Eskiden olsa onu öfkelendirmek için kinci bir tutuma başvururdu, fakat insan nefret içerisinde çabuk ve yoğun öğreniyor.
Sayfa 56Kitabı okudu
Açtı, ama nasıl? Domuzuna.
Açlık, geveze bir arkadaştır. Aç adam dehşetli düşünür. Dehşetli karar verir. Fakat canına tak demeyince, bir şeyler beceremez.
İşte Zeki Çizer, Beyazıt’tan türbeye doğru yürüyorken, hem düşünüyor, hem de içinden söyleniyordu:
“Şimdi bir güzel bayana rastlasam, otomobilinde giderken beni görse. Olur ya kadındır, birdenbire sevse... Ateş-i aşkımdan yansa, tutuşsa, divane olsa. Ama öyle cebi deliklerden olmasa, mal, mülk, han, hamam, apartman sahibi cinsinden bir güzel bayan. Düşse peşime. Yalvardıkça yüz vermesem, üstüme düştükçe naz etsem. Nihayet kesenin ağzını açsa, giyinip kuşansam... Bir Avrupa seyahati... Luvr Müzesi...”
İhtimâldir padişahım belki deryâ tutuşa!
`
Her şeyin kolayca akıp gitmesine fırsat ver, hiçbir şeyi tutma, hiçbir şeye tutunma.
Marcus Aurelius
