Otto Rank, bir insanın başına gelebilecek en büyük travmanın doğmak olduğunu söyler. İşkenceleri, tecavüzleri bilen insanlar olarak bunun abartılı bir yorum olduğunu söyleyebiliriz elbette ama çok haksız da sayılmaz Rank. 9 ay boyunca mutlak bir güven ve emniyet duygusuyla yaşadığımız, beslenmeyle ilgili en ufak bir sıkıntımızın olmadığı sıcacık
Sayfa 115
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Reklam
50 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Zweig'dan Üç Etkileyici Hikaye...
Detaylar: konumuzkitap.com/2024/04/lyonda-... Stefan Zweig birbirinden farklı bu üç öyküde, çaresizliğe karşı koyan umudu, karanlığa ışık tutan sevgiyi o zarif üslubuyla anlatıyor. Kitaptaki üç hikaye, çok etkileyici bir üslupla okuyuculara aktarılmış. Eğer Zweig'ın bu eserini okumaydınız kesinlikle okumalısınız. İlk hikaye Lyon'da Düğün. Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde ölüme yaklaşan insanlara umut veren bir aşkın hikâyesi anlatılmaktadır. İkinci hikaye: İki Yalnız İnsan. Bu hikayede de acı çeken iki çaresiz insanla tanışıyoruz. Üçüncü hikaye: Wondrak. Yazarın savaş karşıtı yapıtlarından biridir. Bohemya'nın küçük bir kentinde çirkinliğiyle sürekli alaya maruz kalan bir kadın, doğurduğu çocuk sayesinde yaşama tutunuyor ancak patlak veren Birinci Dünya Savaşı yüzünden oğlunu askere alarak ondan koparmaları söz konusudur. Peki siz Lyon'da Düğün'ü okumuş muydunuz? Sizi en çok etkileyen hikaye neydi? Yorumlarda buluşalım. Hikaye:
Lyon'da Düğün
Lyon'da Düğün
Yazar:
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,6bin okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben kitap alırken konusuna hızlıca göz gezdirir, kitabı okumak için elime aldiğımda da asla arka kapak yazısını okumam. Çünkü çoğu yazılar spoiler dolu. Bu kitabın kurgusunu farklı hayal etmiştim. Yani apartmanda birileri, diğer komşusunu rahatsız edecek gibi. Fakat kitabı elime alınca bambaşka bir kurgu ile karşılaştım. Baştan sona gizemli
Üst Kattaki Aile
Üst Kattaki AileLisa Jewell · Olimpos Yayınları · 202472 okunma
Güzel ve Dokunaklı
Gözbebeklerinde bir ağrıyla gelirdi. Ben, kirpiklerimde binlerce yol, parmaklarımı kalbime batıra batıra beklerdim. Sokakların telaşıyla odaların suskunluğu arasına sıkışmış kekeme hayaldi. Gülüşü, bir yaprak ummanında gün ışığı gibi hüzünlü bir sevinç verirdi. Akşamüstüne benzeyen sesle konuşurdu. Kendisine ait olmayan bir zamandan yaşamaktan
En küçük bendim. Benden önce üç çocuk evlendir88 mişlerdi. Bu telaştan sıkılırlar ve beni kime olsa verirler diye düşünüyordum ama yanıldım. Annemlerle oturduğumuz evin tüm tesisat işlerine bakan ve babamın her zaman maharetini çok takdir ettiği, ancak herkesin Ayla Hanım dediği anneme Ayla Yenge demeyi tercih eden ve dolayısıyla annemin sinirlerini tepesine çıkaran güzeller güzeli İsmail'im; ilk mülakatta elendi. Annemin karan kesindi, İsmail’e kibarca kapıyı gösterdi. İsmail de “Senin kafan rahat olsun Ayla Yenge, evlenmeyiz” dedi ve çıktı gitti. İsmail’in bu sözü annemin laneti olacak, annemin kafası hiç rahat etmeyecekti. Benim içinse, eğer İsmail’le olmayacaksam kiminle evleneceğim zaten mühim değildi. Ver oradan bir çorap yaaa, ayağımı sıcak tutsun yeter, diyerek çorap eşi seçer gibi, eş seçtim kendime. Severim belki ileride dedim ama hiç ilerleyemedim.
