Seyrü sülüke başlayan kimse zikirle meşgul olmak isterse, nefsanî arzu ve hevesleri azaltıp bulunduğu anı hayatında son nefes olarak değerlendirmelidir
Bilmek gerekir ki Allah Resûlü'ne (sallallahu aleyhi vesellem) gereği gibi ittiba etmek ancak kalbin mâsivadan kurtulmasıyla mümkündür. Bu da muhabbet ile elde edilebilir
Marifet, Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem] tâbi olmadan hâsıl olmaz. Bütün tahkik ehli zatlar, bu hususta aynı görüştedir. Tâbi olmak da tâbi olmayı gerektiren şeyin ne kadar bilindiğine bağlıdır
"Kalbe gelen bütün keşifleri, halleri bize verseler fakat kalbimizi Ehl-i sünnet itikadı ile süslemeseler, kendimi mahvolmuş halimi harap bilirim."
Ubeydullah Ahrar (k.s)