Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Artık, şu noktaları akılda tutarak sapiens'in deliliğini anlayabiliriz: 1) Zihnin içinde olup biten (öznel, hayali) ile zihnin dışında olup biten (nesnellik, gerçeklik) arasındaki bilişsel ilişkide temel bir muğlaklık ve karar verilemezlik. 2) Gürültünün ve becerilerin artışıyla birlikte genetik denetimdeki gerileme ve parazitlenme. 3) Üç katmanlı sistemdeki zayıf istikrar. 4) Daha şimdiden tali bir fenomen olan fakat henüz bir merkez olmamış bilincin zayıflığı; yani öznenin nesne gibi nesneleştiği, nesnenin öznelliğe dahlinde kavrandığı ve zihnin gerçek ile hayali olan arasındaki ilişkiyi kontrol etmeye çalıştığı bir fenomen olarak bilincin zayıflığı.
Sayfa 119Kitabı okudu
"Don Kişot" için söylenmiş güzel bir sözle bitireyim; "İnsan onu hayatında üç kez okumalıdır. Kahkahanın kolayca dudaklara fırlayıp duyguları harekete geçireceği gençlikte, mantığın hakim olmaya başladığı orta yaşta, her şeye felsefe açısından bakıldığı ihtiyarlıkta". Cervantes ve "Don Kişot" üzerine söylenecek çok şey var, belki de hiç bir şey yok. Çünkü, o, okunduğunda kendisini gizlemeyen, herkese hitap edecek kadar katmanlı ve zevkine doyulmaz bir kitap.
Sayfa 25 - ÖMER TÜRKEŞ / MIGUEL DE CERVANTES VE Don KişotKitabı okudu
Reklam
İlkel bilinçten öz bilince geniş esnasında, özne ile nesne arasındaki bölünmeye, evrensel insanla sosyal insan arasındaki ve bilinçdışı ile bilinç arasındaki ayrılmaya dayalı olarak dünya bir yabancılaşma şeklinde deneyimlenir. Bilinç ile bilinçdışı arasındaki farklılık, bilincin kendini açmaya üç katmanlı süzgeci gevşetmeye eğitildiği dereceye kadar yok olur. Tamamen yok olduğunda yansıtılmamış, doğrudan, bilinçli deneyim, yani idrak ve yansıtma olmaksızın oluşan türden bir deneyim gerçekleşir. Bu bilgi, Spinoza’nın, bilginin en üst biçimi dediği sezgidir; Suzuki’nin, “nesnenin tam içine girip sanki içinden bakarmış gibi görmek” şeklinde tarif ettiği yaklaşımdaki bilgidir; gerçeği görmenin gayreti gerektiren veya yaratıcı yoludur. Bu aracısız, yansıtılmamış kavrayış deneyiminde insan, hepimizin olduğu ama unuttuğu, “yaratıcı yaşam sanatçısı” haline gelir. “Onun her hareketi, özgünlüğünü, yaratıcılığını ve yaşayan kişiliğini dışa vurur. Onda kalıplaşmış davranışlar, uymacılık, baskı altında tutulan güdüler yoktur… Parçalanmış, sınırlanmış, baskı altında tutulmuş benmerkezci bir varlığa kıstırılmış bir benliği yoktur. Hapishanesinden çıkmıştır.” Olgun insan, kendini duygusal kirlenmeden ve idrakin müdahalesinden arındırmışsa korku, kaygı, güvensizlik gibi rahatsız edici duyguların ona saldıracağı yer bulamayacakları, bir özgürlük ve kendiliğindeki yaşamını gerçekleştirebilir.
‘Açlık Oyunları’nın Politik Psikolojisi
‘Açlık Oyunları’ndaki (Hunger Games, 2012, 2013, 2014) devrim selamı (üç parmaklı selam), bugün Tayland’da askeri yönetimine karşı direnen gençlerin simgesi olmuş durumda. Kamusal alanda bu selamı vermek, gözaltı nedeni olabiliyor (Bangkok Post, 2014). Tayland’da ‘Açlık Oyunları’nın kimi gösterimleri siyasal nedenlerle iptal edilmiş durumda (the
"İnsan kırılgan, karmaşık, iki ya da üç katmanlı, fantasmaların etkisinde olan, tutkuların egemenliğinde ve özlemin sürekli acılarını çeken bir varlıktır. Aynı zamanda hem görkemli hem de acınası bir tiyatro oyunu gibidir."
Sayfa 62
Kadın...
Karşılanmayan ihtiyaçların,dile getirilmeyen düşüncelerin ,hayal kırıklıklarının ,umutların ve amansız takıntıların bir kaydı.Çekici,rahatsız edici, çok katmanlı, güçlü vegüzel ..
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
Modern zamanların insan anlayışında ve ona bağlı olarak insanın toplumsal alanda ve tabiatla ilişkilerinde, kendisi üzerine düşünmeyişinde baş gösteren sorunlar en iyi biçimde bu iç içe, üç katmanlı, indirgenemez insana bakışla açıklanabilir. Bugünkü yalnızlaşma ve özlemin kökeninde insanın varoluşunun ayrılmaz parçaları olan diğer insanlar, tabiat ve kendisinden uzaklaşma bulunur.
Hz. Peygamber'in karikatürlerini yapanlar ve yapılması­nı el altından destekleyenler çok daha büyük bir politika yürü­tüyorlar kanaatimce. İşin görünen ile görünmeyen tarafını bir­likte düşünüp iki katmanlı analiz yapmak gerekir. Peygamberi­mizin karikatürünü basan ve yayan dergiler dahil, Avrupa' da İs­lam aleyhine açılan kampanya, Yahudi
... akıl tezahürlerinden hareketle üç katmanlı bir yapı olarak tanımlanmıştır: nazari akıl, ameli akıl, temyizi akıl. Temizi akıl, düşünme gücünün (kuvve-i müfekkire) dış dünyada doğal ve uylaşımsal tertibi yarar ve zarar cihetinden idrak etmesine denir. İnsan ne tür bir kültürel seviyede bulunursa bulunsun yararı talep eder, zarardan da kaçınır. Ameli akıl ise, düşünme gücünün kendi türdeşine muamelesine ve siyasetine ilişkin usül ve adabı iyi ve kötü cihetinden idrak etmesidir. İyi ve kötünün en önemli niteliği, yarar ve zararın aksine maslahat-ı âm olmaktır. Nazari akla gelince o, düşünme gücünün eşyanın gerçekliğinin nedenlerini ve ayrımlarını doğru ve yanlış cihetinden idrak etmesidir. Doğru ve yanlışın -dolayısıyla nazari aklın- en önemli niteliği ise genel olması, kavmi ve dini özelliklerden elden geldiğince uzak kalması, zaman ve mekanca kayıtlanmamasıdır; kısaca insan türüne has olmasıdır.
"Üç Katmanlı İnsan..."
- "... Hayvanlar ikili gerçeklik yaşar; hem ağaç, taş ve nehir gibi harici âfâkî varlıkların hem de korku, keyif ve arzu gibi enfüsî tecrübelerin farkındadır. İnsan ise üç katmanlı bir gerçeklikte varlığını sürdürür. Ağaç, nehir, korku ve arzunun yanı sıra insan dünyasında para, tanrı, ulus ve şirket gibi hikayelere-kurgulara da yer vardır..."
Sayfa 165