Sümeyye TETİK

Reklam
İlk tekbir, ilk kıyam, ilk secde...
Sayfa 95 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Ölüm Korkusu
Hayatımda ilk kez Azrail meleğinin soğuk dokunuşlarını tenimde, yüreğimde ve kanımda hissediyordum. Bir melekten korktuğum için değil, çok günahkâr olduğum içindi bu korku.
Sayfa 90 - Nesil YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
helal be!
Bakın beyim! Bizler dağda, bağda büyümüş insanlarız. Büyüklerimiz bizlere güzel konuşmayı öğretmediler, ama adam olmayı öğrettiler. Biz insanlara para için değil, insanlık için yardım ederiz. Garibana, yolda kalmışa, yardıma muhtaç olana kapımızı açar, bütün imkânlarımızı seferber ederiz. Onların canı, canımız; malı da emanetimizdir. Biz büyüklerimizden böyle gördük. Bunları da kullar takdir etsin diye değil, Allah rızası için yaparız. Sizin gibi bir insanın parası bizim elimizi, cebimizi ve midemizi kirletir. Allah nasip etmesin.
Sayfa 77 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
28 Şubat
"28 Şubat süreci" olarak bilinen, dindar insanlarla yapılan akıl almaz baskı döneminde babamın sevinç gözyaşları döktüğünü hatırlıyordum. Hele o insanların mahkeme ve hapishanedeki dramları basına yansıyınca babamın mutluluktan uçtuğunu nasıl unuturum?
Sayfa 72 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz farklı dünyanın gençleriyiz. Ortak hiçbir noktamız yok. Bunun için size ümit vermek istemiyorum. Bizim evlenebilmemiz için, sizin Hifa Hatun, benim de Süheyb olmam lazım. Bu da mümkün olmadığına göre size dua etmekten başka çarem yoktur. Bütün bunlara rağmen Rabbim isterse ona da boyun eğeriz. Döndü, gitti. Ortada kalakalmıştım...
Sayfa 66 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Esrarlı Arkadaş
Adamın biri her duasında "Allah'ım ruhumu alırken ruhumun bile haberi olmasın" diye dua edermiş. Bir gün hastalanmış, eşi yemek hazırlarken kapı çalmış, kapıdaki kişi "Arkadaşımın hasta olduğunu duydum, bunun için ziyarete geldim" demiş. Hasta adam da arkadaşını görünce çok sevinmiş. Sohbet sırasında arkadaşı: "Gel
Sayfa 61 - nesilKitabı okudu
Yüce Rabbim, kendisini seven ve kendi rızası için çalışan kullarının isteğini geri çevirir mi? Onun (c.c.) af ve merhameti o kadar fazla ki, bütün kulların günahı toplansa, Onun affının bir damlası yapmaz. O samimi yürekleri, içten yakarışları, tövbe edenleri, hata ve kusurları için gözyaşları dökenleri eli boş gönderir mi?
Her kışın bir baharı, her gecenin bir gündüzü vardır.
Bediüzzaman Said Nursî adındaki bilge bir gönül adamı, İstanbul’dan Van’a giderken iki öğrencisi ile birlikte bugünkü Gürcistan’ın baş şehri olan Tiflis’e uğrar. Tiflis o tarihlerde Müslüman Türkleri sindirme politikası uygulayan Rus devletinin önemli bir şehridir. Said Nursi bir ikindi vaktinde, Tiflis’te, Şeyh Sanan tepesine çıkmış etrafı izlerken, yanına bir Rus polisi gelir. -Neden böyle etrafa dikkatle bakıyorsun, diye sorar. Said Nursi de kararlı ve keskin ifadelerle: -Medresemin (okulumun) planını yapıyorum, der. Bir anda şaşıran Rus polis: -Nerelisin, diye müdahele eder, alaycı bir tavırla. -Bitlisliyim. -İyi de burası Tiflis’tir, sen yanlış yerde hayal kuruyorsun. Said Nursi o etkileyici bakışlarını Rus polisine çevirir. -Sen bilmez misin ki Tiflis, Bitlis kardeştir. Bu çıkış karşısında Rus polisi daha da şaşırır. -O ne demek? Said Nursi geleceği keşfeden o güçlü hisleriyle tek tek anlatmaya başlar: -Asya’da, İslam aleminde, üç nur birbiri arkasında parlamaya başlayacaktır. Sizde de üç karanlık birbirini takip edecektir. Sizin şu baskıcı ve despot rejiminiz yıkılacak, ben de gelip buraya medresemi (okulumu) yapacağım...
Herkesin arayıp da bulamadığı...
Ben onun paklığına, temizliğine, insanlığına ve dürüstlüğüne vurulmuştum. Benim onda bulduğum dış güzellik değil, ruh güzelliği ve beyefendiliğiydi.
Reklam
Ana kurban...
Ben öz annemden bile böyle içten, riyasız ve menfaatsiz bir ilgi görmemiştim. Her haliyle içime huzur serpmiş, sevgiye aç olan ruhumu beslemişti. Daha da önemlisi; bana insanları güvenebilmeyi öğretmişti.
Ölümden Kaçış
Nasıl olduğunu anlamadan kendimi bir anda dışarıda buldum. Ancak içime dolan dumanın bıçak gibi nefesimi kesişine daha fazla dayanamayarak cadde üzerindeki dondurucu karlar üzerine bıraktım kendimi... İliklerime kadar işleyen buz gibi havada ölüm kalım mücadelesi veriyordum. "Ah bir nebzecik nefes... Boğuluyorum... Ne olur Allah'ım! Bir soluk..."
"Allah'a giden yollar çoktur, ben aşkı seçtim" diyor Mevlana. Ben de diyorum ki, 'Aşka giden yollar çoktur, ben Allah'ı seçtim.'
Sayfa 128Kitabı okudu
Ben neyi aradıysam bu hayatta, hep benden kaçtı. Fark ettim ki sonradan, ben bir şeyleri ararken tek bir kuvvet de beni arıyordu. Aradığım benden kaçarken, ben de beni arayandan kaçıyormuşum.
Sayfa 126Kitabı okudu
Müslüman için hüzün hiç bitmeyecek. Ölene kadar hüzünle akraba bağı olacak. Hiçbir şey olmasa bile, Resulullah'ın yokluğu yetecek Müslümana.
Sayfa 124Kitabı okudu
1,541 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.