Hacı Beşir Ağa’nın hayatını öyle hareme intizam vermekle geçirmiş bir zenci bir hadım ağa olduğunu zannetmeyin… Sahip olduğu büyük serveti hayır işlerine harcayan ilim ve sanat hâmîlerinden ve aynı zamanda kitap meraklılarından idi! Cağaloğlu’nda hâlâ ibadete açık olan bir cami, çok sayıda çeşme ile başka hayır müessesesi yaptırmış, topladığı birbirinden nâdir elyazması kitapları yaptırttığı kütüphanelere bağışlamış, İslâm dünyasının ilk matbaacısı olan İbrahim Müteferrika’yı bu işe o teşvik etmiş, hattâ Müteferrika’nın kurduğu ve yine Türkiye’de ilk olan kâğıt fabrikası da onun Yalova’daki çiftliğinin arazisinde açılmıştı.
Hacı Beşir Ağa’nın kitapları bugün Süleymaniye Kütüphanesi’nde muhafaza ediliyor ama ilim dünyası onun ismini uyunca yaptığı bütün bu önemli işlerin haricinde bir başka büyük hayırı ile hatırlıyor: Evliya Çelebi’nin meşhur “Seyahatnamesi”ni unutulmaktan kurtarmasını, eserin Mısır’da olan tek elyazmasını İstanbul’a getirterek yine elyazması olarak çoğalttırmasını ve Evliya Çelebi’nin isminin onun sayesinde yaşamasını!
Beşir Ağa 1746’da vefat etti ve bu büyük ilim ve sanat korucusunun hatırasına lâyık olduğu hürmeti gösteren devlet, onu Eyüpsultan’ın kabrinin ilerisine defnetti.
Murat Bardakçı - Habertürk köşe yazısı