İnsanlığını hatırla ve başkaldır!
Ferhat Hoca uzun, üç şerefeli minareye çıkmış ezan okur gibi bütün dünyaya vaaz ediyordu. Yeni, güzel, görkemli, kanatlı düşüncelerini söylüyordu. İnsanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı, diyordu. İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir
Sayfa 348 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Ölüme doğru koşmuyoruz, doğum felaketinden kaçıyoruz; onu unutmaya çalışan felaketzedeler olarak çırpınıp duruyoruz. Ölüm korkusu, bizim ilk ânımıza kadar giden bir korkunun geleceğe yansıtılmasından başka bir şey değildir. Doğuma bela muamelesi yapmak tiksindiriyor bizi, buna şüphe yok: Doğumun en yüce iyilik olduğu, en büyük kötülüğün ömrümüzün başında değil sonunda olduğu telkin edilmemiş miydi bize? Kötülük, gerçek kötülük gerimizde'dir, önümüzde değil. İsa'nın gözünden kaçan şeyi Buda kavramıştır: "Üç şey bulunmasaydı dünyada, ey çömezlerim, Kusursuzluk olmazdı..." Buda, ihtiyarlıktan ve ölümden önce, bütün zaaf ve bütün felaketlerin kaynağı olarak doğumu gösterir."
Sayfa 10 - Metis Yayınları
Reklam
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bu şehirde herkes herkese düşman. Kimse kimseyi sevmiyor. Oğul babayı, baba oğulu, kardeş kardeşi sevmiyor. Bu şehirde herkes birbirine yabancı. Bu şehirde herkes biribirinden iğreniyor. Herkes biribirine bir kazık attığı zaman mutlu. Bu şehir yalancılar şehri, dolandırıcılar şehri, ikiyüzlüler şehri. Bu şehrin insanı kendi kendine bile yabancı. Kendi kendini kandırmayı anlarım, bir insanca yanı vardır. Hayır, bunların kendi kendilerine ikiyüzlü olması korkunç. Kendi kendilerine ikiyüzlü oluyorlar. Kendi kendilerine zerrece saygı duymuyorlar. Hiç kimseye sevgi, saygı duymuyorlar. Bir kurumuş yanları var. Sevgi gözleri kurumuş. Sevgi gözleri kuruyup yalan gözleri iki misli, üç misli büyümüş. Biliyorlar, öylesine değersizler ki, biliyorlar. Öylesine çürümüşler ki, farkındalar. Kokuları burunlarını kapatıyor. Burunsuz olmuşlar. Sevgisiz olunca kör, sağır olmuşlar. Her süründükleri yer yalan, pis kokuyor. Bir koca memleketin üstüne de çökmüşler. Kokuları, ölmüşlükleri, koca bir memleketi zehirliyor. Bunlar katil değiller. Ama her gün katil oluyorlar. Bunlar mikrop değiller, her gün binlerce insanı öldürüyorlar. Bunu onlar biliyorlar. Bu mutsuz kişiler azıcık, bir saniye, bir saniyeden daha da az kendilerini mutlu kılmak için yıllar yılı ellerini sıktıkları insanları kötülüklerden kötülüklere buluyorlar. Yalan söylüyorlar. Bir anlık bir mutluluk için yalan söylüyorlar. Yalan yazıyorlar, yalan. Soygunlarını, işe yaramazlıklarını, on para etmezliklerini kapatabilmek için yapmadıkları, yapamayacakları kötülük yok. Bunlar ölü solucanlar gibi çürümüş. Bunlar ölü solucanlar gibi kokuyorlar.
Sayfa 139 - YKYKitabı okudu
Ölüme doğru koşmuyoruz, doğum felaketinden kaçıyoruz; onu unutmaya çalışan felaketzedeler olarak çırpınıp duruyoruz. Ölüm korkusu, bizim ilk anımıza kadar giden bir korkunun geleceğe yansıtılmasından başka bir şey değildir. Doğuma bela muamelesi yapmak tiksindiriyor bizi, buna şüphe yok: doğumun en yüce iyilik olduğu, en büyük kötülüğün ömrümüzün başında değil sonunda olduğu telkin edilmemiş miydi bize? Kötülük, gerçek kötülük gerimizdedir, önümüzde değil. İsa’nın gözünden kaçan şeyi Buda kavramıştır: “üç şey bulunmasaydı dünyada, ey çömezlerim, kusursuzluk olmazdı… “Buda, ihtiyarlıktan ve ölümden önce, bütün zaaf ve bütün felaketlerin kaynağı olarak doğumu gösterir.
Sayfa 10 - MetisKitabı okudu
Kötülük, gerçek kötülük gerimizde'dir, önümüzde değil. İsa’ nın gözünden kaçan şeyi Buda kavramıştır: “Üç şey bulunmasaydı dünyada, ey çömezlerim, Kusursuzluk olmazdı...” Buda, ihti­yarlıktan ve ölümden önce, bütün zaaf ve bütün felaketlerin kay­nağı olarak doğumu gösterir.
Sayfa 10
Reklam
Apo (yazı uzun amma okunmaya değer)
Asrın liderimiz, Apo'yla müzakere meselesine açıklık getirdi. "Herhalde kalkıp özel villa tahsis edecek halimiz yok" dedi. Ki, daha önce iki defa villada oturmuştu. Biri Lazkiye' de, biri Roma' da. Roma' daki villanın adresi, Quartiere Inferno, Via Male'ydi. Türkçesi... Cehennem mahallesi, Kötülük
Sayfa 28 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
143 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.