Fahrenheit 451 kağıdın tutuşma sıcaklığı
Bradbury, Ekran, Sinema, televizyon bilgisayar Çağının okumayı sona erdirebileceğini öngörüyor ve düşünüyordu dolayısıyla bundan ötürü böyle güçlü Distopya veya Bilim kurgu eserini kaleme aldığını düşünüyorum. Günümüzdeki enformasyon çağında geldiğimiz noktanın bu minvalde olduğunu az çok hepimiz görebiliriz.
Eserden söz edelim öyleyse.
Mehmet Aşçı... 47 yaşında ve tek derdi anlaşılmak.
İntikam almak için girişilen bir şakanın yol açtığı Ruhunu Satanlar Derneği de neyin nesiydi derken, kitabın içindeki anlatıcı başlıyor hikâyesini anlatmaya. Hem de o kendine özgü lisanıyla...
Leyla ve bir yemeğin hikayesi üzerinden ilginç bir yolculuğa çıkarıyor yazar. Anlatıcının o eski lisanı ile bütünleşen cümlelerin, geçmiş ile olan bağını da hatırlatıyor.
Bir yemek nasıl olur da lanetli olur derseniz içindeki hikayeyi okumanız yeterli. Yazarın satır aralarında okuyucuya da işin içine sokması, kitaba ayrı bir hareket katmış.
Özel bir icat olan Ahir yemeğini Leyla'ya yaptığı günün tüm detaylarını öyle güzel vermiş ki yazar, tüm inceliği ile o sahneleri zihnimde canlandırıp okudum. Sizce Leyla bu yemeği sevdi mi dersiniz? O günden sonra her şey bambaşka oldu.
Mehmet'ten bahsetmek istiyorum biraz. O, kıyafetleri, tarzı, konuşması ile eskilerden, eskide kalmış bir insandı. Leyla ise tam tersiydi. Anayolu ortadan ayıran beyaz çizginin iki tarafı gibiydiler. Biri geçmişe diğeri geleceğe gidiyordu sanki.
Sonrasında tam olarak nedenleri yazmasam da büyüsü bozulmasın diye, yolları ayırma vakti gelmişti ama bu Mehmet için sanki ölümcül bir acı oldu. Yazar karakterin acısını nakış nakış işlemiş satır aralarına, siz de okurken derinlerde hissediyorsunuz.
Tüm bu gelişmelerin ardından Ruhunu Satanlar Derneği'nin hikayesi başlıyor. İnsan bazen bir fitili ateşler ama küçücük bir tutuşma olacağını zannederken, önünü alamadığı bir yangınla karşılaşır.
6/10
Şu an kitap hakkında düşüncelerimi yazamayacak kadar üşeniyorum ama bir yandan da yazmak istiyorum o yüzden yazmaya devam edeceğim. Öncelikle kitap oldukça akıcıydı aynı gün içerisinde sabah başladım akşam bitirdim ve nasıl bittiğini anlayamadım bunda kitabın kısa olmasının da etkisi var (yaklaşık 330 sayfa) ana karakterlere karşı yoğun bir sevgi veya bağlılık hissetmedim kötü değildi ama çok da benimsediğimi söyleyemem Yan karakterini sevdim sanırım sadece devamını merak edeceğim türden bitti ama devam kitabı için çok da çıldırmıyorum bol smut kitaplarının sorunu bu smut sahnelerini okuduktan sonra kitabın devamı için çok da heyecanlı hissetmiyorum fantastik kitabın içndeki el ele tutuşma sahnesi çılgınca feels geçirmeme sebep olurken bu tarz smut kitaplarındaki en hardcore sahneler sıradan geliyor. Okuduğum diğer darkromance kitaplarına göre daha açık sözlü diyaloglar vardı talk dirty tarzında smut sahneleri de gayet bol ve iyi yazılmıştı yani reading slumptan çıkayım çok kafama takılmasın çerezlik okuyayım bitsin tarzında bir kitap okumak istiyorsanız tavsiye ederim
Winter/adrian
Kitap okumanın yasak olduğu bir dünyada yaşadığınızı hayal edebiliyor musunuz?
Ray Bradbury, "Fahrenheit 451" adlı kitabında tam da böyle bir dünyayı anlatıyor.
