, "Benim için yanan bir sigaram var, ondan da mı vazgeçeyim!" diye savunduğu tütün, beş asırdır hayatımızda.