Reklam
"Kutsal olan sevdadır,” dedi. “Üç kuşak görmüş, kadınlarla erkekler konusunda epey şey bilen şu yaşlı kadına kulak ver küçük kızım. Evlilikle aşkın en küçük bir ilişkisi yoktur. İnsan aile kurmak için evlenir, aile ise toplum oluşturmak için kurulur. Toplum evlilikten vazgeçemez. Toplumu bir zincir sayarsak, her aile bir halkadır. Bu halkaları birbirine tutturmak için, hep benzer madenler aranır. İnsan evlenince beğenilerini birbirine uydurması, servetlerini birleştirmesi, benzer ırkları bir araya getirmesi, zenginlik ve çocuk demek olan ortak çıkar uğruna çalışması gerekir. Bak küçük kızım, insan yaşarken bir kez evlenir, çünkü dünya böyle ister, ama doğa bizi öyle yarattığından, yirmi kez sevdaya tutulabilir. Evlilik bir yasadır, anlıyor musun, aşksa bizi kimi zaman sağa, kimi zaman sola iten bir içgüdüdür.
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Gerçekler, sevgilim
Bu sabah erken kalktım. Yüzüme üç kez gerçekler çarptım. Kanadı yüzüm, gözüme gerçek kaçtı. Gözümün sulandığını görenler ağladığımı sandı, oysa gerçek gözümü yakmıştı. Bu yüze gerçek çarpma ve göze gerçek kaçırma beni zinde yaptı. Dışarı çıktım, yolum uzundu. Nicedir yürümeyişlerimle biriken adımlarımı da yanıma aldım. Yorgunluğumu, kendini
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Reklam
Hasından bir erkek olmak tam olarak ne gerektirir? Duyguların bastırılması. Hassasiyetin gizlenmesi. Nezaketinden ve savunmasızlığından utanç duymak. Çocukluğu hunharca ve kesin şekilde terk etmek: Çocuk - adamların namı iyi değildir. Penisinin boyutu hakkında endişelenmek. Kadınlar yol yordam göstermeden veya farkına bile varmadan onlara
MÜTHİŞ BİR TREN Kıraathanenin camları önüne oturmuşlardı. İki arkadaştılar. Nargilelerinin marpuçlarını emerek susuyorlardı. Zayıf olan, lülenin ateşini nargilenin kehribar ağızlığıyla düzeltti. Bir-iki nefes daha çekti. Marpucu sardı. Nargileyi önünden itti. Bu, yüzü karanlık, karışık bir adamdı. Kalın kaşları vardı. Bu kaşların altında
Cezadan önce ödül kullanın
Bir çocuk hatalı davranırsa veya itaat etmezse, ebeveynlerin cezaya başvurması yaygın bir durumdur. Sadece nadiren hatalı davranan ve bu nedenle birkaç ceza alan DEHB olmayan bir çocuk için bu doğru olabilir. DEHB'li bir çocuğun daha fazla hatalı davranması ve çok sayıda ceza alması muhtemeldir. Araştırmalar, DEHB olan çocukların
Sayfa 161 - Palme yayıneviKitabı okuyor
Çocuğunuz; – Varsın, bir çivi bile çakamasın ama dersleri iyi olsun. – Varsın omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın ama matematiği düzgün olsun. – Varsın evin çalan telefonuna cevap veremesin ama notları yüksek olsun. – Varsın eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın ama fen lisesine gitmiş olsun. – Varsın ağlayan bir çocuk görünce
Gönlüme bu harikulade şenliği veren şeyi tahlil edecek olursanız, ne bulursunuz? Ya bir tahtadan at, ya boyalı tenekelerden bir lokomotif, ya derisi iki-üç günde delinmeye mahkum bir küçük trampet... Demek ki, bir hiç, bir zerre, bir tahta ve bir teneke parçası benim çocuk ruhuma bu derin sonsuz mutluluğu vermeye yetiyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.