Özet
Fahrenheit 451'de itfaiyeci Guy Montag, Amerika Birleşik Devletleri'nde kasvetli ve kurgusal bir toplumda yaşıyor. Ancak bir itfaiyeci olarak görevi yangınları söndürmek olan Guy, onun aksine tutuşturmak olduğuna inanıyor. Fahrenheit 451 dünyasında, itfaiyeciler ceza olarak kitap sahibi insanların evlerini ateşe verirler.
Ray Bradbury'nin bilim kurgu romanı Fahrenheit 451 1953'te yayınlandı. Adı, kağıdın tutuşma sıcaklığından bahsediyor. O sırada Bradbury'nin varsayımına göre, 451 Fahrenheit dereceydi. Bu da 232 santigrat dereceye karşılık gelir. Bu dispotik (geleceği anlatan) çalışma, kitap bulundurmanın yasak olduğu ve acımasızca cezalandırıldığı bir dönemi tasvir ediyor. Ana karakter itfaiyeci Guy Montag'dır. Önce devlet adına kitap yakar, sonra kitap aşığı olur. Olaylar, belirsiz bir gelecekte ABD'de geçiyor.
Fahrenheit 451 yorumuna siz başka neler ekleyebilirsiniz?
Fahrenheit 451
Kitabı aslında ne beğendim ne de beğenmedim sonlara doğru sıktı beni. Ana karakterimiz Montag kendisi bir itfaiye görevlisi fakat bu distopyadaki itfaiyelerin görevi bizim bildiğimiz yangın söndüren itfaiyecilerden farklı. Kitabın da ismi olmasına vesile olan kitapları yakanlar itfaiyeci görevi görüyor fahrenheit 451 ise bir kitabın tutuşma derecesi imiş açıkçası benim ilgimi çekti ve bu kitabı da rüyamda gördüğümden dolayı aldım. Bazı noktalar günümüze ve geleceğe ışık tutabilecek nitelikte örneğin her önüne gelenin kitap yazması ve kitaplar ile kitap okurlarının günden güne değersizleşmesi gibi. Sonuçta bir şeyden ne kadar fazla var ise o şey ters orantıda değerini kaybediyor. Kitabı önerir miyim peki önerebilirim ama önermem de öyle arada bıraktı beni.
Herkese merhaba. Yine biten bir kitap ile karşınızdayım. Sherlock Holmes'un kitapları gerçekten muazzam nitelikte. Bu da o muazzam kitapları listeme eklenmiş durumda. Kitap akıcı ve gerçekten merak uyandırıyor. Bir kitap eğer sizi kendine çekiyor ise gerçekten sizin zevkinize uyum sağlıyor demektir. Sanki olayları okuyucu çözüyor gibi ve okuyucu ile gerçekten samimi bir üslup ile yazılmış bir roman. Sanırım en sevdiğim bölüm Dörtlerin Birliği idi. En uzun süren bölümdü ama gerçekten her ayrıntısını atlamadan ve kafamda canlandırarak okudum. Sonunda Jonathan Small'un olayı özetlemesinin ve kendi durumunu açığa çıkarmasının bölümü daha da anlaşılır kıldığını düşünüyorum. Bölümde çok fazla karakter ve anlaşılması hoş özellikler mevcuttu. Fazla karakter olması her zaman için hikayeyi uzun ve güzel kılar. Mekan, zaman gibi unsurlar da kafamızda oluşuyor ki bu biraz da kahraman bakış açısı ile yazıldığı için. Ama beğenmediğim bir nokta vardı. Bayan Morstan ile Dr. Watson aşkı biraz olayı dağıtmış. Yani zaten roman kahraman bakış açısı ile yazılmış bir roman ve Dr. Watson'un gözünden aşk anlatılması, o heyecanı kursağımda bıraktı. Polisiye gerilim kitabında olaydan uzaklaşıp bir kadına olan ilgiyi anımsatmak kafamızda oluşan olay örgüsünü de zedeliyor. Sonunda tabi evlilik teklifi ediyor ama tam kovalamaca varken olayda el ele tutuşma sahnesi anlatılırsa bu hikayenin yarım bırakılmasına bile neden olabilir.
İncelememi bitirmeden önce belirtmek isterim ki bu öznel bir incelemedir.
Hepinize iyi okumalar dilerim...
Sherlock Holmes - Akgürgenlerin Esrarı / Dörtlerin BirliğiArthur Conan Doyle · Gönül Yayıncılık · 2017243 okunma