HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012111,2bin okunma
Reklam
Birsen'in çözmesi gereken elli Türkçe testi,altmış matematik problemi,doldurması gereken üç başvuru formu,bitirmesi gereken yedi proje ödevi,yazması gereken bir günlük,okuması gereken yetmiş sayfa kitap,yapması gereken sanat egzersizleri,denemesi gereken bilim deneyleri olduğunu ve tüm bunlar için Birsen'e bir saat on iki dakika elli üç saniye verdiğini söyledi.Birsen benimle görüşemezdi.
Sayfa 30 - Taze KitapKitabı okudu
224 syf.
10/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Bir gün sanki hiç yaşamamış gibi ölüp gideceğim." Zamanınızı sorumsuzca harcıyorsunuz. Küçük bir hesapla bunu size ispat edeceğim. Bir dakika altmış saniyedir. Bir saat altmış dakikadır. İzleyebiliyor musunuz?" "Altmış kere altmış, üç bin altı yüz eder. Yani bir saatte üç bin altı yüz saniye vardır. Bir gün yirmi dört saattir. O
Momo
MomoMichael Ende · Kaynak Yayınları · 199665,6bin okunma
Arkadaşım öldü ve sonra dirildi diyen bir dangalak vardı buralarda geçen sene.
CNN özel programlarında) ortaya koyduğu üzere, donma derecesine yakın göllere ve nehirlere düşüp "ölen" insanlar aslında tam ölü değildir. Ana gövde sıcaklığı çok hızlı ve keskin biçimde düştüğünden, hayati beyin ve vücut dokuları daha sonra hayata döndürülmeye yetecek bir süreyle korunmuştur. Fiilen ölü bir kişinin dirilişi gibi
Sayfa 175 - PdfKitabı okudu
Sanırım üç gün olmuştu. Belki de daha fazla. Günden güne zaman kavramını yitiriyorum. Bir şey bir saat önce mi gerçekleşti yoksa bir hafta önce mi, karar vermekte zorlanıyorum. Ne diyordum? Sanırım üç gün olmuştu. Ya da üç dakika. Üzerinden ne kadar zaman geçtiğinin ne önemi var? Sonuçta bu şey oldu ve bunu kimse değiştiremez. Evet, üç gün olmuştu. Üç gün, yedi saat, on bir dakika, beş saniye, ve altı, ve yedi, ve sekiz, ve dokuz...
Reklam
Agarta-Şambala, Anunnaki, Elohim
_Agarta, tanrısal üstün ırk Aryanların yaşadığı iddia edilen yer altı imparatorluğudur. Başkenti ise Şambala’dır. Agarta iyiliği, Şambala kötülüğü temsil eder. Dünyada yaşanan tüm olayların Agarta-Şambala mücadelesinden ibaret olduğu iddia edilir. Agarta, teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki devrenin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten
341 syf.
9/10 puan verdi
·
21 günde okudu
SPOILER!
Atomik 1. Bir şeyden son derece az miktarda olan; daha büyük bir sistemin en küçük birimi. 2. Çok büyük bir enerji ve güç kaynağı. Alışkanlık 1. Düzenli olarak tekrarlanan bir rutin ya da uygulama; belli bir duruma otomatik bir tepki 1 Atomik Alışkanlıkların Şaşırtıcı Gücü KÜÇÜK ALIŞKANLIKLAR NEDEN FARK YARATIR? "İyi alışkanlıkların değeri
Atomik Alışkanlıklar
Atomik AlışkanlıklarJames Clear · Pegasus Yayınları · 202210,3bin okunma
● Sıfır-üç yaş arasındaki çocuklar ekranlardan uzak tutulmalıdır. ● Bir çocuk üç-dört yaşından sonra günde on-on beş dakika tablette oyun oynayabilir. En fazla kırk beş dakika televizyon izleyebilir. Günde toplam bir saati geçmemesi ideal olandır. ● Yedi yaş sonrasında ise ekrana maruz kaldığı süre en fazla bir buçuk-iki saat olmalıdır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Her saniyemiz değerli gerçekten
Zaman nereden bulunur? Tasarruf edilerek! Siz, Bay Fusi, zamanınızı sorumsuzca harcıyorsunuz. Küçük bir hesapla bunu size ispat edeceğim. Bir dakika altmış saniyedir. Bir saat altmış dakikadır. İzleyebiliyor musunuz?" "Elbette" dedi Bay Fusi. XYQ/384/b numaralı ajan, gri renkli bir kalemle sayıları aynanın üzerine yazmaya başladı: "Altmış kere altmış, üç bin altı yüz eder. Yani bir saatte üç bin altı yüz saniye vardır. Bir gün yirmi dört saattir. O halde, bir günde üç bin altı yüz kere yirmi dört, seksen altı bin dört yüz saniye vardır. Bir yıl içinde ise bilindiği gibi üç yüz altmış beş gün bulunur. Bu da yılda otuz bir milyon beş yüz otuz altı bin saniye yapar. Ya da on yıl içinde bu süre, üç yüz on beş milyon üç yüz altmış bin saniye eder. "Siz ne kadar yaşayacağınızı tahmin edersiniz, Bay Fusi?" Bay Fusi, "Şimdi..." diye durakladı. "Yetmiş veya seksen yaşıma kadar yaşarım inşallah." "İyi" diye duman adam devam etti. "Biz, ne olur ne olmaz deyip yetmiş kabul edelim. Bu, üç yüz on beş milyon üç yüz altmış bin kere yedi eder. Bu da iki milyar iki yüz yedi milyon beş yüz yirmi bin saniye demektir." Bu sayıyı aynanın üzerine yazdı: 2 207 520 000 saniye. Sonra, altını birkaç kere çizerek açıkladı: "İşte Bay Fusi, sizin elinizdeki bütün sermaye bundan ibaret."
Kaynak yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kesin olmakla birlikte, bundan on yıl evvel tam da bugün görmüştüm seni ilk defa. Üşenmedim hesapladım. Tam yüz yirmi ay, beş yüz yirmi hafta, üç bin altı yüz elli gün, seksen yedi bin altı yüz saat, beş milyon iki yüz elli altı bin dakika, üç yüz on beş milyon üç yüz altmış bin saniye sensizliğe tahammül etmiş bir adam müsveddesiyim ben! Ve tabiri caizse pısırmaya devam ettiğim her saniye aleyhime işliyordu.
Evvelâ teşkilâtın genişliğinden ve lüzumsuzluğundan bahsettiler. İşsizliğin alabildiğine yürüdüğü bir memlekette bu kadar insana iş bulmuş olmamızı hiç hesaba katmadan, üç müdürlüğün,on bir şube müdürlüğünün, kırk yedi daktilo ve iki yüz yetmiş bir kontrol memurunun çokluğunu durmadan başımıza kaktılar. Sonra, sanki bir saatte yelkovan, akrep, zemberek, pandül, mil hakikaten yokmuş ve hakikaten zaman dediğimiz şey, saat, dakika, saniye ve sâliseye ayrılmazmış gibi bu şube müdürlüklerinin adlarıyla alay eltiler.
Sayfa 14 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
Resim