Bütün hayat, tüy gibi hafiftir, büyülü anlarda.
Sayfa 49 - PatronKitabı okuyor
ANNECİĞİM
Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim! Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim! Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış çırpınmak için; Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim!..
Sayfa 97 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bir tüy, bir mürekkeb hokkası ve bir kağıt beni her zaman bir kılıçtan ya da tabancadan daha çok korkutmuştur."
Günaylayı elinden tutup kaldırdım. O beli bükük evlerden birinin karanlığına çektim. Sonra kollarımın arasına alıp öptüm. Dudaklarını, buz gibi yanaklarını, yumulu gözlerini... Kollarımın arasında bir tüy yumağı gibi küçük, yumuşak ve ılıktı. Sanki yıllardır bu küçülmeyi bekleyip durmuştu. Yaşamının sonuna dek de öylece kalırdı. Titreyerek, iç çekerek, kim bilir, mutluluktan ya da acıdan ağlayarak...
Ah sevgi gözleri bağlıyken bile Nasıl da görür, yolunu seçer dilediğince! Neler doğuyor nefretten, ama daha çoktur sevgiden doğan Uyumlu biçimlerin biçimsiz kargaşası, Kurşun tüy, parlak duman, soğuk ateş, sayrılı sağlık! Hep uyanık uyku... Bunların hiçbiri değil. Bu sevgiyi duyarım, ama haz duymam ondan.
Sayfa 11
Özgürlükten köleliğe
İnsanlar kaba saba kulübeleriyle yetindikleri, hayvan derisinden yapılmış ve birbirine dikenler ve balık kemikleri ile tutturulmuş giysilerinden tatmin oldukları, tüy ve deniz kabuklarından süsledikleri, vücutlarını farklı renklere boyadıkları, yay ve oklarını geliştirdikleri, keskin taşlar kullanarak kayık yaptıkları, basit müzik aletleri yaptıkları, kısaca tek bir insanın yapabileceği işler üstlendikleri ve birçok kişinin ortaklaşa çalışmasını gerektirmeyen zanaatlarda bulundukları sürece; yapılan el verdiği ölçüde, karşılıklı ve bağımsız ilişkiden keyif almayı sürdürdükçe özgür, dürüst ve mutlu hayatlar yaşadılar. Fakat insan, bir diğerinin yardımına koşmaya başladıktan; her bireye, iki kişilik erzak sağlamaya avantajı geldikten sonra; eşitlik ortadan kalktı, mülk kavramı ortaya çıktı, çalışma kaçınılmaz oldu, alın teriyle ıslanan engin ormanlar kölelik ve sefaletin ekinlerle birlikte filizlenip büyüdüğü tarlalara dönüştü.
Sayfa 85 - Fa Yayınları
Reklam
"Her yanın bataklık ayaklarına yapışıyor,seni korkunun,acımanın,umutsuzluğun batağına çekmek istiyor. İşte,bunun için yavaşça,tüy gibi atmalısın adımlarını. Yavaş canım,parmaklarının ucunda;tüm yükleri bırakmış,her türlü engelden kurtulmuş olarak."
Kartaldan tüy koparan er geç gagayı yiyecektir.
Sayfa 182 - PrexyKitabı okuyor
Tarih, insan yaşamları kadar hafiftir; dayanılmaz derecede hafif, bir tüy kadar, yukarı doğru süzülüp havaya karışan toz, yarın var olmayacak herhangi bir şey kadar hafif.
Sayfa 241Kitabı okudu
Kadın hafifçe titreyerek kollarını okşadı. Aslında saçlarının her telini, beyaz kollarındaki belli belirsiz tüy- lerini diken diken eden sadece rüzgâr değildi... Gün henüz doğmamıştı. “Güneş bugün biraz daha geç doğsa," dedi. Sesini kendi duydu. Elindeki kahve fincanını sımsıkı tuttu. Başını hafifçe kaldırdı.
Sayfa 63
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.